'Hizmet’in siyasi iktidar peşinde olmadığını 40 yıllık yürüyüşü ortaya koydu'

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, Hizmet hareketinin hiçbir zaman siyasi iktidar hedefi ve peşinde olmadığını, 40 yıllık yürüyüşünün ortaya koyduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol
'Hizmet’in siyasi iktidar peşinde olmadığını 40 yıllık yürüyüşü ortaya koydu'

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, Hizmet hareketinin hiçbir zaman siyasi iktidar hedefi ve peşinde olmadığını, 40 yıllık yürüyüşünün ortaya koyduğunu söyledi. Hizmet'in iktidara ortak olmak istediğine yönelik iddialara cevap veren Yeşil, “Bir sivil yapının, parti kurarak iktidara yürümesine hukuken ve kanunen, hiçbir engel yoktur. Böyle bir alan açıkken, sivil yapı ‘Biz siyasetten uzağız, asla ne bir parti kuracak, ne kurduracak, ne gizli, ne açık bir partinin arkasında olmayacak veya bir parti programına angaje asla olmayacak’ diye deklare de bulunuyor. Şimdi bu deklareyi yapan yapının, var olan bir iktidarın, güzel faaliyetlerine omuz verip desteklemesi ama hata ve yanlışları karşısında, tekliflerde ve projelerde bulunmasını kalkıp da ‘iktidara ortak olmak istiyor’ diye değerlendirmenin çok iyi niyetle telif edilmesi mümkün değildir.” dedi.

Yeşil, Kaynak Yayın Grubu tarafından Gaziantep Şehitkamil Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kültür Günleri’nde konuştu. Hizmet hareketini anlatan Yeşil, son günlerin tartışma konusu olan dershanelerin kapatılma mevzuna da değindi. Yeşil, “Yakın zamanda yaşanmış olan ve dershaneler mevzusunda elbette ki iktidar, eğitimi düzenlemek hakkı gibi önemli bir hakka sahiptir. Eğitimin modernleşmesi ve bu ülkenin muasır medeniyet seviyesinde bir eğitim sistemine sahip olması kadar, güzel bir adım ve güzel bir proje olamaz. Ancak, eğitimin gerek müfredatı, gerek sınav sistemi, gerek öğretmen kalitesi, gerekse kişi başına harcanan eğitim bedeli miktarındaki doğu batı ayrımı, telafi edilip çözülmeden ve dolayısıyla eğitimde doğu batı eşitliği sağlanmadan ve yine aynı şekilde, okulda verilen derslerle üniversiteye girememe gibi bir kriz çözülmeden, dershanelerin kapatılması meselesinin elbette ki doğru bir yaklaşım olmadığı aşikardır ve siz doğru olmayan bu yaklaşıma karşı meşru bir zeminde, meşru bir üslupla ve meşru bir tarzla bunu ifade etmeniz tabiî ki sizlerin ve ya o kurumları kuranların tabii hakkıdır.” diye konuştu.

Meselenin başka mecralara kaydırılmasının, başka mecralar üzerinden konuşulmasının fevkalade üzüntü ve endişe verici olduğunu vurgulayan Yeşil, “Hizmet hiçbir zaman, bir siyasi iktidar hedefi ve peşinde olmadığını, 40 yıllık yürüyüşü ortaya koymuştur. Bakınız, bir başka noktayı ifade edeyim. Hani kimileri köşelerinde yazdılar dediler ki, ‘Hizmet iktidara ortak olmak istiyor. 'Bir sivil yapının, parti kurarak iktidara yürümesine hukuken ve kanunen hiçbir engel yoktur. Böyle bir alan açıkken bir sivil yapı ‘Biz siyasetten uzağız, asla ne bir parti kuracak ne kurduracak ne gizli ne açık bir partinin arkasında olmayacak veya bir parti programına angaje asla olmayacak’ diye deklare de bulunuyor. Şimdi bu deklareyi yapan bir yapının, var olan bir iktidarın güzel faaliyetlerine omuz verip desteklemesi ama hata ve yanlışları karşısında tekliflerde ve projelerde bulunmasını kalkıp da ‘iktidara ortak olmak istiyor’ diye değerlendirmenin çok iyi niyetle telif edilmesi mümkün değildir.” açıklamasında bulundu.

