Gül: Meşruiyetin temeli demokrasiden geçmekte, demokraside milli iradedir
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kara Harp Okulu’nu ziyaret etti. Ziyaret kapsamında Harbiyeli öğrencilere hitap eden Gül, önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kara Harp Okulu’nu ziyaret etti.
Ziyaret kapsamında Harbiyeli öğrencilere hitap eden Gül, önemli
açıklamalarda bulundu. Bir ülkenin meşru bir şekilde yönetiminin
demokrasi ile olabileceğini belirten Gül, “Meşruiyetin temeli bugün
demokrasiden geçmekte. Demokrasi dediğimizde aslında milli
iradedir. Bunu biraz daha genişletecek olursak demokratik hukuk
devletlerinin kurulmasıdır. Devletlerin böyle olmasıdır. Demokratik
hukuk devleti dediğimizde de çok partili sistem, adil, serbest,
düzgün seçimler ve kuvvetler ayrılığı prensibi çerçevesinde
herkesin yetki ve sorumluluklarının belli olması, bu düzen içinde
cheak balans dediğimiz denge sistemi olup bunların bir ahenk
içerisinde yürütülmesidir. Bunun dışındaki rejimler eninde sonunda
ya acı çekerek veyahutta tecrübeli liderlerin insiyatifinde öncelik
alarak demokrasiye geçecektir.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kara Harp Okulu’nu ziyaret etti.
Harbiyeli Şehitler Anıtı’nda gerçekleştirilen resmi törende Gül,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel tarafından karşılandı.
Törende, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar ve Kara
Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Yılmaz Uyar da hazır bulundu. Onur
kıtasını ‘Merhaba Harbiyeli’ diyerek selamlayan Gül, daha sonra
Kara Harp Okulu öğrencileriyle birlikte Harbiyeli Şehitler
Anıtı’nın önünde hatıra fotoğrafı çektirdi. Kara Harp Okulu
öğrencilerinin eğitim gördüğü derslikleri gezen Cumhurbaşkanı Gül,
ziyaret defterini imzaladıktan sonra Kara Harp Okulu Komutanı
Tümgeneral Yılmaz Uyar’dan okulla ilgili brifing aldı. Daha sonra
Kara Harp Okulu Müzesi’ni gezen Gül, 1’nci Anafartalar Taburu’nda
derslikleri gezdi. Ardından dekanlığı ve Savunma Bilimleri
Enstitüsü’nü gezen Gül, Harbiyelilere hitap etti.
Kara Harp Okulu müzesinin bütün devlet yapısını en iyi şekilde
özetleyen bir müze olduğunu belirten Gül, “Geçmişiyle övünenler
gelecekleriyle ilgili kendilerine iyi bir misyon çizecek. Sevgili
Harbiyeliler hepiniz ülkemizin milli güvenliği bakımından son
derece önemli görevler üstlenmeye hazırlanıyorsunuz. Onurlu
misyonunuza yararlı olacağına inandığımız bazı görüşleri sizlerle
paylaşmak istiyorum. " dedi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ve parçası olduğu geniş coğrafyada
çeşitli sorunlar kadar fırsatları da içinde barındırdığını belirten
Gül, “Parçası olduğumuz bu geniş coğrafyada riskler ve avantajlarda
sunmakta. Bir yanda iç çatışmalar, donmuş ihtilaflar, terörizm ve
imha silahları, tehlikeler yine bölgemizin maalesef gerçekleridir.
Yukarı Karabağ’dan Güney Osetya’ya Abazya’ya PKK’dan El Kaide’ye
kitle imha silahlarını geçmişte kullanıldığı Irak’tan bu sene
kullanıldığı Suriye’ye İran’ın nükleer programından İsrail Filistin
ihtilafına kadar çeşitli sıkıntıları gözden geçirdiğimizde aslında
Türkiye’nin çevresi bölgesini gözden geçiriyoruz. Dünyadaki
ihtilafları ve çatışma potansiyeli taşıyan olaylara haritada
baktığımızda bunların Türkiye’nin çevresinde olduğunu açıkça
görmekteyiz. Bütün bu olumsuzlukların yanında bölgemiz bir taraftan
da zengin tabi ve beşeri kaynaklara, eski kültür ve medeniyetleri
içinde barındıran çok değerli bir bölgedir.” şeklinde konuştu.
