İş Teftiş Kurulu’nun raporu madenlerdeki ‘aksaklıkları’ gözler önüne seriyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu “Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği 2012 Programlı Teftişleri Sonuç Raporuna” göre, 2010 yılında gerçekleşen iş kazalarında toplam 62 bin 903 kişi etkilendi....

Google Haberlere Abone ol
İş Teftiş Kurulu’nun raporu madenlerdeki ‘aksaklıkları’ gözler önüne seriyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu “Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği 2012 Programlı Teftişleri Sonuç Raporuna” göre, 2010 yılında gerçekleşen iş kazalarında toplam 62 bin 903 kişi etkilendi. Bin 444 kişi öldü ve bin 976 kişi sürekli iş göremez hale geldi. SGK’nın verilerine göre kömür madenciliğinde ise iş kazalarından 8 bin 150 kişi etkilendi. 86 vatandaş öldü, 50’si sürekli olarak iş göremez hale geldi.

Ayrıca teşhis edilen 92 meslek hastalığı sonucu 6 ölüm 44 sürekli iş göremezlik tespit edildi. Standardize iş kazası oranı dikkate alındığında kömür ve linyit çıkartılması iş kolunda yüzde 2591,86 gibi diğer iş kollarından çok daha yüksek bir oranla karşılaşılmakta. Kömür ve linyit çıkartılması iş kazalarından etkilenen işçi sayısı, standart dağılımda beklenene göre 25,9 kat fazla olarak gerçekleşti. Tüm sektörlerdeki iş kazaları değerlendirildiğinde ise iş kazalarından etkilenen işçilerin yüzde 12,95’nin, iş kazalarında ölen işçilerin yüzde 5,95’nin ve iş kazalarında iş görmezliğe uğrayan işçilerin yüzde 2,53’nün kömür madenciliği sektöründe olduğu görüldü.

16 YILDA KÖMÜR OCAKLARINDAKİ KAZALARIN YÜZDE 71’İ YER ALTINDA YAŞANDI

Raporda, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından 1984-1999 yıllarını kapsayan verilerine kurum ocaklarında 16 yılda meydana gelen iş kazalarının yüzde 71 yeraltı, yüzde 28’i ise yerüstü işletmelerde yaşanmış. 2012’de ‘maden kömürü ve linyit kömürü’ iş kollarında faaliyet gösteren ve ‘yeraltı madencilik yöntemlerinin’ kullanıldığı işyerlerinde 2 aşamalı programında toplam 351 teftişle gerçekleşti. Program neticesinde ülke genelinde ‘yeraltı kömür madenciliği’ yapan işyerlerinde ‘iş sağlığı ve güvenliği’ ile ilgili sonuçlar özetle şu şekilde sıralandı: “İlk aşamada toplam bin 547 mevzuata aykırılık tespit edildi. İkinci aşamada 843 mevzuata aykırılık belirlendi. Ayrıca ilk aşamada tespit edilen hususlardan 537’si, ikinci aşamada ise 239’u teftişler sırasında giderilmesi sağlandı. Programlı teftişler süresince, yer altı çalışmalarının en az iki bağımsız yol ile yeryüzüne bağlanmamış; merkezi gaz izleme sistemlerinin kurulmamış; havalandırmanın yeterliliği ve sürekliliğini sağlayacak önlemlerin eksik; yer altında alev sızdırmaz ekipmanların kullanılması ve ocak ağzının toprak kayması, su baskını olabilecek şekilde açılmış olması gibi durumlarla karşılaşılmış. Bu başlıklar kapatmaya esas olan mevzuata aykırılıkların büyük bir kısmını kapmaktadır. Pek çok bölgede, özellikle damarın ince, üretimin az ve işletmenin küçük çaplı olduğu ocaklarda kömür damarı içeriden kılavuz bacalar sürülerek oldukça ilkel metotlarla üretim yapıldığı görüldü. Bu durumda doğal koşulların yanı sıra ekonomik gerçekler ili uzun yıllardır madencilik yapılan bölgelerdeki yerleşik alışkanlıkların etkisinin olduğu düşünülmekte. Teftişlerde üretimin ileri teknolojiyle ve planlı biçimde yapılması ile üretimden bağımsız profesyonel bir organizasyon olmasının iş güvenliği koşullarının iyileşmesinde önemli olduğu sonucu çıkmaktadır.”

