Fransa'da beş çocuğu elinden alınan kardeşleri için İzmir'den yardım çağrısı

Fransa’da yaşayan kız kardeşi Hülya Beyazıt’ın beş çocuğunun, Fransız vatandaşların şikayeti üzerine elinden alındığını söyleyen İzmir’de yaşayan ağabeyi Muzaffer Taşdemir, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den yardım istedi....

Google Haberlere Abone ol
Fransa'da beş çocuğu elinden alınan kardeşleri için İzmir'den yardım çağrısı

Fransa’da yaşayan kız kardeşi Hülya Beyazıt’ın beş çocuğunun, Fransız vatandaşların şikayeti üzerine elinden alındığını söyleyen İzmir’de yaşayan ağabeyi Muzaffer Taşdemir, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den yardım istedi. Yeğenlerinin anne ve babasından koparıldığını belirterek, “Kız kardeşimi istiyoruz, ne olur ana yardımcı olun. Kardeşim, 90 gündür beş yavrusundan ayrı.” dedi.

İzmir’de yaşayan ve Kıyasettin Beyazıt’la evli olan Hülya Beyazıt, dokuz yıl önce Fransa’ya gitti. Çiftin Gülsüm (15), Selvia (7), Sindi (5), Yusuf (3) ve Yakup (1) isimlerinde beş çocukları oldu. İddiaya göre oturdukları apartmanda yaşayan Fransız vatandaşları, evden gürültüler geldiğini ve çocuklara şiddet uygulandığını söyleyerek polise şikayet etti. Fransız polisi, çocukları aileden aldı. Mahkeme de başka ailelerin yanına verilmelerine hükmetti. Ağabey Taşdemir, kardeşi Hülya ve eşi Kıyasettin’in çocuklarına şiddet uygulamadığını, Fransızca bilmedikleri için haklarını arayamadıklarını söyledi. Kız kardeşinin çocuklarına kavuşması için yardım isteyen Taşdemir, “Eniştem ilk çocukları Gülsüm doğmadan 15 yıl önce, kardeşim de kızıyla birlikte dokuz yıl önce Fransa’ya gitti. Telefonla, internetten görüntülü olarak görüşüyorduk. İlk yıllar durumları çok iyiydi. Daha sonra Paris’ten başka bir şehre taşınınca ne oldu bilmiyorum. İnşaat işçisi olan enişteye iş vermediler, çalıştırmadılar. Kardeşim de gittiği günden beri hep hamilelik yaşadığı için dil öğrenemedi. Daha sonra eniştemin de okuma yazması olmadığını öğrendik.” şeklinde konuştu. Kardeşi Hülya’nın 16 yaşında evlendiğini ve genç yaşta anne olduğunu anlatan Taşdemir, “Gülsüm’ün, kızları olup olmadığı konusunda problem yaşadılar. Daha sonra DNA testiyle kızı olduğunu ispatladı. Şimdi 15 yaşında genç kız. Diğer kardeşleriyle birlikte şu an yabancı bir ailenin elinde.” dedi.

Kardeşiyle aynı binada, Fransız vatandaşı iki polisle yeğeni Gülsüm’ün öğretmenlerinden birinin oturduğunu, mahkeme sürecinde bu kişilerin kardeşinin çocuklarına çok iyi annelik yaptığı şeklinde ifade verdiğini aktaran Taşdemir, “Ama öbür aileler, gürültü olduğu için kardeşim ve ailesini o binadan çıkarmak için farklı iftiralar atmışlar. Onlar da dil bilmediği için kendilerini savunamamışlar. Sanki o evde kavga oluyormuş gibi, sanki kız kardeşim ve eniştem çocuklara eziyet ediyormuş gibi bir hal takınmışlar.” diye konuştu. Her evde ufak tefek tartışmalar yaşanabileceğini ancak çocukları elinden alınacak şekilde bir durum olmadığını vurgulayan ağabey Taşdemir, beş çocuk ve kardeşinin Müslüman ve tesettürlü olması sebebiyle Fransızlar tarafından istenmediğini ve şikayet edildiğini savundu. Kız kardeşi ve eniştesinin Fransa’da mahkemeye gittiğini ancak çocukları ellerinden alınmış bir vaziyetle perişan bir şekilde evlerine döndüklerini anlatan Taşdemir, “Çocukları 90 gün önce elinden alınmış. Kardeşim, yemeden içmeden kesilmiş. Bizim elimiz kardeşime ulaşmıyor, gidemiyoruz. Ben Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sesleniyorum. Ramazan ayındayız. Kız kardeşimi istiyoruz, ne olur ona yardımcı olan. Kardeşimin 90 gündür beş yavrusu, beş yüreği dışarıda. Bir hayvanın yavrusunu alsanız bile 90 gün dayanamaz. Yemiyor içmiyor, dil bilmiyor, kendini savunamıyor. Kardeşim telefonda bana, ‘Her an ölebilirim. Vasiyetim, sadece çocuklarımı yanınıza alın, orada büyüsün.’ diyor. Bu ülkenin sahibi Abdullah Gül değil mi, Başbakan değil mi? Allah aşkına neredesiniz? Türkiye’den giden bir vatandaşınız orada kan kusuyor. Kız kardeşimi, yeğenlerimi buraya istiyoruz. Biz onlara bakarız, kimseden bir şey istemiyoruz. Biz hepsinin buraya gelmesini istiyoruz.” dedi. Gözyaşlarını tutamayan Taşdemir, Fransa Cumhurbaşkanı’na da Fransızca, “Kız kardeşimi verin bize, sizden başka bir şey istemiyoruz.” diye seslendi.

Torunları ve kızını uzun süredir göremediğini belirten anne Kemaliye Taşdemir de Türkiye’ye gelmesini istedi: “Biz bakarız onlara burada. Başbakan'a sesleniyorum, lütfen yardımcı olsunlar. Fransa’da çocukların alındığını duyunca çok üzüldüm, yapılanlar haksızlık. Bir an önce onlara kavuşmak istiyorum.”

Hülya’nın durumunun çok kötü olduğunu ifade eden ablası Sevim Aslan, “Kardeşim 90 gündür çocuklarından ayrı, çok kötü durumda. Sayın Başbakanımız'a sesleniyorum, Allah rızası için kız kardeşimi, çocuklarını kurtarın. Çocuklarını ona kavuşturun, başka hiçbir şey istemiyoruz sizden. Onları Türkiye’ye getirin, bize yardım edin. Bizim oraya gidecek durumumuz yok. Telefonla konuştuğumuz zaman, ‘Başbakanlık'a ulaşın, aldırın çocuklarımı.’ diyor, yardım istiyor.” şeklinde konuştu. Ablası Songül Kozak da kardeşinin çok zor durumda olduğunu belirterek, devlet büyüklerinden yardım istedi. CİHAN

Yorumlar