GÜÇLÜ ÜLKE, DEMOKRATİK HUKUK STANDARTLARI, EKONOMİSİ VE ORDUSU
GÜÇLÜ ÜLKEDİR
Türkiye’nin uluslararası ve bölgesel konumunu tanımlamak ve bu
tanıma uygun vizyon geliştirmek zorunda olduğunu belirten Gül,
“Köklü bir devlet geleneğine ve medeniyet mirasına ev sahipliği
yapan ülkemizin geleceğini de büyük ufuklarda aramak elbette ki
tabi hakkımızdır. Diğer tüm güçlü devletler gibi bunu yaparken
sahip olduğumuz tüm güç unsurlarından uygun bir bileşimle istifade
etme kararlılığında olmalıyız. Bu açıdan öncelikli hususun
Türkiye’nin güç parametrelerinin sağlıklı bir şekilde
değerlendirilmesi olduğunu düşünüyorum. Ülkenin güç parametreleri
dediğimizde de önce bir ülkenin itibarlı, güçlü ve halkının mutlu
ve müreffeh olabilmesi için demokratik hukuk standartlarının yüksek
olması gerekir. Aslında bu Atatürk’ün bize muasır medeniyetlerin
üstünde diye işaret ettiği noktadır. İkincisi güçlü ve sağlam bir
ekonomisinin olmasıdır. Üçüncüsü de güçlü bir ordusunun ve silahlı
kuvvetlerinin olmasıdır. Eğer birinciye demokratik ve hukuk
standartlarının yüksekliği ve ekonomiyi yumuşak güç olarak tabir
edersek geniş anlamda ki bunun alt başlıkları vardır buna hard güç
dediğimiz askeri gücüde koyduğumuzda işte o zaman bir ülke hem
güçlü olur hem itibarlı olur hem de halkı mutlu olduğu gibi
etrafına ışık sacın bir ülke haline örnek alınacak bir ülke haline
gelir. Bütün bu tanımlamalardaki esas hedef ülkemizin içinde
bulunduğu geniş coğrafyada stratejik ve kültürel derinliğe sahip
merkez bir ülke yapmak örnek alınacak bir ülke yapmaktır. Aslında
itibar buradan gelir değerli Harbiyeliler. Bir ülkeye dışarıdan
baktığınızda örnek alınacak başarıları varsa o zaman itibari
vardır. Yoksa ben güçlüyüm, ben itibarlıyım ben büyüğüm demekle
itibar kazanılmaz uluslararası dünyada.” Açıklamasında bulundu.
HARBİYELİLER SADECE KENDİ TARİHİNİZİ DEĞİL DÜNYA TARİHİNİ DE ÇOK
İYİ BİLİN
Harbiyelilere askerlik ve subaylığın yanı sıra bütün temel
disiplinleri en iyi şekilde öğrenmeleri gerektiğini hatırlatan Gül
öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu; “Çağımızda hiçbir şey
geleceğin liderlerini yetiştirmekten daha önemli değildir. Sizlerle
buluşmadan önce komutanlarınız okulun müfredatı ve sizlerin nasıl
yetiştirildiği ile ilgili brifingler verdi. Memnuniyetle gördüm ve
takip ediyorum farklı disiplinlere açıksınız. Sizler yeri
geldiğinde çok stratejik kararlar alacaksınız. Bu kararları alırken
sizden sadece dar ve derslerde verilen bilgilerle hareket
etmemelisiniz. Önce kendinizi geleceğin liderleri olarak güçlü bir
şekilde yetiştirmelisiniz. Size en iyi imkanlar bu okulda
sunuluyor. Bunları en işi şekilde adete sömürürcesine almalısınız.
Ama bu yetmez. Esas tavsiyem bunlara ilave olarak muhakkak çok
boyutlu okuyun. Tarihi muhakkak en iyi şekilde bilin. Sadece kendi
tarihimizi değil dünya tarihini çok iyi bilin. Felsefe sosyoloji
,din bunları mutlaka bilin. Bunlar sizin ufkunuzu ve kişiliğinizi
geliştirecek. Dünyaya bakışınızı çok farklı hale getirecek.”
CİHAN
Yorumlar