“HİZMET APOLİTİK BİR HAREKETTİR”

Hizmet’in apolitik bir hareket olduğunun altını çizen Yeşil, şunları söyledi: “Bu faaliyetlere omuz veren ve bu faaliyetler için çalışan insanların hiçbirinin şahsi hesabı, milleti adına görülen hesabının önünde değildir. Bir çoğunun, Cenab-ı Hakk’ın rızası ötesinde, başka bir beklentisi de yoktur. Ancak, üzülerek söyleyelim ki, ya biz anlatamadık ve biz ifade edemedik veya onlar anlamamakta ısrar ettiler. Hizmetin, siyaset adına bir beklentisinin olmadığını, defalarca altını çizmiş olmamıza, çizmiş olunmasına rağmen. Hizmet'in siyasi ikbal peşinde olmadığının vurgusunu fiilen, sadece sözle değil, bu Hizmet fiilen ortaya koymuş olmasına rağmen. Hizmet'in yapa geldiği projeleriyle, göz önünde ve halkın içinde yaptığı bu işlerin dışında başka bir hesap ve beklentisinin olmadığı vurgulanmasına rağmen maalesef ya biz anlatamadık veya birileri anlamamakta ısrar etti. Ancak, netice itibariyle bizler doğruyu, hakikati, yürüdüğümüz yolun temsil ettiği o fazileti, elbette ki anlatmaya devam edeceğiz. Kendi ruhuna uygun dille, fazilete yakışan nezaketle, belki bu hizmetlerin yapıla geldiği zeminlere uygun üslup ile anlatılmaya devam edecek. Çünkü hizmet, temel itibariyle özetlenirse müspet bir harekettir. Hizmet, apolitik bir harekettir. Yalnız tırnak içinde bunu söylerken, bir noktaya da dikkatinizi çekmek istiyorum. Hizmet apolitik bir harekettir, sivil bir harekettir, ancak iktidar gibi partizanca bir yolla iktidar hedefi olmayan bir harekettir. Peki, ama siyaseti ve iktidarı elbette ki müspet projeler noktasında teklif ve tavsiyeleri olduğu gibi, müspet yönde etkileyen etki gruplarından da bir tanesidir. Unutmamak lazım ki, demokratik ülkelerde iktidarlar, seçimle gelirler ve seçimle giderler. Ancak iktidar oldukları süre içinde gerek medya, gerek sivil kuruluşlar, gerekse muhalefetteki partiler iktidarla alakalı teklifleri olur, tavsiyeleri olur veya tenkitleri olur. Dolayısıyla sivil grupların bu manadaki teklifleri, tavsiyeleri veya tenkitleri, hiçbir zaman demokratik seçilmiş bir hükümeti yıkmayı asla hedefleyemez ve böyle bir niyet taşıyamaz. Veya temsil edilen iktidar kendine yönelen tenkit veya teklifleri de kendini yıkmak istenen teklifler olarak değerlendirmesi de demokratik erdem ve anlayışla telifi mümkün değildir.”

“EĞİTİM MESELENİN BİRİNCİ MEKANİZE BİRLİĞİNİ TEMSİL EDER”
Türkiye’de düne göre çok ciddi adımlar atıldığını vurgulayan Yeşil, “Hizmet olarak sizler, işadamlarımızın eğitime önem verdiği kadar kendi işleriyle de büyümelerini hedeflemiş, onun için onların da sivil kuruluşlar etrafında organize olmalarının ve bu organize sayesinde yurt içi ve yurt dışı önemli ticari gezi ve projelerin içinde yer almalarını temin ettiniz ve bunun için gayret ettiniz. Bakın, bugünlerde ülkemizin dış ticaretiyle alakalı bir söylem, önümüzdeki 20 yılda, önümüzdeki 10 yılda biz dış ticaretimizi 500 milyar dolar yapalım. Evet, yapalım. Fakat eğitimle büyüme arasında sadece finansal açıdan ilişki yoktur. Büyümenin en önemli ayaklarından birisi insan kaynaklarıdır. Dikkat ederseniz, bugün maalesef üzülerek söylüyoruz. Türkiye’nin eğitim ortalaması ortaokuldur.” şeklinde konuştu.


