İmama saldıranların bırakılmasına tepki

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde İzmir'in Narlıdere ilçesinde sala okuyan müezzini darbettikleri gerekçesiyle tutuklanan zanlıların serbest bırakıldığı iddialarını değerlendiren müezzin Mehmet Kuzgun'un avukatı Zeki Arıtürk, müvekkiline hukuki desteklerinin süreceğini söyledi.

Avukat ve arabulucu Arıtürk, dosyada gizlilik kararı bulunduğunu, bu nedenle mahkemenin dosyayı inceleme imkanı vermediğini belirtti.

Müezzini darbettiği öne sürülen 2'si kadın 3 kardeşin serbest bırakıldığı yönünde iddialar bulunduğunu dile getiren Arıtürk, şunları kaydetti:

"Biz müezzin Mehmet Kuzgun'un avukatı olarak mahkemeye katılma taleplerimizi ilettik. Maalesef dosyada gizlilik olması nedeniyle Olağanüstü Hal'den de kaynaklanan nedenlerle dosyanın içeriği hakkında bize bilgi verilmiyor. Cuma günü bu kişilerin serbest bırakıldığı yönünde iddialarda bulunuldu. Serbest bırakıldığı öne sürülen kişilerin savunmaları da gerçekten çok garip. 'Biz darbe gecesi okunan salayı darbenin tarafıymış gibi algıladık, sanki darbeyi destekliyormuş gibi algıladık, ona destek veriyormuş diye düşündük ve onu uyardık. Darbe yapılırken niye bunu yapıyorsun diye sorduk. O sırada bize hakaret etti.' diyorlar. Ancak bunun böyle olmadığı kamera kayıtlarından da anlaşılıyor."

Mahkemenin böyle bir savunmaya itibar etmesini mümkün görmediklerini dile getiren Arıtürk, "Kamu şunu bilsin ki biz hukuk olarak bu işin peşindeyiz asla bırakmayacağız. Olağanüstü Hal dönemlerinde özellikle 'makul şüphe' diye bir kavram getirildi. Makul şüphe nedir? 'Hakkınızda FETÖ ile ilgili durum var' diye ihbarda bulunulsa, savcılık sizinle ilgili tahkikat başlatıyor. Savcılığın bu başlattığı tahkikat nedeniyle olağanüstü makul bir şüphe bulunursa sizi tutuklamaya sevk ediyor. Mahkeme tarafından tutuklanıyorsunuz. Burada tüm kamera kayıtları olmasına rağmen, darp raporu bulunmasına rağmen salıverilmesini hukukun takdirine ve vicdanlara bırakıyoruz." ifadelerini kullandı.

Zeki Arıtürk, mahkemenin serbest bırakma kararı varsa bundan döneceğine emin olduklarını da kaydederek, şöyle devam etti:

"Müezzin kendi görevini, vatani görevini, kamu görevini yaparken kamu görevi burada engelleniyor. İkincisi, taşla sopayla saldırarak yaralanıyor, yaralamaya teşebbüs var. Burada aynı zamanda kamu malına zarar veriliyor. Aynı zamanda da kamu görevi engelleniyor. Bu kadar suç ve delilleri varken bu mahkemenin neyi öne alarak ve hangi delile itibar ederek, sanığı serbest bırakmasını makul bir durum olarak görmüyorum."

Türkiye'nin çok ciddi bir badire atlattığını da anımsatan Arıtürk, "Biz bütün darbelere karşı, bütün haksızlıklara karşı dimdik ayakta durmalıyız. Cumhurbaşkanımızın çok güzel bir sözü var; 'Diklenmeden dik durmak.' Evet şu anda hangi düşünceden olursanız olun, hangi fikriyatta olursanız olun dik durma zamanıdır. Çünkü bu darbe milletimize yapılmıştır. 5 bin yıllık devlet geleneğimize yapılmış bir darbedir." dedi.