Halk sağlığı araştırması kitap haline getirildi

Bursa Nilüfer Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi (UÜ) arasında 10 yıldır süren halk sağlığı bölgesi araştırması sonuçları kitap haline getirildi.

Google Haberlere Abone ol
Halk sağlığı araştırması kitap haline getirildi

Bursa Nilüfer Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi (UÜ) arasında 10 yıldır süren halk sağlığı bölgesi araştırması sonuçları kitap haline getirildi. İlginç çalışmaları ile Türkiye'ye de örnek olan 'halk sağlığı araştırması' kitap haline getirilerek yayınlandı.

Üniversite Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı'nın katkılarıyla yapılan araştırmada 25 bin kişiye ulaşıldı. 10 yıla yakın süren araştırma sayesinde üniversite öğrencileri sahaya inerek hem araştırma yaptı hem de tecrübe kazandı. Araştırma kapsamında yaşlılar başta olmak üzere çeşitli halk kesimlerine ulaşılarak yerinde inceleme yapıldı.

Araştırma neticelerinin toplandığı kitabın tanıtımı ise UÜ rektörlük binasında düzenlenen törenle yapıldı. Törene UÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek ile birlikte Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Halk Sağlığı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, Kitabın editörü olan Doç. Dr. Alparslan Türkkan ve araştırmada görev yapan öğrenciler yer aldı.

ÖNÜMÜZ KESİLDİ

Törende konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yapılan çalışmanın Türkiye’ye örnek olduğunu belirterek, "Ben sağlıkçı değilim. Ama hocalarımız sayesinde dış gözlemle birçok şeyi öğrenmiş oldum. Türkiye'nin sağlıkta geldiği noktayı gördüğümde halk sağlığı modelinin olmazsa olmaz model olduğu apaçık ortada. Çeşitli modeller deneniyor. Biz halk sağlığı araştırma bölgesini git gide artırırken, 2008'e geldiğimizde belediyelerin önü kesildi. Alınan bir kararla belediyeler sağlık hizmeti üretemez hale getirildi. Biz bu projeye devam ettik. Ancak geliştiremedik. Tam tersine daraltmak zorunda kaldık. Bu yasa olmasaydı, sanıyorum bugün itibariyle 170 bin kişiye ulaşıldı. Şu anda 25 binlik bir kesime hitap edebilecek alan kaldı. Bu ne derece doğrudur, tabii ki sizler daha iyi takdir edersiniz" şeklinde konuştu.


Birinci basamak sağlık hizmetinin Türkiye'nin sağlık alanında olmazsa olmazlarından birisi olduğunu anlatan Başkan Bozbey, "Belediye olarak birçok alanda yapılan projeye bu araştırma öncülük etti. 1. sınıf öğrencilerine süt verilmesi dahil birçok fikir bu projeden çıktı. Gürültü kirliliği, çevre kirliliği, diğer elektromanyetik alan kirliliği, hepsi bu projenin ürünleridir. Nilüfer Belediyesi, eğer bugün birçok konuda öncü ise, bu projenin sayesindedir. Bunu özellikle belirtmek istiyorum" dedi.

UÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek de, konuşmasında araştırma sayesinde 25 bin kişiye ulaştıklarını belirterek, "Bu araştırma ile bir taşla 5-6 kuş birden vurduk. Nilüfer bölgesinde çok kaliteli sağlık hizmeti verilmesini sağlıyoruz. Öğrencilerimiz için önemli olan 1. basamak tecrübe alanı oluşturuyoruz. Tecrübe kazanmak adına öğrencilerimizi bu bölgeye yönlendiriyoruz. 300'ün üzerinde araştırmaya imza attık. Şehrin sağlık meselesini masaya yatırılmış. Bu çıkan sonuçlar halka dönecek" şeklinde bilgi verdi.

KİTAP 17 TEZ, 16 MAKALE VE 58 BİLDİRİDEN OLUŞUYOR

Kitabın editörü olan Doç. Dr. Alparslan Türkkan ise yaptıkları çalışma hakkında bilgi verdi. Alparslan Türkkan, kitapta 17 tez, 16 makale ve 58 bildirinin yer aldığını belirterek, halk sağlığının değişik alanlarında çalışma yaptıklarını belirtti. Türkkan, yapılan araştırmada kendi sağlığını en kötü algılayanların işsizler ve mavi yakalılar olduğunu söyledi.

Alparslan Türkkan, geçim sıkıntısı çekenlerin 4 kat daha fazla sağlık algısının olduğunu belirterek, araştırma ile ilgili şu bilgileri verdi: "Nilüfer'de nüfusun yüzde 10.8 özürlü. Bunların da yüzde 88.8’inin hastalıklar veya kazalar nedeniyle kazanıldığını tespit ettik. Merkezimizin çalışmasından memnuniyet ise yüzde 97.4 idi. Nilüfer'de bebek ölüm hızı Türkiye genelinden düşük. Nilüferdeki bebek ölümlerin önlenebilir ölümleri olmadığını belirledik. Bazı kuyu suyu analizleri yapıldı. 332 örnek incelendik ve bunların yüzde 67’si kirli çıktı. Çağdaş aile planlaması yöntemlerini inceledik, 2002’de hizmet verdiğimiz dönem yüzde 48.8’di, 2006’da 60.2 oldu. Bu gittikçe artıyor. Bu Türkiye’nin üstünde bir rakam. Akraba evliliği yapanların öğrenim seviyesi düşük çıktı, akrabalıkta genç yaş evliliklerinin yüksek ve doğurganlıklarının çok yüksek olduğunu gördük. Fakat çarpıcı olan şuydu; akraba evliliği yapanlar çocuklarının da akraba evliliği yapmasını normal karşılıyor ve çocuk sağlığı açısından da risk olmadığını düşünüyor. Yaşlı sağlığı ve depresyon ilişkisini araştırdığımızda çalışmalar bölgedeki yaşlılar ve huzur evinde yürütüldü. Huzur evinde kalan yaşlılar veya bölgede yalnız yaşayan yaşlıların aileleriyle birlikte yaşayan yaşlılara göre daha büyük risk altında olduklarını gördük. Okullarda sağlık taraması yapıldı. Temel sağlık sorunu diş çürükleriydi. Bu oran yüzde 70. Ayrıca okula başlayan öğrencilerin yüzde 10'unun gözlerinde rahatsızlık vardı"
CİHAN

Yorumlar