GYV: Hukuku işlemez hale getirirseniz, başka suçlu aramanıza gerek yok
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, ekonomide yabancı sermayenin girişini engelleyen ve etkileyen unsurun, ülkedeki güvenlik endişesi ve kaygısı olduğunu söyledi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil,
ekonomide yabancı sermayenin girişini engelleyen ve etkileyen
unsurun, ülkedeki güvenlik endişesi ve kaygısı olduğunu söyledi.
Yeşil, “Hukuku işlemez hale getirirseniz, başka suçlu aramanıza
gerek yok.” dedi.
GYV Başkanı Mustafa Yeşil, Swissotel’de düzenlediği basın
toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
“Bu süreçte Türkiye ekonomisi büyük zarar gördü. AK Partililer bu
durumdan Cemaat’i sorumlu tutuyor. Kanaatiniz nedir?” sorusuna
karşı Nazlı Ilıcak’ın ‘Her Taşın Altında The Cemaat mi Var’
kitabını hatırlatan Yeşil, “Zaten toplumsal zihinlerde böyle bir
algı uzun süreli bir süreçle hazırlanmıştı. 17 Aralık
operasyonlarından sonra da çok fazlaca ve rahat bir şekilde
zihinlerin oraya imale edilmesi zor değil. Ancak 17 Aralık’tan
sonra doların yükselmesi meselesiyle ilgili Sayın Başbakan
dolardaki bu yükselmenin 17 Aralık operasyonlarıyla ilgili
olmadığını bizatihi kendisi ifade etmişti. Hadisenin global bir
daralma ile ilgili olduğunu ifade etmişti. Bugün yaşadığını
ekonomik kriz veya sıkıntı TÜSİAD’ın ifade etmeye çalıştığı hukukun
bu ülkede askıya alınması, hukuk hakkında tereddütlerin uyarılması
ciddi manada sermayede kayıp endişelerinin tetiklenmesini sağlar.
Bizim borsamızın yüzde 70’inin yabancı sermaye olduğu söyleniyor.
Yabancı sermaye, ancak kendini güvende hissettiği ülkelerde
varlığını devam ettirir. Eğer siz bu ülkede hukuku işlemez hale
getirirseniz, bir başka suçlu aramanıza gerek yok. Ekonomide
yabancı sermayenin girişini engelleyen ve etkileyen unsur, bu
ülkedeki güvenlik endişesi ve kaygısıdır. Söyleyeceğimiz tek temel
cümle; hukuk hakkıyla kendi icraını yapabileceği zemini bulabilsin,
zannediyorum ekonomi kendi dengeleri içerisinde devam edecektir.
Çünkü Türkiye borsasıyla, dışarıdan gelecek yatırımcılarıyla 11
yıldır büyümeye çalıştı. Bugünden sonra da onları görmemezlikten
gelmeyi yapma gibi bir lüksünün olması söz konusu değil.” şeklinde
cevap verdi.
‘SAYIN GÜL’ÜN KUCAKLAYICI VE SAMİMİ DİLİ, BİZİ BÖYLE BİR DAVETE
CESARETLENDİRDİ’
Mustafa Yeşil, “Cumhurbaşkanı’nı göreve çağırıyorsunuz. Fakat Gül
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucuları arasında yer alan bir
isim. AK Parti bir blok halinde sizin karşınızda duruyor.
Cumhurbaşkanı’nın da farklı bir pozisyon alacağını mı
düşünüyorsunuz? Cumhurbaşkanı ile bir temasınız oldu mu?” sorusu
üzerine de, “Bir siyasi partiye mensup olmak demek hak ve
hakikatler uğruna her şeye o parti perspektifinden bakmak demek
değildir. Son dönemlerdeki o olağanüstü duruş ve olağanüstü
pozisyonlar hiçbir zaman partileri bu denli bazı hata ve
yanlışlarda kilitlememişti. Belki bu süreçle alakalı, bizim
bilemediğimiz farklı kaygı ve endişelerle alakalı olabilir.
Cumhurbaşkanlığına gelince… Biz makama hitap ediyoruz. Elbette ki
Cumhurbaşkanlığı makamını temsil eden kişinin siyasi parti olarak
AK Partili olması meselesi değil. AK Parti’nin içerisinde
bugünlerde yaşananları aynı ile tasvip eden herkes aynı duyguda
aynı düşüncede olduğunu söylemek de mümkün değil- ‘hataları tasvip
eden, partinin tepeden tırnağa hepsi aynı düşüncededir’ demek de
mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Sayın Gül’ün bugüne
kadar izlediği o yapıcı, kucaklayıcı, samimi, içten ve yürekten
dili bizi böyle bir şeye davete cesaretlendirdi işin doğrusu.
Kendinden bunu ümit ediyoruz, çünkü Sayın Gül gerçekten halkın
güven ve itimadını kazanmış bir insandır. Cumhurbaşkanlığı
makamının tarafsızlığını bugüne kadar hep temsil etmiş bir
insandır. Bu tarafsızlığın temsili içerisinde de ülkenin bu kadar
riskli ve sıkıntılı bir döneminde kendinden bekleneceği o hamiyet
ve gayreti ve o müdahaleyi ortaya koyacağı kanaatini düşüncesini
taşıyoruz. Bizim birebir görüşmemiz olmadı. Ama dostlarımızın ve
arkadaşlarımızın ferdi manada görüşmeleri olmuştur.” ifadelerini
kullandı.
UŞAK: HOCAEFENDİ’NİN MÜLAANESİ TEK TARAFLI KARŞILIK BEKLİYOR
GYV Başkan Yardımcısı Cemal Uşak da, “Kamuoyuna maalesef
kırpılarak, kesilerek verilen ve yanlış anlaşılan Hocaefendi’nin
‘beddua’ denen ama özü itibariyle beddua olmayıp mülaanesi tam
tamına bu konuyla irtibatlı. Bir suçlama var, bir hakaret var, bir
bühtan var. Nedir o? Hocaefendi ve onunla irtibatlı olduğu
varsayılan kişiler dışarıdan bir takım mihraklarla neocon vs…
irtibatlı olarak bu ülkedeki seçilmiş iktidarı ‘alaşağı etmek için’
gayret ediyor. Hocaefendi o söz konusu mülaanede ‘eğer ben ve
benimle irtibatlı arkadaşlarımız böyle bir gayretin içerisinde isek
Allah bizim belamızı versin! Bizim evimize ateş düşürsün! diyor
önce. Bu iddiayı bertaraf etmek için ve reddetmek için. Ama eğer bu
iddiayı yapanlar hakikaten bu iddialarında samimi iseler, bu
iddialara inanıyorlarsa, ‘badem bıyıklı neocon’un arkasını
doldurabilecek bir delile, bilgiye, belgeye sahip iseler tıpkı
Hocaefendi’nin yaptığı gibi onların anlayışına göre bir bedduada
bulunsunlar. Hocaefendi’nin o konudaki mülaanesi henüz tek taraflı
karşılık bekliyor.” şeklinde konuştu.
CİHAN
Yorumlar