'Evet, cadı avını yapacağız!'
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın 146'ncı kuruluş yıldönümü töreninde "Edepsizlik ediyorsun" diyerek tepki gösterdiği Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'na eleştirilerini sürdürdü.
Google Haberlere Abone ol
Erdoğan, "Bu törenlerin her yıl ihtilalci zihniyet tarafından
siyasetçiye ayar verme ayinlerine dönüşmesinden çok
rahatsızız. Bundan böyle bunların konuşacağı yere hiçbir zaman
katılmam. Ne adli yıl açılışına ne diğerlerine" dedi. Başbakan
Erdoğan, partisinin Afyonkarahisar'da gerçekleştirdiği 22'nci
İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasına
Anneler Günü'nü kutlayarak başladı. Başbakan Erdoğan, "Ülkemizdeki
ve dünyadaki tüm annelerin salondaki annelerin Anneler Günü'nü
tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını, Allah'tan uzun ömürler
kendilerine niyaz ederek kendilerini selamlıyorum"
dedi. AFYON GÜNDEMİ Başbakan Erdoğan,
partisinin Afyonkarahisar'da gerçekleştirdiği toplantının
gündeminin Türkiye ekonomisi, çözüm süreci, 30 Mart seçimlerinin
sonuçları, AK Parti teşkilatının yapısı, cumhurbaşkanlığı seçimleri
ve 'ulusal güvenliği tehdit' olarak gösterdiği paralel yapı ve
diğer illegal örgütlerle mücadele olduğunu kaydetti. Bu kapsamda
genel başkan yardımcılarının, bakanların faaliyet alanlarıyla
ilgili sunumlar yaptıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, toplantının
ikinci gününde ise 30 kişinin söz alarak bu sunumlarla ilgili
sorular sorduklarını kaydetti. 'TUTUNAMAYANLAR'A
GÖNDERME Erdoğan, son 200 yıl boyunca bu toprakların asli
unsurları olarak işaret ettiği milletin, yoksulların,
okuyamayanların, kendisini ifade edemeyenlerin, çıkış yolları
bulamayanların, fırsatları imkanları olamayanların, milli ve manevi
değerlerine sıkı sıkıya bağlı olanların sistematik tahrik ve
aşağılanma, ötelenmeye maruz kaldığını söyledi. "Yazar Oğuz Atay
onları, yani bizi 'Tutunamayanlar' olarak tarif etmişti" diyen
Başbakan Erdoğan, "Elit bir zümre Türk, Kürt, Alevi, Sünni demeden,
doğulu- batılı demeden halk yığınlarına karşı sürekli bir kibir
sergilemişti" dedi. 'KÜSTAHÇA BİZİ TERBİYE ETMEYE
KALKTILAR' Türkiye'de 77 milyonun ayrımsız şekilde bu
toprakların birinci sınıf vatandaşı olduğunu vurgulayan Başbakan
Erdoğan, şunları söyledi: "3 Kasım 2002 seçimleri bu kibir
abidelerini milletten ağır bir cevap aldığı tarih olmuştur. O kibir
abideleri 12 yıl boyunca defalarca yolumuza çıktılar. Bir mürebbiye
edasıyla bizlere ve millete parmaklarını sallayarak, küstahça bizi
terbiye etmeye kalktılar. Tepeden baktılar, tepeden konuştular.
Kendilerini müstesna konumda gördüler. Ülkede çoğunluğun oyunu
alamıyor ya 'Biz azınlıkta kaldık diyorlar' şimdi de azınlık olarak
'Çoğunluğa biz tahakküm etmeliyiz' diyorlar. Kendilerini ülkenin
asıl sahibi adettiler. Ülkenin asıl sahiplerini hiç fırsat
tanımadılar. Kararları onlar vermek istedi, onlar ülkeye istikamet
çizmek istedi. Demokrasiye rağmen, seçimlere, sandık sonuçlarına
rağmen kendilerini imtiyazlı gören bu kesimler kibirlerinden bir
milim geri adım atmadılar." 'HERKES BİLSİN BU ÜLKEDE
VARIZ' Son 12 yıldır bu kibri kırmaya ve millete özgüven
kazandırmaya çalıştıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, “Bunu da
yaptık. Herkes bilsin ki biz bu ülkede varız, ülkenin sahipleri, bu
ülkenin eşit vatandaşlarıyız" dedi. Türkiye'de artık ihtilaller
döneminin, seçkin bir zümrenin parmağını sallayarak kendilerine ve
millete kibirle ders verme dönemlerinin artık kapandığını belirten
Başbakan Erdoğan, “Birileri kürsülere çıkıp konuşurken kendilerini
Yassıada mahkemelerinin savcısı, bizi de Yassıada mahkemelerinde
sanık gibi görüyor" dedi. 'YASSIADA GÜNLERİ
GEÇTİ' Artık Yassıada'da olduğu gibi başbakanlara, bakanlara
hesap soracak, hukuk katili hukukçulara kimsenin eyvallahı
olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Herkes
haddini, konumunu, sınırını, hududunu bilecek. Siz babalarınızın,
dedelerinizin çarpık istikametinde yürümek isteyebilirsiniz.