Türkiye’deki eğitim ortalamasını üniversite düzeyine çıkarıncaya kadar büyümedeki yüzdeliği belli bir seviyenin üstüne çıkarma şansının olmadığını belirten Yeşil, “Onun için eğitim bu meselenin birinci motorunu, birinci mekanize birliğini temsil eder. İnsan yetiştirerek, yetiştirdiğiniz insanların uluslararası arenada yapacağınız projeleri omuzlayacak ve sizin önünüzü açacak ve finansal manadaki gücünüzü en iyi şekilde temsil edecek bir potansiyele sahip olmanız çok önemlidir. Bugün, kısmi olarak bu manada alınan mesafelerin bile, sizlere ne denli emek ve yardımcı olduğunu hepimiz biliyoruz. Zannediyorum oluşturduğunuz işadamları derneklerinin, federasyonların ve bunun ötesindeki konfederasyonun uluslar arası arenada yaptığı iş ve ticaretin ülkemiz adına sağladığı imkanları zannediyorum göz ardı etmek mümkün değildir.” diye konuştu.

Bütün bunların bir ferdin, bir zümrevi zenginliğin maksadı adına yapılmış şeyler olmadığına dikkat çeken Yeşil, şunları kaydetti: “Bir zümrevi hesabı bugüne kadar zannediyorum siz hiç düşünmediniz. Sadece biz zengin olalım, sadece biz varlıklı olalım, sadece bizim insanımız, benim dostum, benim fikrime sahip olan, benim zihniyetime sahip olan ve benim hizmet halkamdaki insan sadece zengin olsun diye bir şey düşünmediniz. Düşünmediniz, düşünmediler. Çünkü biliyorum yurt dışındaki hizmet eden arkadaşlarımıza Türkiye’nin çok değişik yerlerinden, çok farklı belki hizmeti bile tanımamış çok farklı işadamları geldiklerinde arkadaşlarımızın, onların önüne düşüp de onlar için yapılacak her ne destek her ne yardımcı olma adına faaliyet ve imkân varsa hepsini onlarla paylaştıklarına bir çoğunuz şahit olmuşunuzdur. Ben de bir çoğuna şahit oldum. Tabi burada insan kaynakları adına önemli hamleler yapılırken işadamlarımızın birlikte ve beraber hareket etmeleri fakr-u zaruretimizi çözme adına çok önemli hamleler olduğunu unutmamak lazım. Bir medeniyetin inşasında iş dünyası ve finansal yapının önemi vazgeçilmezdir ve bu sebepledir ki ilim ve irfan sahibi oldukları kadar dünyayı tanımaları, farklı kültürel hayat içerisinde iş yapabilmeleri ve her kesimle oturup kalkabilmeleri iş dünyasının sahip olması gereken önemli faziletlerdendir. Bugün hizmet olarak sizler buna dönük çalışmalar yaptınız, adımlar attınız. Elbette ki yeterli olduğunu zannetmiyoruz, elbette ki hedefe ulaşıldığı söylenemez. Belli adımlar atıldı, belli işler yapıldı, belli projeler deruhte edildi ama bunların her biri daha sağanak yağmur öncesi tek tek düşen damlalar gibi. Yarın 14 veya 150 ülkede açmış olduğunuz kurumlarda yetişen talebelerinizin o ülkelerde işadamı olarak, o ülkelerde önemli birtakım projelerin sahibi insanlar olarak sizlerle birlikte yapabilecekleri projeleri hem ülkemiz adına, hem bu coğrafyamız adına çok önemli şeyler ifade ettiğini zannediyorum hatırlatmaya gerek yoktur.”

