İlker Başbuğ: Biz adalet istiyoruz

Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Silivri Cezaevine gelerek ziyarette bulundu.

Google Haberlere Abone ol
İlker Başbuğ: Biz adalet istiyoruz

Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Silivri Cezaevine gelerek ziyarette bulundu. Başbuğ ziyareti sonrası açıklamalarda bulunarak "Bizim kalbimiz sevgiyle dolu her şeye rağmen. Hiçbir zaman içimizde ne nefret duygusu var ne intikam duygusu var. Ama bir duygumuz var, dimdik ayakta. Biz adalet istiyoruz." dedi.

Ergenekon Davası'ndan 7 Mart günü tahliye edilen Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi'ne ziyarete geldi. Saat 11.45'de Silivri Cezaevi'ne gelen Başbuğ, burada Balyoz Davası'ndan tutuklu bulunan emekli Orgeneral Bilgin Balanlı, Zirve Yayınevi Davası'ndan tutuklu emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Devrimci Karargah Davası'ndan tutuklu bulunan Hanefi Avcı'yı ziyaret etti. Yaklaşık 4 saat süren ziyaretinin ardından Başbuğ, bazı sanık yakınları tarafından oluşturulan çadırı ziyaret etti.

Çadırı ziyaretinde Başbuğ'u, İşçi Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Levent Kırca ile diğer partililer karşıladı. Burada bir konuşma yapan Başbuğ, 7 Mart 2014 Cuma Günü Silivri Cezaevi'nden tahliye edildiğini hatırlatarak "O gün sizlerle yapmış olduğum konuşmada özellikle şu noktanın altını çizdim. Dedim ki, 'Benim bugün Silivri Cezaevi'nden tahliye olmam yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Aksi takdirde benim kişisel olarak tahliye olmam bana göre hiç bir anlamı ve önemi olamazdı. Bir başlangıç olmasını bekledim, istedim. Nitekim ondan sonraki süreçte hepimizin gördüğümüz gibi sözde Ergenekon Davası'ndan cezaevlerinde tutuklu bulunan kimse kalmadı." diye konuştu.

"ARKADAŞLARIMI MORAL VE FİZİKİ OLARAK ÇOK İYİ DURUMDA GÖRDÜM"

Hiçbir zaman nefret ve intikam duygusu yaşamadığını aktaran Başbuğ, "Şunu tekrar burada ifade etmek istiyorum. Bizim kalbimiz sevgiyle dolu her şeye rağmen. Biz adalet istiyoruz. Haksız yere Silivri'de, Hasdal'da, Hadımköy'de, Sincan'da diğer cezaevlerinde haksız yere tutulan son arkadaşımızda serbest bırakılıncaya kadar bize rahat etme olanağı yok. Ancak bu cezaevlerinde haksız yere tutulan bütün arkadaşlarımızın serbest kaldığı gün, tutuksuz yargılanmalarının imkanı sağlandığı gün kendimizi ancak biraz rahatlamış olarak kabul edebiliriz. Silivri'de geride bıraktığım arkadaşlarımı ziyaret etmeyi düşündüm. Bugün bu nedenle buraya geldim. Bugün Silivri'de hala tutuklu olarak bulunan değerli arkadaşım, koğuş arkadaşım, iki seneyi paylaştığım, Harp Okulu'ndan 1960'lı yıllardan beri silah arkadaşlığı yapmış olduğum emekli Orgeneral Hurşit Tolon'u ziyaret ettim. Emekli Orgeneral Bilgin Balanlı'yı ziyaret ettim. En son olarak da Hanefi Avcı'yı ziyaret ettim. Tabi gönlüm ister ki bugün Silivri'de hali hazırda halen tutuklu bulunan herkesi ziyaret edebilmek gönlüm arzu eder. Ancak bunu mazur görsünler. Bunu bir madden imkan yok. Ancak bir noktada onların temsilcisi olarak bu 3 arkadaşımızı ziyaret ettim. Ziyaret ettiğim arkadaşlarım kendilerini moral olarak ve fiziki olarak çok iyi durumda gördüm. Zaten iki hafta geçmişti. Başta da dediğim gibi biz adalet istiyoruz. Bunun takipçisi olacağız elbette." diye konuştu.