Babalarınız, dedeleriniz gibi siyasete
parmak sallamak isteyebilirsiniz. Ama biz ecdadımızın kutlu ve
şanlı izinden yürüyoruz. Hiç kusura bakmayın, biz bu istikameti
asla değiştirmeyeceğiz. Yassıada günleri geçti. Sizin karşınızda
merhum Menderes'in akıbetiyle korkutulan, korkan, sinen, pısırık
başbakanlar, bakanlar da yok." METİN FEYZİOĞLU'NA
YÜKLENDİ Danıştay'ın 146'ncı kuruluş yıldönümü etkinliğinde
başkanın 25 dakikalık konuşma yaptığını belirten Başbakan Erdoğan,
"Gerçekten herkesin saygı duyacağı bir konuşmayı yapıyor. Gerek
yasama, yürütmeyle ilgili gerekse yargıyla ilgili
değerlendirmelerini geniş bir açıdan takdim ediyor" diye konuştu.
TBB Başkanı Feyzioğlu'na, konuşma hakkı ve yetkisi ne içtüzükte ne
de tüzükte bulunmadığı halde bir gelenek olduğu için söz
verildiğini aktaran Erdoğan, "Adli yılda, Yargıtay'da da bu
konuşmalar yapılır ya. Oralarda yıllar yılı buna benzer şeyler
maalesef hep oldu, daha sonra gitmedik. Danıştay'da bundan dolayı
söz veriliyor" dedi. Feyzioğlu'nun Danıştay kürsüsünde
konuşması karşısında kimsenin savunma hakkı da bulunmadığını
belirten Başbakan Erdoğan, olaya ilişkin şunları
anlattı: "Hukukçusun, orada konuşmanı yapacaksın ama karşına
gelen devlet ricaline orada her türlü saygısızlığı yapacaksın,
hakareti yapacaksın. Baro Başkanı çıkıyor, sayın Danıştay
Başkanı'nın 25 dakika konuşma yaptığı yerde, kendisine de 15 dakika
bilemedin 20 dakika konuşması söylenmiş, 1 saat konuşma yapıyor.
Devlet protokolünde böyle bir şey olamaz. Sen misafir olarak
geliyorsun, orada konuşma hakkın da yok, çıkıyorsun 1 saat zehir
zemberek konuşma yapıyorsun. Ve seçilmişlere işte o hücrelerine
sinmiş kibirle parmak sallamaya yelteniyor. İnsanda en başta
nezaket olur. Devlet protokolünün karşısında nasıl konuşulacağını,
ne kadar konuşulacağını, ne konuşulacağı insan bir kendisine dert
eder, bunu düşünür. CHP kurultayının kürsüsünden değil Danıştay
kürsüsünden konuşuyorsun. Belki haberiniz olmayabilir ama tek parti
CHP dönemi kapanalı, Çarşamba itibariyle, 14 Mayıs itibariyle 64
yıl olacak. Danıştay salonunda mıyız yoksa CHP kurultayında mıyız,
şaşırdım. Bir yüksek mahkemenin kuruluş yıldönümünde memleketin son
100 yıldaki bütün gündem konularını tek tek hatırlatıyor, her
gündem maddesi üzerinden siyasete,
siyasetçiye hiza vermeye çalışıyor." 'KİMSİN SEN
YA' Konuşmasında hiç ismini vermediği Metin Feyzioğlu'nun
engellilerden, basın özgürlüğüne, çevre sorunlarına, sokak
olaylarına ve Van depremine ilişkin pek çok gündemi konuşmasına
sığdırdığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Orada insan nasıl olacak
da buna tahammül edecek. Avrupa Birliği'nden de ASELSAN, ROKETSAN,
HAVELSAN'dan da bahsediyor. Yav, sen kim ASELSAN kim, kimsin sen
ya? HSYK yasasına da değiniyor. Tövbe tövbe"
dedi. Konuşmasında Metin Feyzioğlu'nu, yakın zamanda
gösterilerde hayatını kaybedenler üzerinden istismar yapmaya
çalışmakla itham eden Başbakan Erdoğan, şunları
söyledi: "İstanbul'daki olayı anlatıyor. İsim vermeme gerek
yok. İstanbul'da yatıyorlar kalkıyorlar Berkin Elvan. O da o gün
onu zikrediyor. Yüzünde maskesi, sapanı, cebinde patlayıcılar. Ama
bakıyorsun malum medyada ekmek almaya giderken. Ekmek almaya
maskeyle, sapanla, patlayıcılarla mı gidilir? Bu nasıl bir iştir.
