Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Kılıçkaya: Yayınlanması yanlış değildir

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya, kanunlar çerçevesinde MGK belgelerinin yayınlanmaması gerektiğini belirterek, “Gazeteci olarak yayınlaması açısından basın hürriyeti bu yasayı ortadan kaldırmaz ama yayınlanması da yanlış değildir.

Google Haberlere Abone ol
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Kılıçkaya: Yayınlanması yanlış değildir

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya, kanunlar çerçevesinde MGK belgelerinin yayınlanmaması gerektiğini belirterek, “Gazeteci olarak yayınlaması açısından basın hürriyeti bu yasayı ortadan kaldırmaz ama yayınlanması da yanlış değildir.” dedi. Kılıçkaya, Taraf Gazetesi'nde Mehmet Baransu imzasıyla yayımlanan 2004 yılı MGK belgeleriyle ilgili olarak MİT, MGK ve Başbakanlık’ın suç duyurusunda bulunmasını değerlendirdi. Fişleme belgeleri konusunda ise, "Daha önce de yayınlamıştı. Ergenekon’la ilgili olanlar yayınlanmıştı. MİT belgeleri suçsa dava açılır, ben tam bilmiyorum ilgili yasayı. Daha önce Ergenekon’la ilgili davada bu tür belgelerle ilgili birçok gazeteye dava açılmıştı." şeklinde konuştu.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÜZERİNDE EN TEMEL SINIRLAMA DEVLET SIRRI'

Anayasa hukukçusu, AK Parti eski Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu eski Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül ise söz konusu suç duyuları sonucunda bir dava açılırsa mahkemelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ışığı altında karar vermesinin bekleneceğini söyledi. Üskül, "Demokratik bir sistemde halkın haber alma özgürlüğü vardır. Halk, haber alma özgürlüğünü daha çok medya aracılığıyla kullanır, çünkü medyadır, gazetelerdir, halkın haber almasını sağlayan organlar. Bu bakımdan basın yayın kuruluşlarının özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğüyle ilişkilidir. Basın özgürlüğü üzerinde ise en temel sınırlamalardan bir tanesi devlet sırrı sınırlamasıdır. Bizim ülkemizde devlet sırrı geniş tutulmuştur. Devlet sırrı olabilecek bilgilerin, dar bir biçimde sınırlandırılması gereklidir. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamıştır. İç hukukta devlet sırrı konusunda verilen kararlarla ilgili olarak AİHM'ye tazminat ödemek zorunda kalabilmektedir. Tüm temel hak ve özgürlükle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Sözleşme hukukuyla iç hukuk arasında bir çatışma olursa sözleşme hukuku gözönüne alınır. Sıkça böyle suç duyurusunda bulunulabilmekte ya da savcılar kendi başlarına harekete geçebilmekte. Bunların olmaması tercih edilir. Basın özgür değilse demokrasiden söz edilmesi söz konusu değildir. Beklenti, böyle bir davanın açılmaması yönündedir. Suç duyurusunda bulunabilinir ama dava açılmasını doğru bulmam, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi açısından." dedi. CİHAN

Yorumlar