GYV: Dinleyenlerden hesap sormak, hükümetin namus borcudur

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, Dışişleri Bakanlığı’ndaki dinleme skandalının faillerinin ve görevini ihmal edenlerin bulunmasının hükümetin görevi olduğunu söyledi. Yeşil, “Alabildiğine sıkı güvenlik...

Google Haberlere Abone ol
GYV: Dinleyenlerden hesap sormak, hükümetin namus borcudur

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, Dışişleri Bakanlığı’ndaki dinleme skandalının faillerinin ve görevini ihmal edenlerin bulunmasının hükümetin görevi olduğunu söyledi. Yeşil, “Alabildiğine sıkı güvenlik önlemleriyle korunan mekânların ancak yüksek teknolojiyle dinlenebileceği bilinen bir gerçektir. Benzeri, ancak devletlerarası karşı casusluk faaliyetlerinde görülebilecek olan bu tür bir dinleme vakasını bahane ederek “kanaat oluştu” türünden ifadelerle sivil bir hareketi yıpratmak akıl ve hukuk ölçüleriyle bağdaştırılamaz.” dedi.

GYV’nin gündeme ilişkin Swissotel’de düzenlediği toplantıda konuşan Mustafa Yeşil dinleme olaylarına da değindi. Özellikle Dışişleri Bakanlığı’ndaki dinlemenin Hizmet Hareketi’ne yıkılmaya çalışılmasını eleştiren Yeşil, “Devletin en mahrem görüşmelerini dinleyen ve sızdıranların yanı sıra görevini ihmal ederek bu zaafı oluşturanlardan da hesap sorulması Hükümetin namus borcudur.” ifadelerini kullandı.

Suriye’ye giden MİT tırlarının durdurulması olayını da hatırlatan Yeşil, “Devletin güvenlik ve istihbarat birimleri ile yargı arasında cereyan etmiş bir hadise olmasına rağmen, Hizmet ile ilişkilendirilmesi gerçekle telif edilemez. Devlet birimleri arasındaki koordinasyonsuzluğun yol açtığı bu skandalın hukuk çerçevesinde aydınlatılması gerekirken, bu iddiayı yargısız infaz niteliğindeki tasfiye ve art niyetli operasyonlara gerekçe yapmak hukuka sığmaz.” açıklamasında bulundu.

‘EKONOMİDEKİ OLUMSUZ GELİŞMELER BİLE HİZMET’E MAL EDİLDİ’

17 Aralık sonrası ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelerin bile Hizmet Hareketi’ne mal edildiğini vurgulayan Yeşil, “Halbuki, yürütmenin yargı üzerinde baskı kurmasıyla başlayan süreçte yabancı sermayenin kaçacağı, iş hayatına ket vurulacağı ve ekonomimizin zarar göreceği yönündeki haklı endişeler ekonomik çevrelerce de dile getirilmiştir. Ekonomik istikrarı asıl tehdit eden faktör, hukuku askıya alan ve teşebbüs hürriyetine yapılan keyfi müdahalelerdir.” şeklinde konuştu.

‘HİZMET, MÜSPET HAREKET PRENSİBİNDEN TAVİZ VERMEYECEK’

Hizmet’in, müspet hareket prensibinden asla taviz vermeyeceğinin altını çizen Yeşil, şöyle devam etti: “Birlikte yaşama kültürüne, barış ve uzlaşıya, eğitim ve diyalog faaliyetlerine devam edecektir. Toplumsal barış ve huzurumuzu bozacak girişim ve kışkırtmalara, nefret söylemlerine, şeytanlaştırma ile itibarsızlaştırma girişimlerine takılmayarak kendi mana köklerinde ve geleneğinde var olan kin gütmeme, herkesi konumunda kabul etme prensipleri ile onurlu duruşunu sürdürecektir.

İktidar partisinin dar bir kesimine ait kutuplaştırıcı ve ötekileştirici dilin parti tabanın çoğunluğunda kabullenilmediğini görmekteyiz. Farklılıklarımıza rağmen birlikte yaşayabilmenin en güzel örneklerini veren toplumumuzun içinde bulunduğu bu kısa süreli huzursuzluğun üstesinden geleceğine inanmaktayız. Hizmet Hareketi yeniden toplumsal huzur ve uzlaşının tesisi için her zaman olduğu gibi kendi üzerine düşen sağduyulu yaklaşımına devam edecektir.

Demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü esas alan, kimsenin ötekileştirilmediği bir Türkiye arzusuyla kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.”

CİHAN

Yorumlar