Herşey ortada ama aynı olayların olduğu günde kalkıp da terör
örgütü Okmeydanı'nda gelip Burakcan'ı orada şehit
ederken o Burakcan'ı bu Baro Başkanı zikretmiyor. Burakcan'dan niye
bahsetmiyor musun? Çünkü o teröre kılıf bulmamıştı. Çünkü Burak
istismara elverişli değildi." ÜÇ GENCİN İDAM KARARINDA DEDE
BABASININ İMZASI VAR Baro Başkanı Feyzioğlu'nun yine aynı
konuşmasında 1960 darbesinden, Nazım Hikmet'ten ve 'üç gencin
asılmasından' bahsettiğini belirten Başbakan Erdoğan, “Yav, Nazım
Hikmet'e vatandaşlığını iade eden kim, bizim iktidarımız. Ne zaman
kalktınız da bir teşekkür ettiniz?" dedi. Başbakan Erdoğan,
konuşmasına şöyle devam etti: "Bütün bu acıları çektiren, bu
idam kararları veren kim? Bu konuşanın dede babası da o imzaların
içinde. O üç tane idamla ilgili Turan Feyzioğlu'nun orada ismi var.
O zamanki heyetin içinde o da var. Sen önce bunun hesabını ver.
Türkiye'ye bu büyük acıları yaşatan genel başkanı olmaya
heveslendiğin parti yani CHP'dir. 27 Mayıs olurken bunlar
zihniyetleriyle oradaydılar. Menderes idam edilirken bunlar
zihniyetleriyle, partileriyle, dede babalarıyla
oradaydılar." CHP RUHU HEP İKTİDARDAYDI Feyzioğlu'nu 'Ne
söylersen yanıma kar kalacak' anlayışla hareket etmekle itham eden
Başbakan Erdoğan, "Mekanı boş buldu konuşuyor. Buna bir yere kadar
buna tahammül edilir. Bunlar hukuk siyasallaşırken de oradaydılar.
Hiç orada değillermiş gibi pişkince sıyrılmaya çalışıyorlar. Hiç
kaçamazlar. 'Biz orada değildik' diyemezler. Dede babalarıyla,
zihniyetleriyle, değişmez CHP ruhuyla hep oradaydılar" diye
konuştu. 'ÇOK RAHATSISIZ' Dün Danıştay'da 'tek bir
şahsın değil bir zihniyetin değişmez ruh halinin' ortaya çıktığını
kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:“Her yıldönümlerinde nezaketle,
anlayışla, hoşgörüyle kutlamalara katılıyoruz. Ama birileri bunu
fırsat olarak görüp, kürsüleri siyasetçiye fırça çekebileceği imkan olarak görüyor.
