Gazi Üniversitesi Alkol Madde Tedavi Merkezi kapatılıyor

Madde bağımlılığının her geçen gün katlanarak artmasına rağmen Gazi Üniversitesi Alkol Madde Tedavi Merkezi (AMATEM) binasının ön tarafındaki çöküntüden dolayı kapatılmak isteniyor. Kapatılacak AMATEM'in yerine ise başka bir mekânın...

Google Haberlere Abone ol
Gazi Üniversitesi Alkol Madde Tedavi Merkezi kapatılıyor

Madde bağımlılığının her geçen gün katlanarak artmasına rağmen Gazi Üniversitesi Alkol Madde Tedavi Merkezi (AMATEM) binasının ön tarafındaki çöküntüden dolayı kapatılmak isteniyor. Kapatılacak AMATEM'in yerine ise başka bir mekânın tahsis edilmedi.

Ostim’de bulunan Gazi Üniversitesi’ne AMATEM Ünitesi çökme tehlikesi yüzünden kapatılıyor. Daha önce Gölbaşı’nda yer alan klinik mevcut yerine bir yıl önce taşındı. ‘Sokakta Yaşayan Çocuklar için Rehabilitasyon Merkezi’ olarak inşa edilen ve kendilerine tahsis edilen bina şimdi ise kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya. İddiaya göre rektörlük, Başhekimlik üzerinden klinik yönetimine gönderdiği yazıda alanın en kısa sürede boşaltılmasını istedi. İddiaların sahibi olan AMATEM kliniğin sorumlusu Prof. Dr. Zehra Arıkan, binada bulunan çökmeden Rektörlük ve İdari İşlerin haberdar olduğunu, kendilerine binayı güçlendirme çalışmalarının yapılacağını ancak verilen sözün tutulmadığını söyledi.

Her an çökme tehlikesi olan binanın bodrum katında basıncın etkisiyle kolanların altı çatlamış durumda. Tonlarca ağırlığındaki arşiv ise çökme ihtimali olan kolanların üzerine yığılı. Hastanenin dışı ise çöküntünün etkisiyle adeta harabeye dönmüş. Merdivenler, kolanlar ve bağlı binaların temelleri çöküntüden dolayı çevredekilere her an ölüm korkusu yaşatıyor.

Bir süre önce binada incelemelerin yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Arıkan, incelemeler sonunda çökmenin çok tehlikeli boyutlara geldiği görüldüğü bu nedenle de kapatılması istendiğini söyledi. Arıkan, ”O yazıya istinaden şimdi boşaltılması gerekiyor. Çökmekte olan bir bina. Bu binayı ilk bulduğumuzda rektörümüz Gölbaşı’nda olan bağımlılık ünitesini kapatmak istemişti. O zaman da biz kapatılmasını istememiştik. Bize yer bulmamız söylenmişti bizim de aklımıza burası gelmişti. Rektör Bey’le gidip Melih Gökçek ile görüştük o da burayı size veririm ancak binanın ön kısmında bir çöküntü olduğunu ikisi de biliyordu. Rektör ve yapı işleriyle beraber gidip baktık oraya. Yapı işleri idare edilebileceğini, zaman içerisin de ise bu göçüğün tamir edilebileceğini söylemişlerdi bize. O şekilde girdik oraya ancak bir yıldır orada bir tamirat yapılmadı. Nisan ayında orayı teknik manada tekrar gözden geçirmişler. Yıkılma ihtimali var raporu alınınca bizden hasta yatışını durdurmamızı, hastaları başka yere aktarmamızı ve acilen burayı boşaltmamız gerektiğini söylediler.” şeklinde konuştu.

“ÜNİVERSİTENİN ARŞİVİ ÇÖKÜNTÜYÜ HIZLANDIRDI”

Üniversite arşivinin de kliniğe taşıdığını söyleyen Arıkan, çok büyük bir yükün günlerce taşındığını, yüklenen ağırlığın da çöküntüyü hızlandırdığını söyledi. Arıkan, ”Arşiv günlerce taşındı. Oraları çöküyordu zaten ama o yük de sorun getirdi. O çökmeyi belki biraz daha arttırdı. Öyle olunca da acilen boşaltma gündeme gelmiş olabilir. Bizim için boşaltmak sıkıntı değil. Orada haklılar, can kaybı olmamalı. Öyle bir yerde hasta bakımı doğru değil. Ancak ne yapacağız hastalarımıza, kliniği nerede açacağız gibi bir belirsizlik var. Bu konuda düzgün cevap vermediler. Yer istediğimizde, yerin olmadığını söylediler. O zaman da şöyle bir sıkıntı oluyor; bizim elimizde epeydir takip ettiğimiz hasta var. İlaç tedavisi uyguladığımız hastalarımız var. Haftada bir ya da 15 gün de bir takiplerle yürütüyoruz. Epeyce de madde kullanmayan hastamız var. Bazı hastalar aciliyet gerektiriyor, yatırmak gerektiriyor. Yatırmamız gerekenleri burada yatıramayacağız. Başka yerlere sevk etmemiz geriyor. Ancak Ankara’da bir tane AMATEM var bununla ilgili. Onların da yükü inanılmaz durumda ağır. O zaman da göndereceğimiz bir yer kalmıyor. Peki, onları nasıl tedavi edeceğiz? Şimdi bu durumda bir AMATEM kapanıyor, kapanması gerekiyor demektir. Bağımlılığı katlanarak arttığı şu dönemde. Şimdi bu kadar artan bir durumda böyle bir üniteyi geçici bile olsa kapatabilmek insana büyük sorumluluk ve yük getiriyor.” ifadelerini kullandı.

