'Gribe karşı sıvı tüketimi artırılmalı'
H3N2 grip virüsü hakkında bilgi veren Op. Dr. Mustafa Üzeyir, gribin özellikle şeker, kronik akciğer- böbrek yetmezliği olan kişilerde, yaşlılarda, küçük çocuklarda, hamilelerde ölümcül durumlara dönüşebileceğini söyledi.
H3N2 grip virüsü hakkında bilgi veren Op. Dr. Mustafa Üzeyir,
gribin özellikle şeker, kronik akciğer- böbrek yetmezliği olan
kişilerde, yaşlılarda, küçük çocuklarda, hamilelerde ölümcül
durumlara dönüşebileceğini söyledi. Üzeyir, “Dededen nineden kalma
ıhlamur, adaçayı gibi bitkisel tedavilerle de sıvı alımının
artırılması gerekir.” dedi.
Op. Dr, Mustafa Üzeyir, grip ve bu dönem ‘H3N2’ olarak adlandırılan
virüs hakkında bilgi verdi. Üzeyir, şu an salgın olasılığından söz
etmenin mümkün olmadığını ancak basite de alınmaması gerektiğini
vurguladı. Gribin öldürücü olması için insanlar arasındaki salgının
artması gerektiğine dikkat çeken Üzeyir, şunları söyledi: “
Normalde bu tip rahatsızlıklar basit hastalık gibi görüldüğü için
basit ilaçlarla baskılanır. Özellikle şeker, kronik akciğer- böbrek
yetmezliği olan kişilerde, yaşlılarda, küçük çocuklarda,
hamilelerde ölümcül durumlara dönüşebilir.”
“Grip virüsü genellikle damlacık dediğimiz aksırık, öksürme ve
konuşma gibi durumlar sonrasında etrafa yayılır ve havada asılı
kalır.” diyen Üzeyir, “Özellikle 30 cm ile 2 metrelik bir alanda
bulaşıcıdır. Hasta kişinin kullandığı havlu, çatal, kaşık gibi
cisimlerin ortak kullanımı da yayılımı artırır. Özellikle vücut
direnci düşük, beslenmesi bozuk, kronik rahatsızlıkları olan
kişilerde bulaşma ve enfeksiyonun -yani virüsün -yayılımı hızlı
olabilir. Hastalık virüs vücuda girdikten 1-4 gün sonra belirti
verir. Bulaşıcılık belirti vermeden bir gün önce başlar, 5-7 gün
sürer. Çocuklarda 7 günden fazla sürebilir.” ifadelerini
kullandı.
Gribin Ekim-Nisan aylarında hastalığa neden olduğunu açıklayan
Üzeyir, “Ocak- şubat aylarında salgın olasılığı yükselen gripten
1918'de 20 milyona yakın kişi hayatını kaybetti. Ölümcül olan bir
hastalığa basit denilemez. Grip vakalarının çoğu ciddi değildir ve
tedaviye yanıt verir. Fakat yaşlılarda, uzun süre devam
hastalıklara sahip olanlarda bağışıklık sistemi zayıf olduğu için
grip ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Özellikle çocuklarda
sinüzit, orta kulak iltihabı ve zatüreye neden olur.Soğuk algınlığı
virüslerinin 200'e yakın çeşidi vardır. Grip virüsü influenzada
belirtiler daha ağır seyreder. Öksürük, eklem ağrıları, halsizlik,
yüksek ateş gibi tablolarla kendini gösterir. Antibiyotiğe karşı
direnç oluştuğunda tedavi süreci zorlaşacağı için doktor önermediği
sürece antibiyotik kesinlikle kullanılmamalıdır.” açıklamasında
bulundu.
Son dönemlerde Almanya ve Fransa'da bilimsel olarak yapılan
bitkisel araştırmaların bitkisel tedavilerin gücünü ortaya
koyduğunu analtan Üzeyir, şunları söyledi: “Aslında tüm ilaçlar
bitki kökenlidir. Soğuk algınlığı ve grip üzerinde yapılan
bitkisel, yani fitoterapi araştırmaları Afrika Sardunyası kökü
ekstresinin bağışıklık sistemini içinde bulunan antiviral,
antibakteriyel ve ekspektöral etkilerden dolayı güçlendirdiğini
ortaya koymuştur. Enfeksiyonun başlangıç döneminde kullanılmaya
başlandığında özellikle baş ağrısı, burun akıntısı, öksürük gibi
şikayetleri baskılayıp süreci kısalttığı bilimsel araştırmalarla
kanıtlanmıştır. Dededen nineden kalma ıhlamur, adaçayı gibi
bitkisel tedavilerle de sıvı alımının artırılması gerekir. Dokular
kurudukça ağız ve buruna mikroplar daha kolay yapışabilir.”
CİHAN
Yorumlar