'Gizlice yapılan değişiklikler eğitimin yapısını temelden sarsacak'
Aktif Eğitim-Sen Balıkesir İl Temsilcisi Engin Uçan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitimi milli bir mesele olarak ele alıp değerlendirmesi gerekirken son yıllarda siyaset kurumlarının varlığını ispat ve güç gösterisi için kullandığı yazboz tahtası haline g.
Aktif Eğitim-Sen Balıkesir İl Temsilcisi Engin Uçan, Milli
Eğitim Bakanlığı'nın eğitimi milli bir mesele olarak ele alıp
değerlendirmesi gerekirken son yıllarda siyaset kurumlarının
varlığını ispat ve güç gösterisi için kullandığı yazboz tahtası
haline geldiğini iddia etti. Uçan, yaptığı açıklamada, "Bakanlık
fişleme iddiaları, tasfiye ve kıyımlar, tayin ve terfilerin liyakat
yerine siyasi, sendikal referanslar ön planda tutularak yapılması,
dershanelerin halka rağmen dönüştürme kılıfıyla kapatılmaya
çalışılması milletin kabulü olmadan, 'ben yaptım oldu' mantığıyla
bir gecede, Meclis TV'nin kapalı olduğu saatlerde gizlice yapılan
köklü sistem değişiklikleri gibi eğitimin yapısını temelden
sarsacak uygulamalarıyla tartışılır hale gelmiştir." dedi.
Aktif Eğitim-Sen İl Temsilcisi Uçan, düzenlediği basın
toplantısında MEB Yasa Tasarısı ile ilgili kaygılarını ifade etti.
Sendika üyelerinin de katıldığı toplantıda, kamuoyuna Dershaneler
Kanun Tasarısı olarak lanse edilen kanunun bu hafta Meclis Genel
Kurulu'na torba kanunda geleceğini bildirdi. Dershanelerin
dönüştürülmesiyle ilgili düzenlemelerin yanında, demokrasinin
gereklerine aykırı ve milletin talep ve beklentilerini hiçe sayan
pek çok değişikliğin de yer aldığını öne sürdü. En az dört yıllık
fakülteyi bitirdikten sonra KPSS'yi kazanarak atanan öğretmen
adaylarının, tasarıda kriterleri net olarak çizilememiş performans
değerlendirmesine tâbi tutulacağına dikkat çeken Uçan, "Objektif
olmadığı gerekçesiyle öğrencilere bile uygulanmayan sözlü sınava
alınacak olmaları, bürokratik kademelerde yüzlerce eğitimcinin
maruz kaldığı tasfiye ve kıyımlara on binlercesinin daha
ekleneceğinin işaretidir. Adaylığının birinci yılında başarısız
olan öğretmenlerin, ikinci yıl bir başka ilde görevlendirilmesi
uygulamasının bir cezaya dönüşebilecek olması, göreve yeni başlayan
öğretmenlere baskı yapılmasına ve mesleki heyecanlarının yok
olmasına neden olacaktır. Göreve yeni başlayan öğretmenlere
uygulanan adaylık eğitimlerinin niteliği arttırılmalı ancak kadroya
geçişte yapılması öngörülen sözlü sınav uygulaması iptal
edilmelidir." şeklinde konuştu.
Ortaöğretime veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık
niteliğindeki öğretim faaliyetlerinin bakanlık gözetiminde
açılabilecek çeşitli kurslar listesinden çıkarılarak yasaklanmasını
da eleştiren Engin Uçan, "Uluslararası bilim sınavlarında ülkemizin
akademik başarıları istenen düzeyde değilken bu uygulama, eğitimde
diğer ülkelerle aramızdaki uçurumu daha da arttıracaktır. Ayrıca bu
uygulama, bir üst öğrenime geçişte yapılan merkezî sınav sisteminin
halen devam ediyor olması, bölgesel farklılıklar ve öğretmen açığı
gibi nedenlerle, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamamış olması
nedeniyle velilerin, çocuklarının akademik düzeylerini arttırmak
için başka arayışlar içerisine girmesine sebep olacak, özel
derslere olan talebi arttıracak ve merdivenaltı dershaneciliği
tetikleyecektir. Öğrencilerin akademik gelişimlerine katkı sunmak
amacıyla kurulan etüt eğitim merkezlerinin 12 yaş ve altındaki
öğrencilere yönelik olarak faaliyet gösterecek şekilde yeniden
düzenlenmesi, söz konusu yaş grubunun üzerinde olan öğrencileri
mağdur edecektir. Yüz binlerce insanı ilgilendiren düzenlemeler,
milletin talep ve beklentileri doğrultusunda, hakkaniyet ilkelerine
uygun olarak yapılmalıdır." dedi.
Dönüşüme tâbi olan kurumların öğrencilerine yapılacak devlet
desteğinin net olarak ifade edilmemiş olmasının, sistemin
sürdürebilirliğini tartışılır hale getirdiğini savunan Uçan, şöyle
devam etti: "Kaldı ki yıllardır devlet okullarının temel
ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan ödeneği göndermeyen
bakanlığın, dönüşüm programına tâbi kurumların öğrencilerine devlet
desteğini hangi kaynaktan sunacağı merak konusudur. Okul ve kurum
müdürlerinin il Milli Eğitim müdürünün teklifi üzerine, müdür
başyardımcısı ve yardımcılarının ise okul veya kurum müdürünün
inhası ve il Milli Eğitim müdürünün teklifi üzerine vali tarafından
dört yıllığına görevlendirilecek olması nedeniyle mevcut
yöneticilerden bulundukları görevde dört yılını dolduranların
derhal, dört yılını henüz doldurmayanların da bu sürenin dolmasını
müteakip görevleri sona erecektir. Böylece halen görevde olan
yöneticilerin müktesep hakları ellerinden alınacak ve bu durum, 100
binin üzerinde okul ve kurum yöneticisini etkileyerek eğitim
kurumlarında büyük bir kaosa neden olacaktır. Bu durum
yöneticilerin sürekli baskı altında tutulmasına, okul ve kurumların
vesayet altına girmek zorunda kalmasına neden olacaktır." CİHAN
Yorumlar