KISA VADELİ SÖZLEŞMELER UZUN VADELİ PLANLAMALARI ENGELLİYOR

İlk aşamada merkezi gaz izleme sistemlerinin kurulması, alev sızdırmaz ekipman kullanımının sağlanması gibi iyileşmelerin yapıldığı; bazı işyerlerinde ikinci aşamada etkisiz kılan uygulamaların görüldüğü vurgulanan raporun sonuç bölümünde, şu tespitler yapıldı: “Alev sızdırmaz ekipman ve merkezi izleme sisteminin temini konusunda zorluk yaşanabildiği bildirilmiştir. Bölgelere özgü tespitler ve gözlemler değerlendirildiğinde; kimi bölgelerde tavan taşının ‘sağlam’, ‘metan gazının olmadığı’ ve ‘grizu patlaması riskinin düşük’ olduğuna dair kanı oluşmuş. Bu gibi anlayışların ilgili hususlarda tedbirsizliğe neden olduğu, mevzuata aykırılıklara temel oluşturduğu ve gerçekleştirilen iyileşmelerin kalıcı olmasını engellediği kanaati oluşmuştur. Bazı bölgelerde tek ruhsat sahasında birden fazla kömür ocağının bulunduğu görülmüş. Bu ocakların zaman zaman birbirinin koşullarını etkileyebildiği belirlenmiş. Kısa vadeli sözleşmeler, işletmelerde uzun vadeli planlamaların yapılmasını engelleyerek, hem üretim verimini, hem de iş güvenliği koşullarını olumsuz etkilediği düşünülmektedir.”

MALİYETİ AZALTACAK BİR ANLAYIŞ

Pek çok bölgede ana galerilerin yaygın olarak ilk maliyeti azaltacak bir anlayış çerçevesinde kömür içinde sürdürülmesinin tercih edildiği açıklanan raporda, “Bu durum gerek üretim randımanı, gerek iş güvenliği açısından şartları zorlaştırdığı kanaati oluşmuştur. Fizibilite çalışmalarının, mühendislik tasarımlarının yapılmasının ve iş güvenliği önlemlerinin sistemli bir şekilde alınmasının iş kazalarını azaltılmasını ve uzun vadeli yeraltı kaynaklarını daha ekonomik olarak değerlendirilmesine katkıda bulunacağı sonucu çıkartılabilir. Bazı bölgelerde götürü usulü çalışma yapılıyor. Bu yöntemle işçiler yaptıkları ilerleme ve çıkarttıkları kömür miktarı üzerinden ücret almaktadır. Bu durum üretim baskısını artırarak, iş sağlığı ve iş güvenliği açısından sakıncalıdır. Pek çok işyerinde kaza istatistiklerinin sağlıklı olarak kaydedilmediği görülmüştür. Ayrıca sağlık güvenlik dokümanlarında ve risk değerlendirmelerinde belirtilen yöntemler ile sahada yürütülen faaliyetler arasında farklılıklar bulunması, bu dokümanların etkinliğini ortadan kaldırmaktadır.” denildi.

MANİSA (AKHİSAR-GÖRDES-SOMA) BÖLGESİ

Raporda, kömür madenciliği bölgelere göre analiz edilmiş. Bu bölüme göre Manisa’da yeraltı kömür üretimi Akhisar, Gördes ve Soma ilçelerinde yapılmakta. Ülkedeki önemli linyit rezervleri Soma Kömür Havzası’nda yataklarıdır. Manisa Soma ilçesi sınırları içerisinde yer alan alt ısıl değeri 2080-3150 kcal/kg arasında olan 610 milyon ton linyit rezervi bulunmakta. Bunun yüzde 71’i yeraltı işletmeciliği ile alınıyor. Bölgede 8 işyerine 8 bin 336 işçiye ulaşılmış.

Teftişin ilk aşamasında 84, ikinci aşamada 32 adet mevzuata aykırılığın tespit edildiği Manisa Bölgesi’ndeki eksiklerle ilgili, “Birinci aşamada tespit edilen noksan hususlar ikinci teftişte ortalama yüzde 70’i kadar azalmıştır. Buna göre ‘ulaşım ve nakliyat sistemleri’ hariç tüm sınıflamalarda noksan sayıları azalmıştır. En fazla mevzuata aykırılık, ‘mekanik, elektrikli ekipman ve tesisler’ ile ‘İSG organizasyonu, eğitim, denetim’ ile ‘kurtarma ve tahlisiye’ başlıkları altında kaydedilmiştir.“ ifadelerine yer verildi. CİHAN

Yorumlar