'Hizmet'in görünen insanlarını suçlamak için delil ve bilgi sunmanız gerekir'
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, Başbakan Erdoğan’ın, 'Hizmet'in görünen isimleriyle sıkıntının olduğu, görünmeyenleriyle olmadığı' yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, " Örgütün üstü ve altı deyince zaten hepsine 'örgüt.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil,
Başbakan Erdoğan’ın, 'Hizmet'in görünen isimleriyle sıkıntının
olduğu, görünmeyenleriyle olmadığı' yönündeki sözlerinin
hatırlatılması üzerine, " Örgütün üstü ve altı deyince zaten
hepsine 'örgüt' demiş oluyorsunuz. Yani eğer örgütün üstü varsa
altı da vardır. Üstü sorumluysa altı da sorumludur. Hizmet'in
görünen insanlarını suçlamak için sizin yine hukuk çerçevesinde
kalarak bir delil bir bilgi bir belge ortaya sunmanız gerekir.”
dedi.
Bugün düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını
cevaplayan Mustafa Yeşil, Hizmet Hareketi’nin bugüne kadar bütün
siyasi partilerle ilişkilerini ilkesel bazda götürdüğünü ifade
etti. Yeşil, “Burada da AB sürecidir, demokratikleşmedir, insan
haklarıdır. 2010 referandumu sonrasında malum Kophenag Kriterleri
yerine Ankara Kriterlerinin biraz daha nazari itibara alındı. Biz
endişe ve kaygılarımızı vakıf olarak dile getirdik. Tabii bu
açıklamaları gündeme getirme bir siyasi partinin 7 yıldan bu yana
alışageldiği desteğin karşısında bazı şeyleri dile getiren ve
muhalif bir çizgi alması tabiatıyla rahatsız etmiş olabilir. Ama
biz bu ülkenin menfaati ve AK Parti’nin yaptıklarının takdiriyle
beraber eksikliklerini de söylemenin yine onun, bu ülkeye hala
hizmetine devam etmesinin bir şartı olduğu anlayışıyla bunları
gündeme getirdik.” dedi.
Başarılı görülen 6-7 yıllık süreci demokratikleşme, hukukun
üstünlüğü, AB süreci içinde kazanıldığını ifade eden Yeşil, şöyle
devam etti: “Özellikle dershane mevzusu. Takdir ederseniz o muhalif
duruş daha sonra kendini özellikle hükümete yakın medya gündeme
getirdiği için söylüyorum; Hizmet'in uzaktan yakından ilişkisi ve
ilintisi olanların tasfiye edilmesi meselesi gündeme getirilmişti.
Özellikle de dershane mevzusunun aleni açık bir şekilde ifadesi
zannediyorum bu huzursuzluğu daha açık hale getirdi. Bütün kaygımız
dershaneler değil, sahip olduğumuz kazanımların kaybolmaması bu
ülkenin uluslararası arenada ciddi manada mesafe alması. AB'ye
döndüğümüz yüzümüzü 90 yıldan bu yana hep yatırımlarımız o cepheye
doğru tevcih etmiş durumdayız. AK Parti’nin de bu konuyla alakalı
attığı adımlar da yerinde ve isabetli olduğuna, kamuoyunun da belli
bir desteği takviyesi ortadadır. Kaldı ki, bu sürecin yavaşlaması
başka alanlara kayması Şangay üçlüsüne beşlisine girme hedeflerinin
mevcudiyeti. Tabi bunlar Türkiye'nin kazanımları açısından endişe
vericidir. Bu ülkede bizim demokrasiye ihtiyacımız var. Ülkede
bizim özgürlüklerin arttırılmasına ihtiyacımız var. Bu ülkede
anlayış ve sıkıntımız kaygılarımız varsa bunu da hukuk zemininde
çözmeye ihtiyacımız var. Hukukun dışındaki arayışların her biri
bizi savrulmalara ve meçhule iter anlayışına sahibiz.”
Başbakan Erdoğan’ın, 'Hizmet'in görünen isimleriyle sıkıntının
olduğu, görünmeyenleriyle olmadığı' yönündeki sözlerinin
hatırlatılması üzerine, "Yani eğer örgütün üstü varsa altı da
vardır. Üstü sorumluysa altı da sorumludur. Ancak eğer
tanımladığınız yapı örgüt değilse tanımladığınız yapının bir
görünen insanları vardır. Bir de görünmeyen gönüllüleri vardır.
Eğer 'biz görünenleriyle ilgili bir sıkıntımız var
görünmeyenleriyle alakalı bir problemimiz yok' demeye getiriliyorsa
bu söylemin de bir hukuka, bir belgeye, bir realiteye dayanması
lazım. Hizmet'in görünen insanlarını suçlamak için sizin yine hukuk
çerçevesinde kalarak bir delil bir bilgi bir belge ortaya sunmanız
gerekir. Aksi takdirde yapacağınız her iş, atacağınız her adım Mc
Charty döneminin hatırlanacağının unutulmaması gerekir.” şeklide
konuştu.
İtham ve hayal gücüyle insanları senaryonun içine sokmak
istediklerine dikkat çeken Yeşil, şöyle devam etti: “İnsanları
ithamlarınız ve hayal gücünüzle bazı senaryoların içine sokmak
isterseniz bunda çok bir zorluk sıkıntı yaşayacağınızı
zannetmiyorum. Ama bilinen ve görünen asgari hukuk şartları
içerisinde birilerine bir şey diyecek, bunun suçlulukla ilgili
tanımlamasını yapacaksanız asgari hukuk şartlarına uymanız gerekir.
Bugün maalesef hizmetle alakalı söylenen yardım kuruluşlarının ne
söylendiğini bilmiyorum. İfade edilen meselelerin bir söylenti bir
iddia bir itham bazılarının da bir töhmet olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Bu hususta çok açığız. Buyursunlar bunu ifade
edenler, yargıya müracaatlarını yapsınlar ve yargı bununla ilgili
araştırmalarını yapsın belgelerini ortaya koysun. Bunun ötesinde
bir şey söyleyemeyiz. Bir şey ifade edemeyiz.”
CİHAN
Yorumlar