"Hazır yufka üreten firmalar yapışmasın diye domuzdan üretilen katkı kullanıyor"
Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gürbilek, bazı katkı maddelerinin
kaynağının domuzdan elde edildiğini belirterek,"Zaten domuz yağını
getirdikleri zaman kimse almıyor, tüyünü kullanmıyor, etini de
yemiyoruz. Ama domuzdan kimyasal yollarla sentezledikleri, ürünler
var. Örneğin glisirin elsit. Nerede kullanılıyor? Bu hazır yufka
üreten firmaların, birbirine yapışmasın ve kolay açılsın diye
kullandıkları bir ürün." dedi.
Kayseri Eğitim Kültür Ahlak ve Çevre Derneği tarafından düzenlenen
‘Helal ve Sağlıklı Gıda, Doğal Beslenme’ paneli yapıldı. İl Özel
İdare Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen panele çok sayıda
davetli katıldı. Panelde konuşan Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr.
Mehmet Akbulut, gıda maddeleri, fonksiyonları ve kaynakları
hakkında bilgi verdi. Yüzlerce çeşit gıda katkı maddesi bulunduğunu
hatırlatan Doç. Dr. Akbulut, “Gıda firmaları, yiyeceklerin içindeki
katkı maddelerini etiketin üzerine küçücük yazıp sağlığımızı
bozdukları gibi göz sağlığımızı da bozuyorlar. Katkı maddeleri
artan tüketim çılgınlığı, fazla üretim arzı, şirketlerin
gelişmesiyle ortaya çıktı. İnsanı daha çok tüketime yöneltme,
teşvik etme amacıyla, daha çok para kazanma amacıyla birçok katkı
maddesi üretiliyor. İnsanları artık hazır gıdaya yöneltiyorlar.
Hazır gıdanın da insana sunulması, uzun süre korunması, insanlar
için de cazip hale getirilmesi gerekiyor. Bu nedenle hazır gıdalara
bir özellik kazandırmanız gerekiyor. Hazır gıdaları yerken bunları
göz önünde bulunduracaksınız. Ona göre yiyeceksiniz veya hiç
yemeyeceksiniz. Veya alternatif ürünler geliştireceksiniz.” Diye
konuştu.
"ÇOCUKLAR KONUSUNDA HASSAS OLMALIYIZ"
Doç. Dr. Akbulut, “Nüfus artıyor. Ayrıca çalışan kesim artıyor.
İnsanların çoğu vaktini dışarıda geçiriyor. Dolayısıyla hazır gıda
tüketmek zorunda kalıyor. En büyük tehlike çocukların yediği
gıdalardır. Bizler yeterince gelişmiş durumdayız. Çocuklar, henüz
gelişme çağındadır. Onların her yedikleri, gelişmelerini etkiliyor.
Onların zekâsını, hafızasını, sağlığını etkiliyor. İlerde
oluşabilecek hastalıklar için öncü olabiliyor. Dolayısıyla
çocuklarla kendimizi biraz daha ayırt ekmemiz gerekiyor. Özellikle
bu konuda çocukları karşı daha bilinçli olmamız gerekiyor. Benim
tüketeceğim bir kilo kola ile onun tüketeceği bir kilo kolanın
yapacağı etki aynı oranda değildir. Çocuğum bir kilo kola içtiği
zaman, ona benim içtiğimden iki kat daha fazla katkı maddesi
enjekte etmiş olurum. Dolayısıyla çocuklar konusunda çok daha
hassas olmamız gerekiyor. Zaten hazır gıdaların çoğu da çocuklar
için üretildiğinden dolayı daha dikkatli olmamız gerekiyor.”
şeklinde konuştu.
"ÇOCUKLAR İÇİN CİMRİ OLUN "
Doç. Dr. Akbulut sözlerini şöyle sürdürdü; “Katkı maddelerinin
hepsi zararlı değildir. Örneğin sucuk üretecekseniz ona katkı
maddesi katmak zorundasınız. Üretici de tüketici de olsanız bunu
yapmak zorundasınız. Ya da bunu tüketmeyeceksiniz. Sucuğun içine
nitrat denilen koruyucu maddesi katmazsanız daha büyük tehlikeler
ortaya çıkmaktadır. Sucukta mikroorganizma gelişiyor. Bu ise, daha
çok zehirliyor. O zaman ne yapacağız? Hazır gıdaları mümkün
olduğunca az tüketmeniz gerekiyor. Mesela yapılan bilimsel
çalışmada, günlük olarak 50 gram işlenmiş et ürünü tüketen yani
salam, sosis, sucuk gibi maddelere tüketenlerin kolon kanserine
yakalanma riski yüze 21 daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Başta
bunları az tüketeceksiniz. Özellikle çocuklarda bu gıdalara karşı
cimri olacaksınız. Kendinize cömert olabilirsiniz. Ama çocuklara
daha cimri olun. Örneğin şeker üreteceksiniz ve buna çilek tadı
vermek istiyorsunuz. Çocukların da albenisini çeksin istiyorsunuz.
Görünce çocuklar hemen alsın diyorsunuz, gözleri fal taşı gibi
olsun istiyorsunuz. Resimlerde gördüğünüz gibi şekerlerin ‘beni
hemen al ye ‘ der gibi bir hali var. Bunlar için renk maddeleri
katılıyor. Aroma olarak katılıyor. Yediğinizde çilek tadı
alıyorsunuz. Rengi ve şekli de çilek şeklinde olunca çok daha tatlı
hale geliyor.”
"YUFKALARIN YAPIŞMAMASI İÇİN DOMUZDAN ELDE EDİLEN MADDE
KULLANILIYOR "
Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gürbilek, Helal ve Sağlıklı Gıda
Platformu olarak yaptıkları çalışmalara değindi. Prof. Dr.
Gürbilek, “Güncel sorunumuz şudur, bazı katkı maddelerinin kaynağı
domuzdur. Biz domuzun hiçbir ürününü kullanmıyoruz. Hatta o kadarki
bu kelimeyi biz hakaret olarak kullanıyoruz. Zaten bu domuz yağını
getirdikleri zaman kimse almıyor, tüyünü kullanmıyor, etini de
yemiyoruz. Ama domuzdan kimyasal yollarla sentezledikleri, ürünler
var. Kimyasal yollarla yeni ürünlere dönüştürmüşlerdir. Bunları
yememiz caiz midir? Bunlar, bizim dini inançlarımızı zorluyor.
Örneğin glisirin elsit. Nerde kullanılıyor? Bu hazır yufka üreten
firmalar, yufkalar birbirine yapışmasın ve kolay açılsın diye
kullandıkları bir ürün. Bu domuzun çeşitli organlarından ve
ürünlerinden elde edilebilir. Acaba bu helal midir? Kesilen hayvan
İslami usullere göre helal değilse bunlardan elde edilen ürünler
helal midir? Birçok katkı maddesinin ismini okurken bile
zorlanıyoruz.” diye konuştu.
CİHAN
Yorumlar