GMİS Genel Başkanı Alabaş: İthal kömürden kimler para kazanıyor?

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, 1,3 milyar ton taşkömürü rezervi varken, Türkiye’nin taşkömürü ihtiyacı için her yıl 4-5 milyar dolar ödeme lüksü olmadığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
GMİS Genel Başkanı Alabaş: İthal kömürden kimler para kazanıyor?

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, 1,3 milyar ton taşkömürü rezervi varken, Türkiye’nin taşkömürü ihtiyacı için her yıl 4-5 milyar dolar ödeme lüksü olmadığını söyledi.     Yerli kömür dururken ithal kömürden para kazananlar olduğuna dikkati çeken Alabaş, “İnsanın aklına şu sorular geliyor: İthal kömür işinden kimler para kazanıyor? Yılda 20 milyon tondan fazla kömürü hangi şirketler ithal ediyor? Bu kömürü hangi şirketler taşıyor. Yerli kömürü kullanan Çatalağzı B Termik Santral İşletmesi'ni (ÇATES) kimin için özelleştireceksiniz? Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) ayrılmaz bir parçası olan ÇATES'in kendi özel konumunu görmezden gelmek tam bir aymazlıktır. ÇATES hiçbir zaman zararına çalıştırılmamıştır. Dışarıdan kömür alalım, ÇATES’i daha ucuza çalıştıralım demek yanlıştır ve kuruluş felsefesine aykırıdır." şeklinde konuştu.

    GMİS tarafından Zonguldak Memurlar Lokali'nde basın toplantısı düzenlendi. Gazetecilere bölge ve ülke genelindeki gelişmeleri değerlendiren GMİS Genel Başkanı Alabaş, TTK'nın daha fazla zarar etmemesi için 3 bin 500 işçi alınması gerektiğini, bunun için Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan destek isteyeceklerini kaydetti. Alabaş, gazetecilerin 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili sorusu üzerine, “Ortada bilgi kirliliği var. Bizi kimin haklı olduğundan çok oluşan belirsizlikten işçi ve emekçi kesiminin zarar görmemesi ilgilendiriyor. Çalışanlar olarak bu tür durumların ekonomik yükünü biz çekmek zorunda kalıyoruz. Bu işlerin en ağır bedelini işçiler ödüyor. Dolayısıyla bu durum bir an önce ortadan kaldırılırsa bizler de daha fazla bedel ödemekten kurtulmuş oluruz.” dedi.

    1,3 MİLYAR TON TAŞKÖMÜRÜ REZERVİ VAR

    Alabaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adı konulmasa da ekonomik ve siyasi bir kriz yaşanıyor. Yerel seçime girilmesi bu krizi daha da sürdürüyor. Ülkemiz oyunların içine çekilmek isteniyor. 2013 yılının rakamları açıklandı. 2013 yılı rakamları açıklandı. Yaklaşık 100 milyar dolarlık dış ticaret açığının 56 milyar dolarlık kısmı enerjiden kaynaklanıyor. Cari açık ile enerji açıklığı eşitlenmiş durumda iken kendi kaynaklarımızı kullanmaktan başka çaremiz yoktur. Türkiye’nin taşkömürü ihtiyacı için her yıl 4-5 milyar dolar ödeme lüksü yoktur. Yüksek faizli borç parayla bu politikalar sürdürülemez. Zonguldak havzasında 1,3 milyar ton taşkömürü rezervi var. Yılda 5 milyon ton üretim kapasitesine sahip TTK, işçi açıkları nedeniyle geçen yıl 1,4 milyon ton üretim yaptı. Üçte bir kapasiteyle çalışan kurum tabi ki zarar eder. Kurumun işçi talebi her geçen gün artıyor. 3 bin 200 işçi talep edildi. Ama o tarihten sonra emeklilikler devam etti. Şimdi o sayıyı 3 bin 500'e yükseltmek gerekiyor.”

    KİMSE ARI KOVANINA ÇOMAK SOKMASIN

    Zonguldak halkının maden ocaklarına geçmişte olduğu gibi bugün de sahip çıkacağını ifade eden Alabaş, “Bu kurum Zonguldak halkının, maden işçisinin yaklaşık 165 yıldır kanıyla canıyla yaşattığı ve ülke ekonomisine katkı verdiği bir yerdir. TTK’yı özelleştirmeye kalkmak demek, arı kovanına çomak sokmakla eşdeğerdir. Zonguldak halkı geçmişte olduğu gibi bu kuruma bugün de gelecekte de sahip çıkacaktır. Kimse arı kovanına çomak sokmaya kalkışmasın. Eğer arı kovanına çomak sokuluyorsa da sadece arı kovanına yakın olanların değil çevredeki herkesin rahatsız olacağını Genel Maden – İş geçmişte olduğu gibi bugün de gösterecektir. Ancak bugüne kadar bu konuda bize ulaşan hiçbir belge yok.” diye konuştu.

    17 ARALIK OPERASYONU

    Alabaş, gazetecilerin 17 Aralık operasyonuna dair sorusuna şu cevabı verdi: “Öncelikle kamuoyunda ciddi bir dezenformasyon var. Biz kimin haklı kimin haksız olduğundan daha çok ortadaki belirsizlikten ve siyasi krizle birlikte yaşanan ekonomik sıkıntıdan en çok etkilenen kesimin işçiler olduğunu biliyoruz. Maden işçileri olarak ekonomik ve siyasal belirsizlikten doğan alım gücünün zayıflaması dolayısıyla en çok etkilenen kesimler arasında bizler de varız. Dolayısıyla ortada bilgi kirliliğinin bir an önce ortadan kaldırılarak, bu işin düzgün bir şekilde çözüme kavuşturulması, bizim en büyük dileğimiz. Çalışanlar olarak bu tür ortamların yükünü, daha sonra ortalık durulduğunda en çok biz çekmek zorunda kalıyoruz. İşin en ağır bedelini biz ödüyoruz.” CİHAN

Yorumlar