Gülen: Hocaefendi'ye atılan çamurlar, onun dupduru hayatında iz bırakmayacak
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin kardeşleri ve diğer akrabaları Erzurum'da bir araya gelerek, son zamanlarda, Hocaefendi'ye yönelik karalama ve iftaralara karşı birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin kardeşleri ve diğer akrabaları
Erzurum'da bir araya gelerek, son zamanlarda, Hocaefendi'ye yönelik
karalama ve iftaralara karşı birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Gülen ailesi adına açıklamayı okuyan Kemal Gülen, "Bir lokma bir
hırka ile yaşamak nedir bilmeyenler, devletin malını deniz
görenler, muhterem büyüğümüze çamur atmaya kalkıyorlar. Ama
bilmeliler ki bu çamurlar onun dupduru hayatında asla iz
bırakmayacaktır." dedi.
Gülen Eğitim ve Araştırma Vakfı'nın organizasyonu ile Fethullah
Gülen Hocaefendi'nin kardeşleri Seyfullah, Mesih, Salih Kutbettin
Gülen ile kız kardeşi Fazilet Korucuk'un da katılımıyla Gülen
ailesinin Erzurum, ülke geneli ve yurt dışında yaşayan fertleri
Palandöken dağındaki Polat Renaissance Otel'de bir araya geldi.
Hocaefendi'nin yeğeni ve STV Ana Haber Spikeri Kemal Gülen, Aile ve
Vakıf adına Hocaefendi'ye yönelik karalama ve iftiralara cevap
verdi. Aile olarak Hocaefendi'nin yanında ve destekçisi olduklarını
deklare eden Kemal Gülen, şunları dile getirdi: "Ülkemizde bir
süredir muhterem büyüğümüz Fethullah Gülen Hocaefendi ve onun
teşvikleriyle Türkiye’nin dünyaya açılan mütebessim yüzü hizmet
aleyhinde bir karalama kampanyası sürdürülüyor. Ve bunun yol açtığı
ciddi bir kamplaşma yaşanıyor. Yakın tarihimiz bir âlim, kanaat
önderi ya da bir hareket hakkında bu denli organize bir iftira ve
karalama kampanyasına şahit olmadı. Biz bu tür kampanyaları
şiddetle kınıyor ve faillerini daha baştan ma’şeri vicdana ve
Hakkın adaletine havale ediyoruz."
Aylardır iradi olarak susmayı tercih eden Hocaefendi’nin
sessizliğini fırsat bilenlerin, meydanlarda, onun arkasından
konuşmalarını ve bazı basın organları tarafından hedefe konulmasını
kınayan Gülen ailesi bu Hak dostunu üzenleri ilahi adalete havale
ettikleri açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Hepimiz biliyoruz ki
Şam ve Ahlat’tan göç ederek Erzurum’a yerleşen ailemizin kökleri,
muhterem hocamızın dedeleri bu millete maddi manevi bir çok alanda
hizmet etmiş şahsiyetlerdir. Erzurum valilerinden Kurt İsmail Hakkı
paşa, Edirne müdafii Şükrü paşa, Halep Müftüsü Mustafa efendi,
Ahlâtlı Seyyit Hamza bunlardan sadece bir kaçıdır. Hocaefendi
Erzurum’un bir köyünde neş’et etmesine rağmen ailesinin cömertliği
ve misafirperverliği sayesinde birçok Allah dostu ve mana büyüğü bu
ocağa uğramadan geçmemiştir. İşte Hocaefendi’nin manevi dünyası ve
ilmi şahsiyeti bu hak dostlarını görerek şekillenmiş. Alvarlı Efe
hazretleri Erzurum’un ve çevre köylerin manevi direğidir ve
Hocaefendi’nin hayatında özel bir yer tutar. Muhterem büyüğümüz
çocukluk yıllarını O’nun kanatları altında geçirir ve kalbin zümrüt
tepelerine daha o yıllarda Efe’nin rehberliğinde yürümeye başlar.
Hocaefendi Erzurum’un en meşhur âlimlerinin rahle-i tedrisinden
geçmiş ve nihayet Bediüzzaman Hazretlerinin eserlerini tanıyınca da
bütün ruhuyla nurları anlamaya ve anlatmaya koyulmuştur."
