‘HSYK, usulsüz dinleme iddiaları için kamudaki amirlerin telefonlarını istedi’

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişliği'nin Adana’da kamu görevlilerinin “yasadışı dinlendikleri” iddialarına ilişkin inceleme yaptığı ortaya çıktı. Adana Medya gazetesinin haberine göre, HSYK Başmüfettişliği...

Google Haberlere Abone ol
‘HSYK, usulsüz dinleme iddiaları için kamudaki amirlerin telefonlarını istedi’

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişliği'nin Adana’da kamu görevlilerinin “yasadışı dinlendikleri” iddialarına ilişkin inceleme yaptığı ortaya çıktı. Adana Medya gazetesinin haberine göre, HSYK Başmüfettişliği konuyla ilgili Adana Valiliği’ne yazı gönderdi. Bunun üzerine Valilik kaymakamlıklara gönderdiği yazı ile ilçe daire amirlerinin isim ve telefon numaralarını istedi.

Haberde yer alan belgede bir ilçe kaymakamlığının bağlı kurumlara gönderdiği yazıda "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başmüfettişliğinin 02.07.2014 tarih ve 7/2-4 sayılı yazısı gereği kamu görevlilerinin usulsüz dinlendikleri iddialarına ilişkin incelemede mağdurların tespitine esas olmak üzere, 01.01.2010 ve 10.04.2014 tarihleri arasında kurumunuzda görev yapan ilçe daire amirlerinin isim, soy isim ve telefon numaralarının excel formatında liste halinde hazırlanarak, CD ortamında kaymakamlığımıza 08.07.2014 tarihi mesai bitimine kadar gönderilmesini rica ederim." ifadelerine yer verildi.

"SUÇLUYU BULDUK, HADİ DELİLİ BULALIM ANLAYIŞI"

Adana’da ‘yasadışı dinlemeler’ iddialarıyla açılan davanın sanık avukatlarından İsa Ayanoğlu, iddialara ilişkin, Ceza Yasası’nda şüpheden hareket edilerek bir soruşturmanın başlatıldığını hatırlattı. Burada şüpheden maksadın ‘makul şüphe’ olduğunun altını çizen Ayanoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Müştekisi dahi beli olmayan, aleyhine bir suç işlenip işlenmediği konusunda şüphe bulmayan; genel ifadelerle tüm kamu personelinin telefon ve kişisel bilgilerin istenmiş olması Türk Ceza Kanunu ile bağdaşır yanı yoktur. Zira bu kişiler aleyhine bir suç işlenip işlenmediği konusunda eh ufuk bir şüphe dahi elde edilmeden varsayım olarak adete ‘sanıktan şüpheye ve delile gitmeye çalışılmış. Hedef gösterilen sanıkların aleyhine müştekiler araştırılmaya girişilmiştir. Burada ceza kanunu en temel ilkesi olan ‘delilden sanığa gitme’ kuralı ihlal edilmektedir. Bunlar Orta Çağda kalmış ‘itham’ sisteminin tipik uygulamalarıdır. Oysa modern ceza hukukunda ‘tahkik’ sistemi esastır. ‘İtham’ sisteminin genel mantığı bir kimseye ‘sen suçlusun denilip, hadi suçsuzluğunu ispat et’ şeklide kişinin sanık olarak sorgulanmasıdır. Tahkik sistemi ise deliler ile suç şüphesi ortaya konulduktan sonra kişilere savunma hakkı da verilir. Ondan sonra suçlamalara maruz bırakılabilir. Burada yapılmak istenen şey, biz suçluyu bulduk. Hadi delili bulalım anlayışı vardır. Modern ceza hukuku bu yaklaşımı asla kabul etmez."

CİHAN

Yorumlar