Siz kimsiniz ya, siz kimsiniz, siyasetçiye ayar verme cüretini kendinde
görüyorsunuz. Seçilmişlere kibirlerle parmak sallamaya hiçbir zaman
hakkınız yok. Bunların dede babalarının alışkanlığıydı. Bitti, o
artık mazi oldu. Biz 5 yılda bir milletin huzuruna çıkacağız,
hatalarımızın doğrularımızın hesabını millet vereceğiz. Ama bu
beyefendiler ömür boyu koltuklarından millete ve milletin
temsilcilerine tepeden bakacak. Siyasetin
alanının daraltılması özlemi içinde olanlara fırsat tanımayız. Bu
törenlerin her yıl ihtilalci zihniyet tarafından siyasetçiye ayar verme ayinlerine dönüşmesinden de
çok rahatsızız. Bunu da önümüzdeki günlerde konuşacak ve bir usule
bağlayacağız. Bundan böyle bunların konuşacağı yere hiçbir zaman
katılmam. Ne adli yıl açılışına ne diğerlerine. Bir baro başkanı
CHP'ye genel başkan olma sevdasıyla kürsüyü istismar
edemez." DHA YURT: BAŞBAKAN: SÜTÜN İÇİNE KARIŞMIŞ PİS
SU Başbakan Erdoğan, partisinin Afyonkarahisar kampının
kapanış konuşmasının devamında 'paralel yapı' olarak nitelendirdiği
Fethullah Gülen Cemaati'ne ilişkin de sert mesajlar verdi. 22'nci
İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın da gündemi içinde yer alan
konuyla ilgili Başbakan Erdoğan, 30 Mart'ta milletin kendilerine
paralel yapıyla mücadele talimatı verdiğini söyledi. Başbakan
Erdoğan, şöyle konuştu:"30 Mart öncesinde biz bu mücadeleyi yeni
bir istiklal, istikbal mücadelesi olarak isimlendirmiştik.
Gerçekten de paralel yapının lojistik desteğinde ülkemize,
birliğimize, bağımsızlığımıza yönelik çok alçakça, çok haince aynı
zamanda unutulması, üstünün örtülmesi, affedilmesi mümkün olmayan
bir tablo karşımıza çıktı. Arkadaşlar karşımızda mertçe ortaya
çıkan, mertçe iddialarını ortaya koyan, silahlarını, araçlarını,
hedeflerini sergileyen bir yapı yok. Bu öyle bir yapı ki sütün
içine karışmış pis suya benziyor. 35 yıl boyunca o ak sütün içine
sızmışlar orada çok rahat şekilde her türlü hileyi kullanarak
gizlenmişler." Dışardan bakıldığında pis suyun anlaşılamadığı
gibi bu yapının da dışardan bakmakla anlaşılamadığını,
görülmediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Çünkü amaçları için her
yol bunlara meşru. Yalanla, takiyeyle, kendisini özellikle sinsice
gizlemek suretiyle olduğundan farklı görünerek, düşündüğünün
tersini söyleyerek, inandığının tersini yaparak bu yapı hücrelere
sirayet etmiş. Eğer karşımızda mert bir düşman olsaydı; karşımıza
çıkar, hamlesini yapar, sonra da şerefli bir düşman gibi yenilgiyi
kabul edip kenara çekilirdi. Ama ne yazık ki en asgari insani
vasıflardan en asgari şeref belirtilerinden dahi yoksunlar" diye
konuştu. TÜRKİYE'DEKİ DESTEKÇİLERİ Bu yapının
Türkiye içinden de destek gördüğünü, CHP'nin bütün ilkelerini,
bütün tarihini ve bütün söylemlerini ayaklar altına alarak bu
yapıyla işbirliğine gittiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "MHP de
aynı şekilde istismar ettiği milliyetçiliğin, vatanseverliğin tüm
ilkelerini çiğneyerek bu yapının arkasında vagon oldu. Yargı
içinde, emniyet içinde kimi unsurlar vicdanı bir kenara bıraktılar.
