İhsanoğlu: Kürtçe eğitime taraftarım

Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelen cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İnsanoğlu, Kürtçe eğitim ve anadil konusuna açıklık getirdi. Kürtçe eğitime taraftar olduğunu anlatan İhsanoğlu, anadilde eğitimin önüne geçilmesinin...

Google Haberlere Abone ol
İhsanoğlu: Kürtçe eğitime taraftarım

Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelen cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İnsanoğlu, Kürtçe eğitim ve anadil konusuna açıklık getirdi. Kürtçe eğitime taraftar olduğunu anlatan İhsanoğlu, anadilde eğitimin önüne geçilmesinin de çılgınlık olduğunu kaydetti.

Diyarbakır'da Güneydoğu'nun birçok ilinden gelen STK temsilcilerinin karşısına çıkan İhsanoğlu, isteyen herkese söz verdi ve sorularını aldı. Anadilde eğitimle ilgili soruya cevap veren İhsanoğlu, "Söylemediğim şeyler üzerine bir saattir suçlanıyorum. Dil konusunda söylediğimiz şeyi burada dinlemek isterdim. Ben anadil konusunda çok önemli bir şey söyledim. Ama hiçbirinizden bunu duymadım. Ne genç arkadaşımdan ne de diğer değerli yazarlardan. Demek ki size kesik ve yanlış geliyor. Ben sabahtan beri sizi diliyorum." dedi.

ANADİL ANA SÜTÜ KADAR MUKADDESTİR

"İnsanın ana dili ana sütü kadar mukaddestir. Bunu konuşmak kadar temel insan hakkı olamaz dedim." diyen İhsanoğlu, bunun kıymetini çok iyi bilen bir insan olduğunu kaydetti. İhsanoğlu, "Çünkü gurbette yaşadım. Bunu uzun uzun anlattım. Ama anadil ne demek onu biliyorum. Ben o hakkı tanıyan ve zevkini bilen insanım. Gurbetteyken bazı Türkler vardı, Kürtler vardı. Biz onlarla beraber yaşadık fark gözetmedik. Ona gider gelirdik ve Türkçe konuşurduk ve kendimizi anavatanda hissederdik" ifadelerini kullandı.

'ANAYURDUNDA ANA DİLİNİ KONUŞMAMAK TRAJEDİDİR'

"Kendi ana yurdunda büyüyüp kendi ana dilini konuşmamak büyük bir trajedidir" diyen İhsanoğlu, bunun insan haklarını aykırılıktır. Bu kabul edilemez. Anadili Ermeni, Türkçe Rumca Arapça olacak ve siz konuşamayacağız. Bu bir çılgınlıktır. Ben bunları söyledim duydunuz mu? Biz sayın Başkanın konuşmasında dediği biz heyecanla konuşuyoruz akılcılıkla konuşmuyoruz. Burada herkesi saygıyla dinledim. Ama isterdim ki başta söylediğim şeyler de takdir edilsin. Çünkü benim söylediğim şeyleri kimse söylemedi. O bakımdan ana dil konusundaki tavrım budur. Bunun önüne geçilmesi cinayettir, devlet sopasının artık rafa kaldırılması lazım. Tarihle yüzleşmemiz yazım." diye konuştu.

'BU ÜLKEDE SADECE KÜRTLERE HAKSIZLIK YAPILMADI'