Gülen ailesi tarafından yapılan açıklamada Hocaefendinin ömrünü
kitaplar arasında geçirdiği ve yetmişten fazla eseri bulunduğu
ifade edildi. açıklamada, şöyle denildi: "Fikir ve aksiyon
hayatıyla üniversitelerde doktora tezlerine konu olan hocamızın
bazı eserleri fakültelerde ders kitabı olarak okutuluyor. Hatta
dünyada Hocamızın adına üniversitelerde kürsüler kuruldu, yabancı
ilim adamları bile değerli büyüğümüzden nasıl istifade ettiklerini
iftiharla anlatıyorlar. Biz de ailesi olarak okumanın gerekliliğini
ondan öğrendik, onun teşvikleriyle üniversitelere gittik ve
gitmekteyiz. Biz, bize dünya ve ukba hayatımızın kurtuluş yollarını
gösteren Hocaefendi’ye yapılan zulüm ve haksızlık karşısında,
susarak dilsiz şeytan olmak istemiyoruz."
Hocaefendi'nin bütün ömrünü dikkat ve temkin ile yaşadığını, Kur'an
ve sünnete sıkı sıkıya bağlı bir hayat sürdürdüğünü ve bu konuda
akrabalarına da hüsn-ü misal olduğunu anlatan Gülen, aile olarak
Hocaefendi'yi mahcup etmeyeceklerine dair söz verdi: "Son derece
mütevazi, müstağni ve ihtiyaçlarını en aza indirerek yaşadığını
cümle âlem biliyor;biz de bunun şahidiyiz. Zaten o hayatını bir
bavula sığdırmasaydı, binlerce insan elindeki bir bavula hayatını
koyarak hizmet kervanına katılır mıydı? Onun en büyük sermayesi
dünyayı elinin tersi ile itmesi, dünyaya perestiş etmemesi.
Dünyadan ve dünyalıktan başka bir şey düşünemeyenler bunun nasıl
bir zenginlik olduğunu tabi ki anlayamazlar. Hocaefendi’nin dünyaca
tanınıp bilinmesine rağmen bugüne kadar ne kardeşleri ne akrabaları
ne hısımları ne de sair yakınları bu nüfuzundan nemalanmadılar,
istifade etmeyi düşünmediler. Onlar da mütevazı bir hayatı tercih
ettiler. Kardeşlerinin ve yakınlarının sade yaşamları buna en güçlü
delildir. Evet, o yıllardır; 'Allahım, kardeşlerimin iki yakasını
bir araya getirme' diye dua ediyor. Tarih şahittir ki Hocaefendi de
onun rehberliğindeki Hizmet Hareketi de bizden, yani ailesinden
dolayı mahcup olmadı, inşallah olmayacaktır da. Herkes kendi
yağında kavrulacak, dişini sıkacak, ekmeğini taştan çıkaracak, ama
inşallah milletimizin hüsn-ü zannını boşa çıkartmayacağız. Hocamızı
utandırmayacağız. Bir lokma bir hırka yaşamak nedir bilmeyenler,
devletin malını deniz görenler, muhterem büyüğümüze çamur atmaya
kalkıyorlar. Ama bilmeliler ki bu çamurlar onun dupduru hayatında
asla iz bırakmayacaktır."