Bu yapının tahakkümü altına girdiler" diye konuştu. Hiç ummadığı,
hiç tahmin etmedikleri makamlar tarafından bu yapının
desteklendiğini aktaran Başbakan Erdoğan, "Desteklenmese bile bu
yapıya karşı sessiz kalındı, tepkisiz kalındı"
dedi. AYAKTA KALAMAZ Bu yapıyla mücadelenin
zorlukları olacağını aktaran Başbakan Erdoğan, "Ama şundan emin
olunuz ki bu yapının ayakta kalması, Türkiye'ye yeni zararlar
vermesi artık mümkün değildir. Bu yapının ana damarlara beslendiği
ana kaynaklar zaten ciddi şekilde köreltildi, yıpratıldı"
dedi. Anadolu'da ve Trakya'da paralel yapıyı bir hizmet
örgütü zannederek destekleyen vatandaşların artık bu yapıyla
aralarına mesafe koymaya başladığını kaydeden Başbakan Erdoğan,
"Anneler babalar artık çocuklarını bu yapının okullarından
dershanelerinden almaya başladı. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki
yıl çok farklı bir yıl olacak. Şu anda tabii okullar henüz
kapatılmadı ve böyle bir süreç içinde herkes kendi kararını
verebilir" dedi. YÜREKLİ SAVCILAR YÜREKLİ
HAKİMLER Fethullah Gülen'e yönelik 'Türkiye'ye dön' çağrısını
yineleyen Başbakan Erdoğan, “Ama gelemez. Çünkü o suçluluk
psikoloji içerisinde orada duruyor. Ama ne olursa olsun
takipçisiyiz" dedi. Uluslararası platformlarda bu yapının gerçek
yüzünün artık görülmeye başladığını, hukuk içinde, henüz arzu
ettikleri derecede olmasa bile, bu yapıya karşı birtakım çıkışlar
başladığını belirten Başbakan Erdoğan, “Adana'da, İstanbul'da,
Ankara'da yürekli savcılar, yürekli hakimler tüm baskılara, tüm
tehditlere göğüs gererek, mesleklerinin gerektirdiği vicdani
sorumlulukları yüklendiler ve vatanseverce adımlar attılar,
atıyorlar" diye konuştu. 'EVET CADI AVINI
YAPACAĞIZ' Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam
etti: "Paralel yapıyla mücadelenin bir cadı avına dönüşmesini
ikide bir konuşuyorlar. Arkadaşlar eğer bu ülkeye ihanet edenlerin
bir görevden alınıp bir başka göreve atanması cadı avıysa evet biz
bu cadı avını yapacağız. Bunu da bilin. Bakanlıklarımızda
oturdukları makamlarda her türlü provokatif eylemleri sinsice
yapanları bulup çıkardıkça gereğini yapacağız. Eğer yapmazsak biz
bu ülkede ihanet içinde oluruz. Bunu bakan arkadaşlarıma da
söyledim. Bunları adım adım takip etmek durumundayız. Çünkü bu işin
mücadelesi öyle sıradan bir mücadele değil. Bu konuda nerede, kim
nasıl neler yapıyorsa bunları bize bildireceksiniz. Bütün
vatandaşlarıma da söylüyorum bildireceksiniz. Bildireceksiniz ki
gereğini yapalım. Bir cerrah hassasiyetiyle sütün içine karışmış bu
pis suyu gerekirse kaynatarak gerekirse moleküllerine kadar tespit
yoluyla temizleyeceğiz." SERT MESAJLAR Paralel yapıyla
mücadelenin AK Parti'nin sarsılmaz bir misyonu haline geldiğini
belirten Başbakan Erdoğan, "İşte son iki Milli Güvenlik Kurulu
toplantımızın sonuç bildirilerinde de yayımladık. İlk madde milli
güvenliğimizi tehdit eden illegal yapılanmalara karşı devlet her
türlü tedbiri alır. Olay budur. Bu mücadelede ihmalkar davranan
milletin emanetine haksızlık eder. Bu mücadele geri adım atan,
uzlaşmaya niyetlenen, yaşananları unutan milletin emanetini yere
düşürür. Bu mücadelede sessiz kalan, tepkisiz kalan, susan, tehdide
şantaja boyun eğen fırsat kollayan da biliniz ki milletimizin
nazarı dikkatinden kaçmaz ve tarihe de o şekilde kaydolur"
sözleriyle konuşmasına devam etti. 30 Mart öncesinde bu
yapının kendisine, ailesine, çocuklarına saldırdığını hatırlatan
Başbakan Erdoğan, "Bana, aileme arkadaşlarıma, davamıza
saldırıldığında susanlar olabilir. Ama onlara diyorum ki vatanımıza
saldırıldı, bayrağımıza saldırıldı, yani şerefenize taarruz edildi
en azından bunun için susmayın diyorum. Susanı tarih affetmeyecek.
