'Hukuk düzeni içerisinde, hak ve hukuku koruyan bir sistem gelmesi gerekiyor'

Manisa Baro Başkanı Zeynel Balkız, Türkiye’de arzu edilen demokratik hayatın yerleşmesi ve sürdürülebilmesi için hukuk düzeni içerisinde hak ve yükümlülüklerini muhafaza eden, koruyan, haklarını en kısa sürede ve en yakın zamanda alabilen...

Google Haberlere Abone ol
'Hukuk düzeni içerisinde, hak ve hukuku koruyan bir sistem gelmesi gerekiyor'

Manisa Baro Başkanı Zeynel Balkız, Türkiye’de arzu edilen demokratik hayatın yerleşmesi ve sürdürülebilmesi için hukuk düzeni içerisinde hak ve yükümlülüklerini muhafaza eden, koruyan, haklarını en kısa sürede ve en yakın zamanda alabilen bir hukuk sisteminin gelmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB), Ankara Barosu ve Manisa Barosu işbirliğiyle Manisa Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru' konulu konferansın açılışında konuşan Manisa Baro Başkanı Zeynel Balkız, hukukun üstünlüğünü savunan bir sivil toplum örgütü olarak, yeni çıkacak kanununda avukatlık hizmetinin bir kamu hizmeti olduğunu bildirdi. Balkız, “Serbest bir meslek ve ticari bir iş sayılmaz denmek suretiyle bizim yaptığımızın görevin son derece önemli bir kamu hizmeti olduğunun altı teyit edilmiştir. Bu bakımdan hukukun üstünlüğünün savunulması adına en önemli göreve sahip bir örgüt, bir teşkilat olduğumuzun altını çizmek istiyorum. Bu bakımdan kişi hak ve hürriyetlerini ilgilendiren her konuda olduğu gibi toplumumuzu ve onun geleceğini ilgilendiren her konuda da barolar, avukatlar ciddi anlamda söz sahibi olmak durumundadır.” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin son günlerde vermiş olduğu evrensel değerleri baz alan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ilkelerini baz alan ve toplumu rahatlatan çok önemli konulara imza attığını gördüklerini belirten Balkız, “Türkiye’de arzu edilen demokratik hayatın yerleşmesi ve sürdürülebilmesi için hukuk düzeni içerisinde hak ve yükümlülüklerini muhafaza eden, koruyan, haklarını en kısa sürede ve en yakın zamanda alabilen bir hukuk sisteminin gelmesi hedefi hepimizin hedefidir. Bu bakımdan 2010 referandumuyla Anayasamızda teminat altına alınan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru belki yargımız içerisinde, yargı düzenimiz içerisinde çözülemeyen bir takım konuları, meseleleri bize çözme imkanı vermiştir. Ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde bekleyen binlerce dosyanın bir kısmının geri gönderilmesini ve bundan sonraki bir takım dosyalarında gitmemesini temin etmiştir. Aşağı, yakarı rakamlara göre 200 milyon dolar bu işler için Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkeme masrafı ve tazminat ödedi. Bunların hepsi bir tarafa ayrıca Türkiye’nin hukuk düzeninin itibari bakımından vatandaşlarımız kendi iç yargı yolları içerisinde haklarını aramak yerine, bir başka hükümranlık alanlındaki mahkeme de hak ve hürriyetlerinin teminatını aramış olmaları bizim için herhalde doğru bir beklenti değildir. Elbette onlarda olmalıdır, bu da bir güvencedir. Çünkü her hukuk sistemi aynı zamanda bu gün artık entegre olmuş bir uluslar arası sisteminde teminatı ve güvencesini taşıyabilmelidir. Bu entegrasyonla ilgili bir konu olmakla beraber, bizim aradığımız Türkiye’de kendi meselelerimizi kolayca çözebilmek ve en süratli en ucuz yoldan haklarımızı elde edebilme yollarını aramaktır.” diye konuştu.

Konferansa konuşmacı olarak Anayasa Mahkemesi Üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım, Anayasa Mahkemesi Üyesi Celal Mümtaz Akıncı, Anayasa Mahkemesi Üyesi Hicabi Dursun, Yargıtay 1. Hukuk Daire Üyesi Sami Sezai Ural, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Ersoy Kontacı ve Ankara Barosu Avukatı Tülay Bekar katıldı. CİHAN

Yorumlar