İFTİRALAR YÜREKLERİMİZİ DAĞLIYOR
Kemal Gülen, Hocaefendi'ye yönelik iftiraların aile ve sevenlerini
üzüntüye boğduğuna dikkat çekti. Gülen, "Son birkaç aydır yürütülen
iftira, yalan ve karalama kampanyaları, yakınları ve hısımları
olarak bizlerin yüreklerini dağlıyor. Kullardan vefa beklemeyi bile
Allaha karşı vefasızlık sayan Hocaefendi, meydanlardan,
ekranlardan, vefayı İstanbul’da bir semt sayanlar tarafından “Sahte
peygamber”, “haşhaşi”, “içi boş âlim müsveddesi” , “çete lideri”
“virüs” ve “kan emici sülük” gibi yalan, iftira ve hakaretlere
maruz kalıyor. Hele bir de bu hakaretleri demokrasi, şeffaflık ve
insan haklarını ağzına sakız eden siyasetçiler yapmıyor mu, işte
bizim hayal kırıklığımız burada başlıyor. Bunların, sanki yolsuzluk
iddiaları yokmuş, sanki rüşvet ve hırsızlık iddiaları ayyuka
çıkmamış, sanki devlet kadroları bir yalan üzerine hallaç pamuğu
gibi atılmamış ,sanki adalet sistemi yerlerde sürünmek zorunda
bırakılmamış gibi bunca büyük problemi görmezden gelerek, gözlerini
karartıp, hocamızı suçlamaları karşısında dehşete düşüyoruz. “Bin
ömrüm olsa Efendimiz’in saçının bir teline hepsi feda olsun” diyen
bir zata yapılacak en büyük hakaret ona “yalancı peygamber”
demektir. Hâlbuki biz de milletimiz de peygamberi delicesine
sevmeyi ve peygamberane yaşamayı ondan öğrendik. Hâşâ sadece bu
peygamberlik iftirası bile insan tahammülünü aşıyor." dedi.
HOCAEFENDİ'NİN YÜZBİNLERCE EVLADI VAR
Muhterem Hocaefendi'nin evlenmemesini dillerine dolayanların ve
evlat sevgisinden mahrum olduğunu iddia edenlere de cevap veren
Kemal Gülen, "Hocaefendi’nin evliliğini dillerine doladılar. Evet,
o evlenmedi kendi ifadesi ile bütün ömrünü hizmete adamak
istiyordu; bunu yaparken kimsenin hakkına girmek istemiyordu. Ne
var bunda? Bazı peygamberler, veli, müçtehit müceddid, ilim adamı
veya sanatkârlar da evlenmemiş. Rabia işaretleri ile oy devşirenler
Rabia’tül Adeviye’nin de evlenmediğini bilmiyorlar herhalde. Dine,
diyanete, millete hizmet etmek için veya çocukların, gençlerin
halinden anlamak için illa da evlenmek şart mı? biz evladımıza
ondan isim istiyor, yavrularımızı nasıl yetiştireceğimizi ondan
öğreniyor, ve onun sohbetlerinden istifade ile çocuklarımızı
terbiye etmeye çalışıyoruz. Hepimiz onun evladıyız; sadece biz
değil Asya’da, Afrika’da, Amerika’da binler, yüzbinler evladı var;
bunlar olimpiyatlarda stadyumları dolduruyorlar, bütün bu
güzelliklere vesile olduğu için başta hocamıza ve milletimize dua
ediyorlar. Biz de ailesi olarak bu dua kervanına katılıyor,
Rabbimizin O’nu ve onunla birlikte yürüyen dost ve arkadaşlarını
koruyacağına inancımızı bir kez de burada tekrarlıyoruz." dedi.
ALA'YI YUHALATMADILAR
Erzurumlu İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, Hocaefendi'ye yönelik,
'Sen kimsin' sözlerini hatırlattığı esnada salondakiler yuhalamak
isteyince Gülen, 'Yuh çekmeyin' uyarında bulunarak, "Seçilme
zorluğunu bile yaşamadan bakan koltuğuna oturan Erzurumlu bir
politikacı hem de bu şehirde muhterem büyüğümüzü kastederek “Sen
kimsin sen, biz senin ağababalarını yendik ” diyerek, elli yıllık
hizmet hayatında camiden, kürsüden, konferanslardan veya daha başka
vesilelerle Hocaefendi’yi takip eden, sahiplenen, bir işareti ile
Allah rızası için yollara düşen fedakâr insanlara ve tabii ki bize
hakaret etmesini içimize sindiremiyoruz. Bu saygıdan ve seviyeden
yoksun hakareti kınıyor kem söz sahibine aittir diyerek bu
hakaretleri sahibine iade ediyoruz." dedi.