“KAPANDIĞI ZAMAN BAŞKA ÜNİTEYE GİTMEZLERSE TEKRAR MADDEYE BAŞLARLAR”

Bağımlılık ünitesinin hastaneler için kâr getiren bir bölüm olmadığını söyleyen Arıkan, para yönünden bir getirisi olmadığı için zarar olarak görülüyor ancak ülke çapında düşünüldüğü zaman insani yönden kâr getirdiğini belirtti. Arıkan, ”Ben bağımlılık kliniğinin olmasını bir sosyal proje olarak gerekli olduğunu düşünüyorum. Bağımlılık tedavisinin bireye özel olması önemli bir durum. Herkes kendi doktorunu seçer ve kendisine iyi geldiğini düşünüp öyle devam eder. Mesela; kanser, kalp, tansiyon hastaları doktorunu seçerler. Bağımlılıkta bu daha önemlidir. Kapandığı zaman eğer başka ünitelere gidemezlerse tek yolları var madde kullanacaklardır demektir. Madde kullanımı hayatı çok kısıtlayan bir şeydir. Kullanım, sizin beyninizi düzgün çalıştırmaya olanak sağlamaz. Madde ön plana geçer ve her şey madde için yapılır. Bir hastam şöyle dedi bana; ’Hocam bu eroin çok kıskanç bir madde. Hiç bir şey bırakmadı hayatımda. Bir tek o var hayatımda. Sabahleyin çıkıyorum onu alacağım. Öğlene nereden bulacağım, akşama nereden bulacağım, sabaha nereden bulacağım. Artık hayatım böyle geçiyor.’ dedi. Şimdi onu elde etmek için zaman zaman suç işlenir. Kullanımla birlikte üretkenlik azalır, çevre ile iletişim azalır, psikolojik sorunlar gelir ve üzerine eklenir. O hasta ise aile de hastadır demektir. Sevdiğiniz biri bu durumdaysa öbürleri de hem maddi hem de manevi tükenirler. Baktığınızda da topluma yansıyan bir durumdur. Şimdi biz bunlara gidin madde kullanın ve o yaşamı sürdürün demektir. Onun için ne olursa olsun bir yer bulmamız gerekir.” dedi.

“BİZİM İÇİN TEDAVİ HASTANEDEN HASTANEYE DEĞİŞİR”

Klinikte tedavileri devam eden hastalar ise kapanma ihtimali yüzünden endişe içindeler. Yaklaşık 5 yıldır eroinle mücadele eden Can Çatma, kendilerinin bir şekilde destek almaları gerektiği, böyle ünitelerin kapanmasıyla tedavi sürecinin olumsuz etkileneceğini söyledi. Can Çatma, ”Bağımlılık insanın ömrü boyunca devam eden bir süreç. Bununla mücadele için her türlü desteğe ihtiyacımız var. Önceden bıraktım ama yine başladım şimdi ise 25 günlük bir temizliğim var ama yine istiyorum. Ama buradan aldığım destek sayesinde kendimi bir şekilde frenliyorum. Ama böyle yerler olmaz ise biz biteriz açıkçası. Yine o maddelere düşeriz, suça eğilimimiz artar. Bütün madde bağımlıları ailesinin maddi durumu bittikten sonra hırsızlığa, gasba yöneliyor. Suç olayları artıyor. Bizlerin desteklerinize ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

Bağımlı hastalardan Burak Kızılırmak ise kliniğin kendileri için tek çözüm yolu olduğunu ,kendileri için tedavinin hastaneden hastaneye değiştiğini başka bir yerde yapılacak tedavi ile belki kurtulma ihtimalinin az olduğunu söyledi. Doğukan Coşkun ise eroinden çok çektiklerini, etkilerini çevrelerinde sevenlerine de hissettirdiklerini söyledi. Çoskun, ”Kurtulmak diye bir şey yok aslında. Burası sadece ön ayak oluyor. Yani burada sadece haplar alınıyor ama asıl ilaçlar dışarıda başlıyor. Arkadaş olsun aile olsun asıl ilaçlar onlar. Amaç buradan çıkınca kendini tutabilmek. Yoksa insan burada ne kadar kalırsa kalsın içmek istedikten sonra gider yine içer. Hiç kimse kendi başıma kurtuldum, kurtulurum demesin, bu işe gönül vermiş insanların yanına gitsin.” dedi. CİHAN

Yorumlar