Sessiz tepkisiz kalanı inanın tarih affetmeyecek" diye
konuştu. NEFES ALDIĞIM SÜRECE UNUTMAYACAK VE
AFFETMEYECEĞİM Paralel yapıyla mücadele makamlar ve görevler
değişse de AK Parti var olduğu sürece kesintisiz devam edeceğini
kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bu alçakça saldırıları nefes aldığım
sürece unutmayacak ve affetmeyeceğim. Bunu şahsım için değil,
neferi olmaktan gurur duyduğum davam için unutmayacağım. Davam için
bunu affetmeyeceğim" dedi. CUMHURBAŞKANLIĞI
SEÇİMLERİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda Ağustos
ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de öncesi ve
sonrasıyla değerlendirdiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan,
seçimlerle ilgili şunları söyledi: "Adayımız kim olursa olsun,
aramızdan kim Cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin ilkelerimizde,
istikametimizde, davamızın seyrinde en küçük bir sapma
olmayacaktır. Gerek Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde, gerek
sonrasında partimiz içine nifak tohumları serpmek, partimiz içinde
fitne çıkartmak isteyenler mutlaka olacaktır. Allah'a şükür biz
bunlara karşı şerbetliyiz. Bugüne kadar bunlardan çok gördük.
Hepsini boşa çıkardık. Partimizden ayrılıp, parti kuranlar olmadı
mı? Şimdi neredeler? Hatırlıyor musunuz? Şöyle isimleri sayın desem
belki bir iki tanesini hatırlarsanız, ya hatırlamazsınız. Şimdi bu
dönemde de yine tuzluklar çıktı. Şimdi bu tuzlukların markasını da
unutacaksınız. Niye, çünkü ihanet edenleri hiç bir zaman tarih
tutup da böyle anıtlaştırmaz, onları gömer." PENSİLVANYA'DAKİ
ZAT TARİFE UYUYOR AK Parti'nin çok sağlam bir çatısı olduğunu
belirten Başbakan Erdoğan, muhalefetin çatı formülünü eleştirdi,
şöyle konuştu: "Şimdi birileri de çıkmış 'Çatı aday bulacağız'
diyor. 30 Mart'ta milletin estirdiği rüzgar bunların çatılarını
uçurdu. Şimdi bunların üstünde çatı falan yok. Şimdi yeni çatı
kurmaya çalışıyorlar. CHP Genel Müdürü ne diyor, 'Adayımız MHP'nin
desteğini alacak, aynı zamanda Kürtlerin desteğini alacak, aynı
zamanda sosyalistlerin desteğini alacak' diyor. E, haliyle hem
ulusalcı olacak, hem milliyetçi, hem kapitalist, hem sosyalist, hem
kucaklayıcı, hem de faşist olacak. Gerektiğinde bozkurt işareti
yapacak, gerektiğinde zafer işareti yapacak. Aslında
Pensilvanya'daki akıl hocaları bu tarife uyuyor, ama onun da
üniversite mezuniyeti yok. Sıkıntı burada. CHP'nin, MHP'nin üstüne
çatı kuracak adayı doğrusu merakla bekliyoruz. Ödünç oyla, taşıma
suyla çatı kurulmaz. İnşallah 10 Ağustos'ta millet bunu bir kez
daha onlara öğretecek BAŞBAKAN HELİKOPTERLE ANKARA'YA
DÖNDÜ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin
Afyonkarahisar'da gerçekleştirdiği 22'nci İstişare ve Değerlendirme
Toplantısı'nın ardından kentten ayrıldı. Başbakan Erdoğan, saat
19.20'de geniş güvenlik önlemleri içinde otel kapısından çıktığı
sırada kendisini görmek için 3 gündür otelin etrafında bekleyen
yaşlı bir adamın el sallamasına kayıtsız kalmadı. Otomobilinden
inmeyen Erdoğan, yaşlı adamın kendisine uzattığı zarfı aldı. El
sallayarak araçla ayrılan Erdoğan, otele 300 metre mesafedeki 112
çağrı merkezinin helikopter pistinden helikopterle Ankara'ya gitmek
üzere havalandı. Afyonkarahisar kampına katılan bakan ve
milletvekillerinin otelden çıkışları devam ediyor Emre
BAYLAN-Mehmet KILIÇASLAN-Onur BAYRAM/AFYONKARAHİSAR, (DHA)
Yorumlar