İş Adamlarının Tedbir Kararı ;Kaldırıldı
İkinci dalga yolsuzuk soruşturması kapsamında 7 işadamı ve 2 şirketin mal varlıklarına konulan tedbir soruşturma dosyasını inceleyen 4 savcı tarafından kaldırıldı.
Savcı Muammer Akkaş'ın görevden el çektirilmesinin ardından
dosyayı inceleyen savcılar, TMK 2 Nolu Hakimlik tarafından konulan
tedbirin yeterli yasal gerekçesi olmadığını savundu.
İstanbul TMK ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 41
şüpheli hakkında başlatılan soruşturmada savcı Muammer Akkaş'ın
talebiyle 2 Nolu TMK Hakimliğinin 7 işadamı ve 2 şirketin mal
varlıklarına tedbir konulmasıyla ilgili kararı inceleyen savcılar,
Ömer Faruk Kalyoncu, Cengiz Aktürk, Abdullah Tivnikli, Mustafa
Latif Topbaş, Cemal Kalyoncu, Mehmet Cengiz ve Üsame Kutub ile
Bosphorus 360 Limited Şirketi ve Zirve Holding Anonim Şirketi'nin
malları üzerine konulan tedbir kararını kaldırdı.
"YARIM SAATE KARAR VERİLDİ"
Savcılar İsmail Uçar, Fuzuli Aydoğdu, İrfan Fidan ve Murat Çağlak
imzası taşıyan kararının gerekçesinde, çok kapsamlı bir soruşturma
dosyası olmasına rağmen hakimliğin yarım saat gibi kısa bir sürede
tedbir kararı aldığı belirtildi. Kararda şu ifadeler kullanıldı:
“UYAP kayıtlarında yapılan incelemede Cumhuriyet Başsavcılığımızın
tedbir kararı istemine ilişkin talebi dosyanın çok kapsamlı olması,
54 klasör ve 1005 sahifelik fezleke ihtiva etmesine rağmen, hatta
tespitlerimize göre klasörlerin 32 tanesini ihtiva eden çuvalların
halen mühürlü olup okunmaksızın yarım saat gibi kısa bir sürede TMK
2 Nolu Hakimliği tarafından şüphelilerin suçla ilgisi olup
olmadığına bakılmaksızın bütün mal varlıklarına el konulmasına dair
karar verilmiştir"
"İLERİDE TELAFİSİ İMKANSIZ ZARARLARA SEBEBİYET VERİLMEMESİ"
İÇİN TEDBİR KALDIRILDI
Şüpheli avukatlarının itirazı üzerine inceleme yapıldığı belirtilen
kararda, TMK 2 No'lu Hakimliği tarafından, şüphelilerin suçla
ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın, bütün mal varlıklarına el
konulmasına dair karar verildiği belirtildi. Mal varlığına tedbir
konulması için isnat edilen suç ile elde edilen mal varlığı
arasında irtibat bulunması gerektiği vurgulanan kararda,
şüphelilerin avukatlarının talebinin kabulüyle "ileride telafisi
imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi açısından şüphelilerin mal
varlıklarına el konulmasına ilişkin kararın kaldırıldığı" ifade
edildi.
MASAK'TAN HERHANGİ BİR RAPOR
ALINMAMIŞTIR
Kararda şu ifadeler kaydedildi: "Halen soruşturma sürdürülmekte,
kapsamlı olan evrakın incelenmesine devam edilmekte ve soruşturma
dosyasına girmesi gerektiği değerlendirilen evrakın mahallinden
talep işlemleri devam etmektedir. Şüphelilerin mal varlıklarına
elkonulması tedbiri bakımından ise şüphelilere veya sanıklara dair
para, fon, menkul, gayrimenkul, hak ve alacaklar gibi mal varlığı
hareketleri izlenmemiş ve herhangi bir kayıt getirilmemiştir.
Şüphelilere isnat edilen suçlar, suç tarihinden ve bu suçlardan
elde edilen kazanç miktarlarının ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken
böyle bir tespite gidilmeksizin ilgili talepte bulunulmuştur.
MASAK'tan herhangi bir rapor alınmamıştır. Dosyada suçlara yönelik
yetkili bir kurumdan veya bilirkişi den alınmış başka bir rapor da
bulunmamaktadır.