Türkiye'de Kürtlere yapılan yanlışın Türklere de başkalarına da yapıldığını anlatan İhsanoğlu şöyle devam etti: "Bunun çok örneği var. Bunlara sıralamaya vakit yetmez. Sizin sıraladığım zulümler sadece Kürtlere yapılmadı. Biraz tarih kitaplarını karıştırırsanız görürüz. Bu sopa herkesin kafasını kırdı canını kırdı. Kürtçe öğretmenlere kadro verilmelidir. Kürtçe'nin eski bir dil olduğunu biliyorum. 10'uncu asırdan beri şiirlerin yazıldığını biliyorum. Lehçelerinin ilişkisini biliyorum. Kürtçe'nin Kürt yazarlardan Osmanlı döneminde önemli eserler olduğunu mesela Nefi'nin Kürtçe şiirleri olduğunu biliyoruz. İdris-i Bitlis'i ünlü tarihçinin eserlerini, Şerefname'yi biliyoruz. Kürtçe'nin yine modern dil olarak bu asırlardır olduğunu biliyorum. Kürkçe Zebani Kürdi'nin öğretimine bir taraftarım. Bizim üniversiteler şimdi İngilizce öğretiyor, terim bulamıyoruz. Bu meseleyi çok iyi inceleyen insanım. Benim dil konusunda iki kitabım isteyen arkadaşa gönderebilirim. Dünyada dilin termonolji dünyanın en zor işlerinden birisi. Arapça bilim dili oldu Osmanlı döneminde Arap ve Arap olmayan milletler termonoloji olarak Arapça'yı öğrendi. Bugün bu bölgedeki medreselerde daha da Arapça öğretilir. Saidi-i Nursi hazretleri Kürtçe bilmiyor muydu? Böyle meseleyi ideolojiye indirgeyip sonra vur abalıya. Benim konuşmamda sakin, bağırmadan kimseye hakaret etmeyen yaptığım konuşmada düşüncelerimi ifade ettim. Ben Kürt ya da Türk CHP, BBP'nin programını savunmuyorum ve onların adamı değilim. Bu millete bir alternatif seçim kabul ederseniz lütfedersiniz oy verirsiniz. Bunu yapsanız pişman olmazsınız. Ben size siyasi vaat yapmıyorum. Cumhurbaşkanı Anayasa'daki hüküm nedir, görev yetkileri bellidir. Şimdi dil konusunda açıklamalarım bilmem anladınız mı?Beyefendi ikna oldunuz mu? O zaman Nasrettin Hoca misali duyanlar duymayanlara söylesin."

'HER ŞEYİ RANTA DÖNÜŞTÜRÜYORUZ, BİR TEK CAMİLERİMİZ KALDI'

Genç kızlarımızın erken evlendirilmesini çok kötü olduğunu da anlatan İhsanoğlu, "Temelinde din olduğu belirtilen hususların üzerinde gittim, önceki görevimde. Oradaki ülkelerde toplantılar yaptık. Bunun bizim ülkemizde de yapılmasını isterim. Kadının sosyal hayattaki katkılarının artması lazım. TBMM'de kadınların daha çok yer alması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı kadrosu yok ama liyakat temelinde görevler verilebilir. Ama eşlerinin fonksiyonları var. UNESCO Diyarbakır Surları çalışmasından haberdarım, bunu takip ederim. Ama bizim sıkıntımız UNESCO değil rantta. Her şeyi ranta dönüştürüyoruz, bir camilerimiz kaldı. Ağaçları kesip duruyoruz" ifadelerini kullandı.

'MUTLAK GÜÇ MUTLUK YOLSUZLUĞA SEVK EDER'

Çözüm süreciyle ilgili soruya cevap veren İhsanoğlu, "İçeride bu barışın neticelendirilmesi lazım. Bu çalışmaların daha geniş tabana dayandırılarak yürütülmesi lazım ve sonunda TBMM'de mutabakat olması gerekiyor ve mesele çözülür. Meseleyi şahıs bazında almıyorum çünkü, meselenin bir çok yönünün göz ardı etmiş olursunuz. Şahıslar o milletlerin halkların tarihlerinde önemli görevler yapar ama tarih orada durmaz ve akar. Birliğimiz ve beraberliğimiz var. İnsan hakları ve ayrımcılığın kalkması devletin eşit davranması, çoğulculuk prensibinden hareket etmesi ve çok sesli bir demokrasi kurulması. Şimdi biz tek sesli demokrasiye inandık. Ben çok sesliden yanayım. Gücün tek elde toplanmaması lazım. Güç insanı bozar yolsuzluğa sevk eder. Mutlak güç mutlak yolsuzluğa sevk eder. Gücünüz artıkça bir tek kendinizi düşünürsünüz. Gücün Anayasa'ya göre dağıtılması lazım." CİHAN

Yorumlar