CAMİAYA YÖNELİK SALDIRILAR HOCAMIZI ÇOK ÜZDÜ
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Hizmet Camiası'na yönelik
gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle çok üzüldüğünün ve aile
fertlerinin ölümünün bile canını o kadar yakmayacağına işaret eden
Gülen, "Hocamızın dünya adına hiçbir beklentisi olmadı. Milletin
iman yangınını söndürmek için bir ömür harcadı. Ancak hizmet
hareketine yapılan bu akıl almaz saldırılar karşısında dayanamadı
“anam babam hatta kardeşlerim hepsi aynı gün vefat etseler hiç bu
kadar üzülmezdim” diyerek kederinin derecesini ifade etti. Biz de
karınca misal onun bu yürek yangınına bir damla ile de olsa su
taşımak için bir araya geldik."
SİZ NEREDE OLURSANIZ OLUN YANINIZDAYIZ
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin ülkeye dönmesi üzerine yapılan
çağrılara da değinen Kemal Gülen,"Neden ülkene gelmiyorsun diye
sözüm ona çağrı yapıyorlar. Hocam gelip gelmeme sizin takdiriniz.
Siz nerede olursanız olun yakınlarınız, akrabalarınız hep sizin
yanınızda olacak. Sizi hayır dualarla anacak sizin dualarınızı
bekleyecek.. Çok üzüldük, çok kırıldık. Ama kimseyi incitecek,
kimseyi kıracak da değiliz. Ülkemiz zor günler geçiriyor, seçim
atmosferi içinde olduğumuz bu günlerde bize düşen Sokağın ve
meydanların tahrikine gelmemek; her zamankinden daha sağduyulu
olmak. Çünkü biz barışın, sulhun temsilcileriyiz. Biz, Hocamızın
ümit veren sözlerine bakarak diyoruz ki “Türkiye’nin geleceği
parlak, bu günler de inşallah geride kalacak”.
CEPHE AÇMAK İÇİN KARALAMAYA CEVAP İÇİN TOPLANDIK
Erzurum'da Hocaefendi'nin memleketi, baba ocağında toplanmalarında
politik bir malzeme çıkartılmamasını da isteyen Gülen, şöyle
konuştu: "Maksadımız tartışmalara yeni bir cephe açmak değil,
yalnızca akraba , hısım ve yakınları olarak ailemizin medar-ı
iftiharı, değerli büyüğümüz Hocaefendi’nin maruz bırakıldığı
karalama ve yok etme kampanyalarının yanlışlığını bir kez de
buradan, dadaşların diyarından, baba ocağından kamuoyu ile
paylaşmaktır.Bu vesile ile yüce Mevla’dan vatan ve milletimize
zeval vermemesini diliyor, daha fazla ihtilafların yol açtığı
maddi/manevi bereketsizliğe, dâhili ve harici, siyasi ve içtimâî
dalgalanmalara maruz kalarak birlik, bütünlük ve dirliğimizin
bozulmamasını niyaz ediyoruz. Ayrıca muhterem aile büyüğümüz
Hocaefendiye de Allah’tan sağlık afiyet ve bereketli bir ömür
temenni ediyoruz."
HOCAEFENDİ SÜKUT EDEREK KONUŞUYOR
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin saldırı ve karalamalar karşısındaki
suskunluğunu dile getiren bir soru üzerine Kemal Gülen, "Aslında
Hocaefendi'nin sükut ederek konuştuğunu söyleyebiliriz. Susmakta
bir çeşit konuşmaktır ama anlayan için. Susmanın ne denli güçlü bir
ses olduğunu anlamak için iyi bir firaset ve basiret sahibi olmak
icab eder. Bunu böyle düşünmek lazım. O ekranlardaki, polemiklere
girmiyor olması bütünüyle konuşmuyor anlamına gelmez. Hocaefendi
aldığı terbiye gereği iftara, karalama ve yalanlara cevap vermek
için söyleyenlerin seviyesine inmek gerekir aldığı aile terbiyesi
bu seviyeye inmeye müsaade etmiyor. O seviye inmeden de bu
karalamalara cevap verilemiyor. Ne söylese bunu anlamayacak bir
fikir ürecek muhatap bulmakta zorlandığını düşünüyorum." dedi.
Program, basın açıklamasının ardından yaşanan gelişmeler
değerlendirilmek üzere Gülen ailesi ve akrabaları katılımıyla devam
edildi. CİHAN
Yorumlar