Hizmet gönüllüsü 21 kişiden Başbakan'a manevi tazminat davası

Hizmet Haraketi'ne 'haşhaşin' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Antalya'da dava açıldı.

Google Haberlere Abone ol
Hizmet gönüllüsü 21 kişiden Başbakan'a manevi tazminat davası

Hizmet Haraketi'ne 'haşhaşin' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Antalya'da dava açıldı. Harekete gönül vermiş 21 kişi, Başbakan'a tazminat davası açtı.

Hizmet Hareketi'ne gönül veren çeşitli mesleklerden 21 kişi Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi'ne Başbakan aleyhinde ve ayrı ayrı, 1000'er liralık manevi tazminat davası açtı. Mahkemeye sunulan dilekçede, Başbakan'ın medya organlarında da yer alan 'haşhaşin', 'in', 'çete', 'paralel devlet', 'alim müsveddesi', 'yalancı peygamber' gibi sözleri delil olarak gösterildi.

Davacılar, dilekçelerini verdikten sonra Antalya Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı. Davacılar adına konuşan Şükrü Ceylan, Başbakan'ın isim vermese de, son iki aydır; paralel devlet, casusluk, ajanlık, çete, rant, in, haşhaşin, takiyyeci, kokuşmuş, çürümüş, vücuda girmiş ve sinmiş virüs, yalancı peygamber, içi boş alim müsveddesi gibi hakaretleri ile hedefinin Hizmet Hareketi ve Fethulah Gülen Hocaefendi olduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade etti. '70 milyonun Başbakanıyım' diyen birinin sarf ettiği bu sözlerin demokratik eleştiri ve ifade sınırlarını aştığını dile getiren Ceylan, "Hizmet hareketine gönül vermiş insanlara karşı doğrudan hakaret, küçük düşürme, itham etme, onur, şeref ve saygınlığını ayaklar altına alma girişimi olduğu aşikardır." dedi.

Antalya'da oturan ve harekete gönül vermiş insanlar olarak, Başbakan'ın sözlerini kendilerine karşı 'hakaret ve saygısızlık' olarak algıladıklarını ifade eden Ceylan, bunun için dava açtıklarını söyledi. Yargının, Başbakan'ın yazılı, görsel ve işitsel medya organlarında da yer alan bu sözlerinin yargı tarafından dikkate alınmasını istediklerini belirten Ceylan, "Türkiye Cumhuriyeti Medeni Kanunu’nun ilgili maddesine dayanarak sayın Başbakan hakkında manevi tazminat davası açtığımızı kamuoyuna duyururuz. Yaşanan bu süreçte Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadeleri, doğrudan hizmet hareketine gönül vermiş insanların kişiliğini hedef alan, eleştiri sınırlarının dışına çıkan ve gerçek olmayan beyanlardır. Başbakan tarafından açıkça kişilik haklarımıza saldırı olarak kabul ettiğimiz 'casusluk', 'ajanlık', 'çete', 'rant', 'paralel devlet', 'in', 'haşhaşin', 'takiyyeci', 'kokuşmuş, çürümüş, vücuda girmiş ve sinmiş virüs' gibi tanımlamaları, ayrıca, muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye de 'yalancı peygamber', 'içi boş alim müsveddesi' demesi karşısında derin üzüntü duyuyoruz. Bu ifadeleri şiddetle kınıyoruz." diye konuştu.

YOLSUZLUĞU GÖLGELEMEK İÇİN YARGISIZ İNFAZ YAPILIYOR

İddiaların hiçbir somut delile dayanmadığını kaydeden Ceylan, Başbakan Erdoğan'ın Almanya seyahatinde sarf ettiği sözleri de hatırlatarak şöyle konuştu: "Berat-i zimmet asıldır, bir kişiye suçu sabit olmadan suçlu diyemezsiniz. Bizim dinimizde de yoktur böyle bir şey' demesine rağmen, elinde hiç delil olmadığı halde, hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde, masumiyet karinesini ihlal etmiştir. Erdoğan, haşhaşin ve benzeri ifadeleri hizmet hareketine gönül vermiş tüm insanlar için kullanmıştır. Yargısız infaz olamaz derken, kendisi her gün milyonların önünde, yargısız infaz yapmakta, hem hakim, hem savcı olmakta, delilsiz, ispatsız, yaralayıcı ve kırıcı ifadeleri kullanmaktan çekinmemektedir. Bütün bunlarla Hizmet Hareketi suçlanarak 17 Aralık yolsuzluk rüşvet operasyonu perdelenmek istenmektedir. Yolsuzlukların üzerine gidilmesi gerekirken bizzat Başbakan tarafından yönetilen algı değiştirme operasyonuyla hizmet hareketi ve kurumları itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Son olarak Başbakan’ın oluşturmaya çalıştığı algının aksine ortada gizlenemeyecek kadar ciddi iddialar var ve bizler bu iddiaların hakaretlerle gizlenemeyeceğine inanarak burada yargıya başvuruyoruz."
CİHAN

Yorumlar