"TOLON, SADECE BİR GİZLİ TANIK İFADESİNE DAYANILARAK CİNAYETE DAHİL EDİLDİ"

Başbuğ, Zirve Yayınevi Davası'ndan tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un hukuki durumuna dikkat çekerek şu açıklamada bulundu: "Emekli Orgeneral Hurşit Tolon sadece ve sadece bir gizli tanık ifadesine dayanılarak başka hiçbir şey yok sadece gizli bir tanık ifadesine dayanılarak... Bu gizli tanık da kimdir silahlı kuvvetlerden atılan bir uzman çavuş. Bunun ifadesine dayanılarak maalesef bu menfur Malatya'daki Zirve cinayetine dahil edilmiştir. Bu tabii çok üzücü bir durum. Tabii burada önemli olan değerli arkadaşımın bu son gelişmeler çerçevesinde tutuklu halinin kaldırılması amacıyla geçtiğimiz haftalar içerisinde ilgili mahkemelere müracaatlarda bulunuldu. Bir tanesini sizinle paylaşmak istiyorum. Çünkü çok önemli ilk müracaat Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yapıldı. 2. Ağır Ceza Mahkemesi aldığı kararla ikiye bir. Mahkeme Başkanı tahliye edilmesi yönünde karar veriyor. Maalesef diğer iki mahkeme üyesinin aleyhte rey vermesi neticesinde arkadaşımızın tutukluluk hali devam etti. Burada önemli olan bir nokta var. Mahkeme başkanı 17 yıllık hakim. Tabii kendisiyle ilgili düşüncelerini de karara yazmış itiraz gerekçesini. Diyor ki, 'Hurşit Tolon'un suçlanması bu davada hem sanık hem gizli tanık olan bir kişinin ifadesine dayanmaktadır. Bu gizli tanığın ifadesiyle bir kişi suçlanamaz. Mutlaka böyle bir durum olduğu zaman bu gizli tanığın söylediği hususların başka delillerle desteklenmesi lazım.' bu çok önemli. Türk yargısıyla çok konuları konuştuk ama Türk Yargısının bugün geldiği noktanın en önemli nedenlerinden birisi gizli tanık müessesesi. Rezalet bir müessese. Tecrübeli bir hakim. 17 yıllık hakim. diyor ki, 'Sadece bir gizli tanık ifadesine dayalı olarak insanları suçlayamazsınız. Bunu başka delillerle de değerlendirmeniz lazım başka hiçbir şey yok. Dolayısıyla burada bu kişinin tutuklu olarak daha uzun süre tutulması ilerde telafisi mümkün olmayan durumlara neden olur. Dolayısıyla ben tahliyesini istiyorum' Kim? Mahkeme Başkanı. 17 senelik hakim."

"BÜTÜN HAKİMLERİ, SAVCILARI AYNI KEFEYE KOYAMAYIZ"

Türk yargısının içinde bulunan bütün hakimleri, savcıları aynı kefeye konulmaması gerektiğini söyleyen Başbuğ, "İşte Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı buna iyi bir örnek. Demek ki Türkiye'de hakimler de var. Bunu söylememiz lazım. Ama maalesef anlaşılmaz bir derecede mahkemenin iki tane üyesi var. Yeni mezun olmuşlar. Yanılmıyorsam 5 aylık hakim. 5 aylık iki bayan hakimimiz. Anlaşılmaz bir derecede bu iki bayan hakimin ki 5 aylık hakimin tutukluluk aleyhine karar vermesiyle arkadaşımızın tutukluluğu devam ediyor. Bu tabii ki üzerinde çok durulması ve üzerinde düşünülmesi gereken tipik bir olay olduğu için ben sizin bu konuyu paylaşmayı yararlı gördüm." dedi.

"HANEFİ AVCI'NIN DA BİR HUKUK CİNAYETİYLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNA İNANIYORUM"

Başbuğ, cezaevinde ziyaret ettiği Hanefi Avcı'nın da hukuk cinayetiyle karşı karşıya olduğunu savundu. Başbuğ, "Hanefi Avcı'yla ilgili herkes diyor ki, 'Bu ortada nedeni bu peki bu tamamda yanılmıyorsam 36 ay falan olmuş şu anda. 36 ay. Aldığı ceza 5 sene esasında. Tek tutuklu o davadan. İşin ilginci de o. Neresinden bakarsanız, içler acısı bir durum. Devrimci Karargah Örgütü'ne destek vermek vs 5 yıl ceza almış. 36 ay zaten gidiyor. Neredeyse o cezayı karşılamış oluyor. Şimdi Hanefi Avcı'ya yapılanı da vicdanım kabul etmiyor. Buna da isyan ediyorum. Yani ben aynı acıyı asker, silah arkadaşlarım için de duyuyorum, üniversite, akademisyenler olsun diğer kişiler içinde aynı hukuk cinayetiyle karşı karşıya kalanlar içinde aynı ızdırabı ve acıyı duyuyorum." şeklinde konuştu. CİHAN

Yorumlar