EL KOYMA KARARI İÇİN DAHA KUVVETLİ ŞÜPHE
GEREKİR
CMK'nın 141/1-j maddesine göre 'Eşyasına veya değer malvarlığı
değerlerine koşulların oluşmadığı halde el konulan veya konmaması
için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer mal
varlığı değerlerini amaç dışı kullanılan veya zamanında geri
verilmeyen 'kişilerin maddi ve manevi tazminat hakları
bulunmaktadır. 1982 Anayasasının 38/10 maddesine göre, 'ölüm cezası
ve genel müsadere cezası verilmez. 'CMK'nın 128/1 maddesine göre el
koyma tedbiri için soruşturma veya kovuşturma konusu suçun
işlendiğine ve bu suçlardan el edildiğine dair kuvvetli şüphe
bulunması ve el konulan tedbirin şüpheli veya sanığa ait olması
gerekir. Oysa kamu davasının açılabilmesi içim CMK'nın 170'inci
maddesine göre 'yeterli şüphe bulunması yeterlidir. Yani el koyma
kararı için daha kuvvetli şüphe gerekir. Ayrıca ceza hukukundaki el
koyma tedbiri özel hukuktaki tedbir kararından da farklıdır.
CMK'nın 128. maddesine göre şüpheli ve sanıkların ortaklık
paylarına el koyma imkanı vardır. Ortaklık malları ile ortaklık
payı ise aynı kavramlardır.Ceza hukukunda suçu ve cezanın şahsiliği
ilkesi geçerlidir. Ortaklık malları şirketin tüzel kişiliğine ait
olup üçüncü şahıslara ait olması da mümkündür. Nitekim CMK'nın
128/6. maddesinde ortaklık paylarına el koyma tanımlaması
yapılmıştır"
İSNAT EDİLEN SUÇ İLE ELDE EDİLEN MAL VARLIĞI ARASINA
İRTİBAT BULUNMASI GEREKİR
CMK'nın 133. maddesinde suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinin düzenlendiği kaydedilen karar şöyle devam etti:
"Bu durumda da şirketin işleminin yürütülmesi için hakim veya malı
verme tarafından kayyum ataması gerekecektir. Ancak 133. maddenin
uygulanabilmesi, maddede sayılı suçlarla sınırlı tutulmuştur. El
koyma kararında maddede sayılı suçlar yoktur. Ayrıca mal varlığına
tedbir konulması için isnat edilen suç ile elde edilen mal varlığı
arasında bir irtibatın bulunması gerekir. Eylem tarihinden önce
edinilen mallar ile hile veya miras yoluyla edinilen mallara tedbir
konulması da mümkün değildir. Oysa tedbir mahkeme kararında böyle
bir ayrıma gidilmeksizin 'tüm mal varlıklarına el konulmasına'
karar verilmiştir. Ayrıca şüphelilerin ayrı ayrı eylemleri ile
suçlardan elde ettikleri mal varlığı miktarları soruşturma
evrakında bu yönde eksiklikler dolayısıyla tespit edilemediğinden,
oranlılık ilkesi ve üçüncü şahısların bu tedbirlerden etkilenmesi
de değerlendirilememiştir, gerekçeleriyle hakimlik kararının gözden
geçirilerek itirazın kabulüyle şüphelilerin bütün mal varlıklarına
el koymakararının kaldırılmasına karar verilmesi talep
edilmiştir."
UYAP kayıtlarında yapılan incelemede Cumhuriyet Başsavcılığımızın
tedbir kararı istemine ilişkin talebi dosyanın çok kapsamlı olması,
54 klasör ve bin 5 sayfalık fezleke ihtiva etmesine rağmen, hatta
tespitlerimize göre klasörlerin 32 tanesini ihtiva eden çuvalların
halen mühürlü olup okunmaksızın, yarım saat gibi kısa bir sürede
TMK 2 Nolu Hakimliği tarafından şüphelilerin suçla ilgisi olup
olmadığına bakılmaksızın bütün mal varlıklarına el konulmasına
karar verildiği, ayrıca 8 Ocak 2014 tarihinde İstanbul Emniyet
Müdürlüğü Mali Suçlar Şube Müdürlüğüne yazmış olduğumuz müzekkereye
ilişkin verilen 8 Ocak 2014 tarih ve 2014/17922 sayılı cevabi
yazıda, arşivlerinde 2012/656 sayılı soruşturma dosyası ile ilgili
herhangi bir belge ve dosyaya rastlanılmadığı bildirildiğinden,
soruşturmanın usule uygun olarak yapılıp yapılmadığına dair
kuşkular oluşmuş, tereddüdün giderilebilmesi amacıyla TİB
Başkanlığı ile yazışma yapılmıştır." Kararda, bir kısım
şüphelilerin avukatı Mustafa Doğa İnal'ın yaptığı itiraz üzerine
Mustafa Latif Topbaş, Üsame Kutup, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk
Kalyoncu,Mehmet Cengiz, Abdullah Tivnikli ve Cengiz Aktürk ile
Bosphorus 360 Limited Şirketi ve Zirve Holding Anonim Şirketi
hakkında alınan "mal varlıklarına elkoyma kararının kaldırıldığı
belirtildi.
Yorumlar