Gezi sanıkları: Taksim'e penye ve kısa şort ile gittik, suç materyali taşımadık

Gezi eylemlerine ilişkin davanın bugünkü duruşmasına katılan sanıklar, suçlandıkları tarihte Taksim'e penye ve kısa şort ile gittiklerini, taş ve bilye gibi suç materyali taşımalarının mümkün olmadığını söyledi.Sanık Umur Arslan...

Google Haberlere Abone ol
Gezi sanıkları: Taksim'e penye ve kısa şort ile gittik, suç materyali taşımadık

Gezi eylemlerine ilişkin davanın bugünkü duruşmasına katılan sanıklar, suçlandıkları tarihte Taksim'e penye ve kısa şort ile gittiklerini, taş ve bilye gibi suç materyali taşımalarının mümkün olmadığını söyledi.

Sanık Umur Arslan Eraslan'ın avukatlığını üstlenebileceğini belirten avukat Nihat Pehlivan, "İnsanlar oraya ağaçların kesilmesini engellemek için gitti. Ben de o amaçla oradaydım." şeklinde savunma yapınca Eraslan, "Ben o amaçla orada değildim, alakası yok. Kız arkadaşlarımla Taksim'e yemek yemek için gitmiştim." dedi.

İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülen 255 sanıklı Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davanın 3'üncü duruşmasına 14 sanık ile sanık avukatları ve müşteki Ali Çezik katıldı.

Savunmalarında yasadışı bir eyleme katılmadıklarını belirten sanıkların bazıları, suçlandıkları tarihte Taksim'e penye ve kısa şort ile gittiklerini, bu nedenle taş ve bilye gibi suç materyali taşımalarının mümkün olmadığını söyledi.

Taksim'e kız arkadaşları ile yemek yemek için çıktıkları sırada polis müdahalesi ile karşılaştıklarını belirten Umur Arslan Eraslan, gazdan etkilendikleri için Çevik Kuvvet polis memurlarının arkasına kaçtıklarını söyledi. Bu sırada sivil polis memurlarının, GBT'lerini kontrol etmek için kimliklerini istediklerini belirten Eraslan, "Bir kimlik kontrolü ardından gözaltına alındık ve olay bu raddeye geldi. üzerimde hiçbir suç materyalı yoktu. Sadece cep telefonum ve kimliğim vardı." diye konuştu.

Bu sırada sanık Eraslan'ın, avukatı olmadığını söylemesi üzerine sanık avukatı olarak salonda yer alan Nihat Pehlivan, sanık Eraslan'ın da müdafiiliğini üstlenebileceğini söyledi. Ardından konuşmak ve savunma yapmak için söz alan avukat Pehlivan, "Ortada Mimarlar Odası ya da Taksim Dayanışma Platformu tarafından organize edilmiş bir eylem yoktur. Kendiliğinden oluşmuş bir tepki var. İnsanlar oraya ağaçların kesilmesini engellemek için gittiler. Ben de aynı amaçla oraya gittim." şeklinde konuştu. Bu sırada sanık Eraslan mahkemeden söz alarak "Avukat beyin söyledikleri benim savunmama mı geçti. Ben o amaçla orada değildim. Alakası yok." diye tepki gösterdi. Hakim Yener Yıldırım ise "Avukat bey sizin savunmanız şeklinde değil de olaylara ilişkin genel bir değerlendirme yaptı." şeklinde açıklama yaptı.

Geç saatlerde Taksim'de bulunduğunu belirten sanık Mahmut Mert Baygüz ise polis tarafından gaz ve tazyikli su ile müdahale yapıldığını ve kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi. Bu sırada yoğun gaz nedeniyle Gümüşsuyu'nda askeri bir taş kışlanın yükseltisine tırmanarak kaçmaya çalıştıklarını belirten Baygüz, buradan aşağı düştüğünü ve yaralandığını anlattı. Vücudunun çeşitli yerlerinde yaralanmalar olduğunu ifade eden Baygüz, "Sıkılan kimyasallı su nedeniyle yaralarım olumsuz etkilenmişti." dedi. Bu sırada polis tarafından gözaltına alındığını belirten Baygüz, polis otosunda dövüldüğünü, hakarete ve aşağılanmaya uğradığını iddia etti.

