'Hocalı katliamı Ermenilerin kinle hareket ettiklerinin kanıtıdır'
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, 26 Şubat 1992`da Azerbaycan Cumhuriyeti`nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan`a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayının yıldönüm.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, 26 Şubat
1992`da Azerbaycan Cumhuriyeti`nin Dağlık Karabağ bölgesindeki
Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan`a bağlı
kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayının
yıldönümünde Erzurum halkının olayı derin bir üzüntüyle andığını
anımsattı.
Küçükler, Hocalı katliamıyla ilgili yaptığı yazılı
açıklamada,"Hocalı katliamı, Ermenilerin hâlâ kin ve nefretle
hareket ettiklerinin bir kanıtıdır Bağımsız kaynakların ve
Azerbaycan Cumhuriyeti`nin resmî açıklamasına göre, saldırıda,
106`sı kadın, 83`ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı
hayatını kaybetmiştir. Öldürmeler işkence ve tecavüz gibi ağır
suçlarla birlikte işlenmiştir. Hatırlanacağı üzere, bugünkü
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan Karabağ Savaşında Ermeni
kuvvetlerine komutanlık yapmıştır. Gerek Serkisyan ve gerekse diğer
komutanlar, katliamın, Ermeni güçleri tarafından yapılan bir
intikam olduğunu açıklamaktan da çekinmemişlerdir. İnsan Hakları
İzleme Örgütü ise, Hocalı Katliamı`nı, Dağlık Karabağ`ın işgalinden
bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak
nitelendirmişti. Ne yazık ki, evlerinden yurtlarından çıkarılan yüz
binlerce Karabağlı kardeşimiz, bugün, başta Bakü olmak üzere
çeşitli şehirlerde çok zor şartlar altında yaşamaya çalışmakta ve
evlerine dönecek günleri beklemektedirler. Doğu Anadolu'da da
Ermeni çetelerince vahşice katledilen Müslüman vatandaşımızın
sayısı yüz binlercedir. Ermeni çeteleri, ne yazık ki, bu vahşeti
medeni kabul edilen büyük ülkelerin himayesinde yapmışlardır.
Vahşete verilen destek olayın dramatik yönünü daha da
ağırlaştırmıştır. Bugün de İslam dünyasında, Myanmar`da Arakanlı
Müslümanlar, Orta Afrika Cumhuriyeti`nde ki Müslümanlar,
katledilmekte ve göçe zorlanmaktadır. Müslümanların durumu, bir
kere daha göstermektedir ki, İslam dünyası yüz yılın başında olduğu
gibi yüz yılın sonunda da yine tehdit altındadır. Atalarımız, yüz
yıllarca İslam dünyasını himayesi altında tuttu. Geniş Osmanlı
coğrafyasında sadece Müslümanlar değil, Hıristiyan ve Yahudiler de
can, mal ve ırz emniyetine sahip, din, vicdan ve ekonomik özgürlüğe
haiz olarak yaşadılar. Ne vakit Osmanlı Devleti parçalandı,
ardından İslam dünyasının işgali, öldürmeler ve sömürgeleştirme
başladı. Bugün İslam dünyasında süren iç karışıklıkların arkasında
dünkü güçlerin olması bizi şaşırtmıyor. Bir kere daha görüyoruz ki,
İslam dünyasının güvenliği Türkiye`nin yeniden büyük bir güç
olmasıyla mümkün olabilecektir. Gafleti uzun olanın devleti kısa
olur. Yaşananları unutmak yeni felaketlere kapı açar. Tarih
şuuruyla hareket etmek, ülkemize ve devletimize sahip çıkmak, her
vatandaşımızın öncelikli milli bir görevi olmak durumundadır."
ifadelerine yer verdi
CİHAN
Yorumlar