Hacettepe Üniversitesi'den göçmen çalıştayı
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, Türkiye’nin sık sık başını ağrıtan göçmenler konusuna bir formül bulunması gerektiğini söyledi.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer,
Türkiye’nin sık sık başını ağrıtan göçmenler konusuna bir formül
bulunması gerektiğini söyledi.
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HUGO) Müdürü Doç. Dr. Murat
Erdoğan yönetiminde 10 kişilik bir ekiple yapılan “Türkiye’deki
Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum” konulu çalışması hakkında
Hacettepe Üniversitesi’nde çalıştay düzenlendi. Çalıştay’da konuşan
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, "Sormak
istediğim soru şu, acaba ne yapmalıydık ki bu göç olmasın. Veya
bundan sonra ne yapmalıyız. Dünya ülkeleri acaba ellerinden geleni
yaptılar mı? Bunu mutlaka çözmeliyiz ama sadece biz mi çözmeliyiz?"
dedi.
Rektör Tuncer, özellikle kamplar dışında yaşayan Suriyeliler
üzerinde yoğunlaştırılan çalışma kapsamında; Hatay, Gaziantep,
Kilis gibi bölge içi illerin yanı sıra İstanbul, İzmir, Mersin gibi
bölge dışı illerde de görüşmeler yapıldığını aktararak, "HUGO, daha
önceki çalışmalarda Avrupa’ya göç eden Türkleri inceledi. Suriye
konusu ondan farklı bir durum. Çok kısa bir sürede, göz göre göre
oldu. Bu olayın kısa süredeki sonuçlarını inceliyoruz. Bu olay;
siyasi, stratejik, askeri, insani ve sosyal bir sürü yönü olan çok
büyük bir olaydır. Bu olaya sadece insani ve sosyal açıdan bakmamız
doğru mudur? Siyasi, stratejik, askeri yönleri neydi ne olmalıydı
diye bakmalıyız. Bazen bu kompleks olaya tek açıdan insani ve
sosyal açıdan baktığımızda asıl çözmemiz gereken siyasi, askeri ve
stratejik olayları da güçleştirebiliriz. Çözüm yollarını da
güçleştirebiliriz. Acaba ne yapmalıydık ki bu göç olmasın. Veya
bundan sonra ne yapmalıyız. Dünya ülkeleri, acaba ellerinden geleni
yaptılar mı?" diye sordu.
"DÜNYAYA NASIL BİR AŞI YAPMALIYIZ Kİ…"
"Bizim genetiğimizde bu tür bir afetlere bir adaptasyon vardır."
şeklinde konuşan Tuncer, "Ama acaba bütün dünya ülkelerinde ‘nasıl
olsa Türkler bu işi çözer’ diye bakılması doğru mudur? Biz bu işi
çözerken acaba çözmemiz gereken başka olayları ne kadar
geciktirdik? Çözmemiz gereken olaylara ne kadar daha az zaman
ayırabildik? Bu hakkaniyet midir? Bu dünya ülkeleri açısından adil
bir yol mudur? Ben bu tür çalışmalarda aslında bu tip soruların da
tartışılması gerektiğine bir mesaj verilmesi gerektiğine
inanıyorum. Asıl gayemiz, bu hastalığın bir daha yaşanmaması için
nasıl bir aşı geliştirmeliyiz olmalı. Dünyaya nasıl bir aşı
yapmalıyız ki bir daha insanoğlu bu tür zorunlu göçlere maruz
kalmasın? Bu çok önemli bir şeydir. Bu artık ülkemizin derinlerine
kadar işlemiş bir yara haline gelmiştir. Bunu bir şekilde çözeriz.
Bizim genetiğimizde bu tür olayları çözmek, acısını dindirmek var.
Bundan biz zarar görmeyiz aksine bizim birlikteliğimiz, insani
duygularımız herzaman güçlüdür böyle olaylar karşısında. Bilimsel
yönünü ortaya koyuyoruz, araştırıyoruz ama artık bir aşı
geliştirmenin zamanı geldi diye düşünüyorum." değerlendirmesinde
bulundu.
CİHAN
Yorumlar