GYV, Müslüman topluluklarda demokratikleşme sancısını masaya yatırdı
Alanında uzman Türk ve Japon akademisyenler, Müslüman topluluklarda demokratikleşme sürecini tartışmak için bir araya geldi.
Alanında uzman Türk ve Japon akademisyenler, Müslüman
topluluklarda demokratikleşme sürecini tartışmak için bir araya
geldi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), Kültürlerarası Diyalog
Platformu ve Japonya Doshisha Üniversitesi ortaklığında "Müslüman
Topluluklarda Demokratikleşme Süreci ve İslamî Yaklaşımlar"
başlığıyla düzenlenen toplantıda Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof.
Şahin Alpay ve Fatih Üniversitesi’nden Prof. İhsan Yılmaz birer
sunum yaptı.
İhsan Yılmaz, konuşmasına Kemalist devletin sosyal mühendislik
metoduyla iki tip vatandaş yetiştirmeyi amaç edindiğini söyleyerek
başladı. Birinci vatandaş tipini Laikçi, Atatürkçü, Sünni ve Türk
olarak tanımlayan Yılmaz, diğerinin ise Lozan antlaşmasından sonra
Diyanet aracılığıyla din kontrol altına alınarak oluşturulmak
istenen Müslüman tipi olduğunu söyledi. Türkiye’de devletin
kutsallaştırıldığına işaret eden akademisyen, vatandaşların sosyal
ve politik sorunlar hakkında konuşmasının istenmediğini
savundu.
Kemalizm ve İslamcılık arasındaki farkın içerikte olduğunu
vurgulayan Yılmaz, her iki ideolojinin de ana amacının kendi
vatandaş tipini oluşturmak olduğuna dikkat çekti.
Mısır ve Pakistan'da halk sekülerizme karşıyken, Fethulah Gülen’in
Türkiye’de Bediüzzaman’dan itibaren Anglo-Sakson bir sekülerizm
anlayışını savunduğunu açıklayan siyaset bilimci, Gülen’in 90’ların
başında demokrasiden geri dönüş olmayacağını ve İslamın
demokrasiyle uyumlu olduğunu savunduğunu ifade etti.
BİREYİN HAKLARI DEVLET KARŞISINDA KORUNMALI
Bireyin haklarının devlet karşısında korunması gerektiğini
açıklayan Yılmaz, devletin görevinin insan hakları, fikir, vicdan
ve medya özgürlüğünü garanti altına almak olduğunu söyledi. İhsan
Yılmaz, Medine’de devlet yöneticisi olan Hz. Muhammed’in bireyleri
bu gücünü kullanarak değil, onlara yatırım yaparak İslama
yönlendirdiğini hatırlattı.
İhsan Yılmaz, Fethullah Gülen’in de, Batının beklentisinin aksine
dinde reform ve modernleşme yerine Kuran ve Hz. Muhammed’in
yaşamından örneklerle insan hakları, vicdan ve fikir özgürlüğünü
savunduğunu dile getirdi.
İSLAM ÜLKELERİNİ OTORİTER SEKÜLER REJİMLER YÖNETİYOR
Konuşmasının başında Türkiye’nin demokratikleşme tarihini özetleyen
Şahin Alpay, World Values Survey’in raporuna atfen, İslam
ülkelerinin demokrasiye yatkın olduğunu ifade etti.
Günümüzde İslam ülkelerini otoriter seküler rejimlerin yönettiğine
işaret eden Alpay, Türkiye Cumhuriyeti kurucularının da otoriteryen
bir modernist anlayışa sahip olduğunu dile getirdi.
Hükümetin ilk iki döneminde demokratikleşme yolunda adımlar
attığını söyleyen akademisyen, 2011’den sonra sürecin tersine
döndüğünü ve yöneticilerin dindar bir milliyetçilik anlayışına
yöneldiğini vurguladı.
Toplantıya Doshisha Üniversitesi’nden katılan Disiplinlerarası
Çalışma ve Tektanrılı Dinler Merkezi Direktörü Katsuhiro Kohara,
Küresel Kaynak Yönetimi Genel Direktörü ve Küresel Çalışmalar
Lisansüstü Okulu Dekanı Prof. Masanori Naito, Prof. Iwasaka
Masamichi, Prof. Ko Nakata ve Prof. Hisae Nakanishi de
konuşmacılara yönelttikleri sorularla tartışmaya renk kattı.
CİHAN
Yorumlar