“BU ÜLKEDE VİFAKI ZEDELEMEK İSTEYENLEER HİÇ BİTMEMİŞTİR”

Ülkenin başında çorap örmek isteyenlerin bitmediğini aktaran Yeşil, “İftirakla bu ülkenin dirliğini istemeyenler hiç bitmemiştir. Bu ülkede vifakı zedelemek isteyenler hiç bitmemiştir. Belki burada karşılıklı bir anlayışla, karşılıklı bir müzakereyle meselelerin bir başkasına malzeme olmaktan kurtarılması çok önemlidir. Bu da duyarlılık gerektirir, bu da hassasiyet gerektirir, bu da milletin vifak ve ittifakını her şeyin önünde, her şeyin ötesinde görme fazileti gerektirir. Onun için hizmete gönül verenler hep müspet hareket ettiler. Müspet hareket dışında bir davranışları olmadı. Allah’ın izniyle kışta da baharda da sonbaharda da o kendine ait, o mevsimin gerektirdiği işleri yerine getirdi ve bir başka mevsime geçti. Ümit ediyoruz ki burada da bu milletin ikbalini idbara çevirmek isteyenlerin hesap ve planlarının mutlaka boşa çıkması gerekir. Mutlaka beklediklerini bulamamaları gerekir. Zira siz artık sadece bu ülkeyi kucaklamıyorsunuz. Siz 160 ülkeyi, 180 ülkeyi, hatta bütün bir dünyayı kucaklamak üzere yola çıkmış bir faaliyet, bir niyet ve bir projenin peşindesiniz. Dolayısıyla niyeti bütün bir dünyayı kucaklamak olan bir hamle ve hareket, kendi bağrında her şeyi eritmeye muvaffak olması gerekir. Ancak sabırla, sine genişliğiyle, tahammülle ve nezaket ve üslup düzgünlüğüyle bu meşakkatler ve mesafeler Allah’ın izniyle açılacaktır ve tamamlanacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“KALPLERİN İTTİFAKI SAĞLANMADAN, SERMAYE BİRLİKTELİKLERİNİ SAĞLAMAK ÇOK ZORDUR”

Konuşmasında fakirliğin bir toplumun ayakta kalması, diri olması ve birlik olmasını etkileyen en önemli olumsuz sıfatlardan birisi olduğuna değinen Yeşil, şu ifadelere yer verdi: “Allah Resulü (sav) ‘Fakirlik neredeyse küfürdür’ buyurur. Yani fakir olan insanların belli fazail ve belli hasletlerle, belli dini kıymet ve değerleri temsil etmekle, takat ve güç açısından yetersizlikleri müsecceldir. Bir insanın iradi olarak fakir ve zahit yaşaması farklıdır, yoksulluğun içinde doğup yoksulluğun sancısıyla yaşamak farklıdır. Evet, bir mümin imkana sahip olur, değişik kaynaklara sahip olur ama buna rağmen zahidane yaşar. Buna rağmen israfa girmeden yaşar. Kıt kanaat imkanlarla yaşar. Benim milletimin yaşadığı seviyeyi esas alarak yaşamalıyım der öyle yaşar. Bu farklı bir mesele. Bu bir fazilettir. Bu tercih bir fazilettir. Ancak zoraki züğürtlük dediğimiz, zoraki fakirlikle muhatap olmak ve o fakirliğin pençesinden bir türlü kurtulamamak en büyük sancı, en büyük sıkıntıdır. Peki hizmet olarak bunun için ne yaptınız? Faaliyet olarak bunun için ne yaptınız? Zannediyorum kalplerin ittifakı sağlanmadan sermaye birlikteliklerini sağlamak çok zordur. Bu üç problem aslında birbiriyle bağlantılı problemlerdir. Cehaletin hakim olduğu yerde iftirak boy atar. İftirakın boy attığı yerde parçalanmalar sadece ve sadece kalplerde değil, sermayelerde olur, pazar ve piyasalarda olur ve bu tabiatıyla ciddi manada fakirliğin hayata hakim olmasına sebebiyet verir.”


CİHAN

Yorumlar