"Her yıl 15 bin insan patlayan aort damarı nedeni ile ölüyor"
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi (OMÜ)Kalp Damar Cerrahi Analbilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi (OMÜ)Kalp Damar
Cerrahi Analbilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal
Demirağ, içimizdeki en büyük gizli tehlikenin balonlaşan aort damar
(Aort anevrizmaları) olduğunu söyledi.
Aort anevrizmaları konusunda bilgi veren Demirağ, yaptığı
açıklamada şunları söyledi: "Aort, kalpten çıkan ve bütün vücuda
kanın yayılmasını sağlayan ana atardamardır. Aort Anevrizması ise
aort damarının göğüste bulunan kısmının normalde 2-2,5 cm olan
çapının yüzde 50’den fazla genişleyerek anormal balonlaşmasıdır."
dedi.
Anevrizmalar herhangi bir belirti vermeden oluşabileceğine dikkat
çeken Demirağ, "Bu yüzden anevrizma açısından yüksek riskli
kişilerde anevrizma taraması yapmak önemlidir. Erkekler, kadınlara
göre daha yüksek riske sahiptirler. Aort Anevrizması riski
yaşlandıkça artar ve en sıklıkla 60-80 yaşları arasındaki kişilerde
oluşur. Periferik anevrizmalar da 60-80 yaş arasındaki kişilerde
sık görülür." diye konuştu.
Her yıl yaklaşık 15 bin insanın rüptüre (patlamış) anevrizma nedeni
ile öldüğünü hatırlatan Prof. Dr. Mustafa Kemal Demirağ, şöyle
konuştu: "Rüptüre anevrizmalar 50 yaşın üzerindeki erkeklerde
10’uncu sıklıkta ölüm nedenidir. Göğüs bölgesindeki aort
anevrizmaları bazen iyice büyüyene, hatta patlayana kadar hiç
belirti vermeyebilirler. Göğüs ağrısı en sık görülen belirtisidir.
Bu ağrı sırta doğru yayılım gösterdiğinden kalp krizi ile
karıştırılabilir. Bununla birlikte anevrizmanın bulunduğu yere
bağlı olarak, Yemek borusuna bası yapması sonucu yutma güçlüğü,
nefes borusuna bası yaparsa nefes darlığı, sinirlere bası yapması
sonucu ses kısıklığı da bu hastalarda görülebilen belirtilerdir.
Anevrizma kalbin hemen çıkışından başlıyorsa aort kapak
yetmezliğine bağlı belirtiler görülebilir. Çıkan aorta da ve içinde
trombüs dediğimiz organize olmuş kan pıhtısı bulunan anevrizmalar
inme nedenleri arasındadır."
Göğüs bölgesindeki aort anevrizmasını normal klinik muayene
sırasında tanı konulmasının zor olduğunu kaydeden Prof. Dr.
Demirağ, "Çekilen bir göğüs filmi ile anevrizmadan
şüphelenilebilir. Ancak Bilgisayarlı tomografi (BT) ve Manyetik
Rezonans Görüntüleme (MR) ile kolayca tanı konulabilir. BT ve MR
ayrıca bu hastalıkların takibi ve tedavisi sırasında da oldukça
etkin biçimde kullanılmaktadır. Anevrizma çapı 3 ile 4santimetre
arasındaysa yılda bir defa BT çekilmesi yeterlidir. Bununla
birlikte hastada yüksek tansiyon varsa etkin bir şekilde ilaç
tedavisi uygulanmalıdır. Anevrizmanın çapı 4 santimetre’yi geçmişse
kontrol aralıkları 6 aya çekilir. Göğüsteki aort anavrizmalarının
çapı 5,5 santimetre’yi geçtiğinde patlama riski çok yükseldiğinden
tedavi edilmesi gereklidir." dedi.
CİHAN
Yorumlar