"ÇEVİK KUVVET POLİSLERİ YARDIM ETTİ, SİVİL POLİSLER GÖZALTINA ALDI"

Taksim'e otobüsle aktarma yapmak için gittiğini belirten sanık Furkan Bülent Ongan ise müdahale sırasında gazdan etkilenip Çevik Kuvvet polislerine sığındığını söyledi. Çevik Kuvvet polislerinin limon vererek yüzünü temizlemesi konusunda kendisine yardım ettiklerini belirten Ongan, "Ancak sivil polis memurları gelerek beni gözaltına aldılar. Suçsuz olduğunu söylediğimde ise yanlış zamanda yanlış yerde bulunduğumu söylediler." diye konuştu.

Sanık Çağatay Karakuş, gözaltı sürecinde polis tarafından psikolojik baskıya maruz tutuldukları için emniyette susma hakkını kullandığını söyledi. Karakuş, "Taksim'de bir eylem olduğunu kabul etsek bile orada bulunan, oradan geçen kişilerin, bizlerin de eylemci olduğumuz anlamına gelmez." dedi. Sanık Karakuş'un avukatlığını duruşma sırasında üstlenen Rüya Beril Çetintaş da "Burada yargılanan insanlar, gelecekte çocuklarına bu yaşadıklarını gururla anlatacaklardır. Ortada bir suç bulunmamasına rağmen polis tarafından gözaltı sürecine uyulmadı. Baskı altına alındılar. Hakarete ve aşağılanmaya maruz bırakıldılar. Asıl suç işleyen polistir." diye konuştu.

"EŞİMLE OTELDEYDİK, KÖFTE EKMEK ALMAK İÇİN DIŞARI ÇIKTIĞIMDA GÖZALTINA ALINDIM"

Eşi ile Taksim'de bir otelde 600-700 lira vererek yer ayırttıklarını belirten sanık Can Özhan ise köfte ekmek almak için otelden çıktığını, bu sırada gözaltında kaldığını söyledi. Eşi ile tatil yapamadıkları gibi gözaltına alındığını belirten Özhan, aynı zamanda polis tarafından dayak da yediğini söyledi.

Duruşmada müşteki olarak yer alan avukat Ali Çezik'in "İki gün öncesine kadar, bu ifadeleri dinleyene kadar Taksim'de taşkınlık yapanların, yağma yapanların, manevi değerlerimize zarar verenlerin insan olduğunu sanıyordum. Meğer gözlerim beni yanıltmış. Meğer basın bizi yanıltmış." diye başladığı konuşması, sanık avukatları tarafından kesildi. Sanık avukatları, Çezik'in, yargılanan kişilere Çezik'in 'İnsan değiller' demek istediğini belirterek tepki gösterdiler.

AVUKAT KİP: "MÜŞTEKİ NEDEN BURADADIR, CAMİİ KENDİSİNİN MİDİR?"

Avukat Rozelin Sela Kip, sanıkların Dolmabahçe'de camiye zarar verdikleri gerekçesi ile müşteki olarak duruşmada yer alan Ali Çezik'i işaret ederek "Müştekinin müşteki sıfatı ile duruşmada bulunmasına itiraz ediyorum. Kimdir, neden buradadır. Cami kendisinin midir." diye tepki gösterdi.

Bu tartışmaların ardından hazırda bulunan sanıkların savunmalarının tamamlandığını belirten hakim Yener Yıldırım, duruşmayı 13 Mayıs 2014 tarihine ertelediklerini açıkladı. CİHAN

Yorumlar