Ethem Sancak: Bu tefeci bankaların oyununa gelmememiz lazım

Es Medya ve Türk Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, Kobilerin bankaların oyununa gelmemesi gerektiğini belirterek “Bu tefeci bankaların oyununa gelmememiz lazım.

Google Haberlere Abone ol
Ethem Sancak: Bu tefeci bankaların oyununa gelmememiz lazım

Es Medya ve Türk Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, Kobilerin bankaların oyununa gelmemesi gerektiğini belirterek “Bu tefeci bankaların oyununa gelmememiz lazım. Onun için ‘yaşasın kobi, hep küçük kalsın’ bu tefeci anlayışa mahkum olmamak lazım. Bizim bu insan denizi kobilerimizi ortaklığa teşvik ederek büyüklüğü ortaya çıkartmamız ve marka üretmemiz lazım.” dedi.

    Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) tarafından düzenlenen ‘Yeni Türkiye Vizyonu ve İş Dünyasının Görevleri’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan iş adamı ve medya patronu Ethem Sancak, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde iş ve siyaset dünyasının temsilcileriyle bir araya geldi.

    KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük’ün açılış konuşmasının ardından söz alan Sancak, “Bize yutturulan ikinci büyük paradigma; küçücüksün, güzelsin, türkülerimize bile girdi bu. Küçük güzel değil, küçük çirkindir, büyük güzeldir. Çünkü büyük Allah’tır, Allah’tan güzel bir şey var mı, en büyük de O’dur. Dereceye göre her büyük güzeldir, çünkü büyük ölçektir, verimdir, kazançtır. Bakın Amerikan kapitalizmi ölçeği yakalayarak Avrupa kapitalizmini yıktı. Bizim büyüklük yapabilmemiz için birleşmemiz lazım. Bu tefeci bankaların oyununa gelmememiz lazım. Onlar Kobi, kobi diyerek aslan kobi, kaplan kobi, yüzde 18’e dayadılar parayı. Halbuki büyük olsanız 8’le alacaksınız, ben 8’le alıyordum, Türkiye’nin 17. büyük şirketiydim. Hedef yakında sattım, 21 bin insan çalışıyordu, 6,5 milyar dolar cirosu vardı, büyük tüm ve bankalar kapımdaydı. 6’ya bile para kullanıyorduk zaman zaman. Ama aynı bankalar kobiye 18’e, 20’ye satıyorlar. Onun için yaşasın kobi, hep küçük kalsın, bu tefeci anlayışa mahkum olmamak lazım. Bizim bu insan denizi kobilerimizi ortaklığa teşvik etmemiz lazım ve büyüklüğü ortaya çıkararak marka üretmemiz lazım. Bunu yapamazsak 500 milyar dolar ihracat hayal. Böyle tozu, toprağı toplayıp satarak 500 milyar dolar ihracat olmaz. İşadamları olarak ortaklık kültürünü geliştirmemiz lazım, bakın ortağı olmayan tek bir varlık var o da: Allah. Ortak olmak her Müslümana vaciptir. Müslüman, Müslümanla ortak olmak zorundadır. Müslümanlık öyle bir şey ki, cebindeki 3 yıl kullanamazsan diyor ki dinimiz, sen de bir zenginlik var onu 3 yıl kullanamadın, onu infak etmek zorundasın. O işi yapabilecek Müslüman kardeşine vermek zorundasın. Biz bunu infakı unutturduk, sadece zekata kaldık, zekatı da tırtıklayıp, tırtıklayıp bir şey bırakmıyoruz.” diye konuştu.

    Ekonomik büyümeyle demokrasi arasında yakın bir bağ olduğuna işaret eden Sancak, ülkenin 80 yıl boyunca bürokratik, vesayetçi ve anti demokratik bir rejimle yaşadığını aktardı. Türk toplumunun uzun yıllar çalışmasına karşılık, 200 milyar doları aşan bir üretim yapamadığını belirten Sancak, “Ama 10 yıl boyunca demokrasinin temel versiyonlarını uygulamaya başladık, ekonomimiz dörde katlandı, 800 trilyona dolara dayandı. Yani ekonomik büyümeyle demokrasi arasında çok yakın bir bağ var.” dedi.

    “UYGARLIK BATIDAN DOĞAR GİBİ BİR PALAVRAYI BİZE KABUL ETTİRDİLER”

    Sancak, batılıların ‘uygarlık batıdan doğar’ gibi bir palavrayı tüm dünyaya kabul ettirdiğini ifade etti. Esas uygarlığın 4 bin 500 yılının doğuda olduğunu söyleyen Sancak, “Batılılar bize son 150 yılda şunu deklare edip maalesef kabul ettirdiler, kabul ettirdikleri paradigma şuydu; uygarlık hep batıdaydı, doğu hep ilke ve geriydi ve bu ilkellik ve gerilik hep doğunun kaderidir. ‘Uygarlık batıdan doğar’ gibi safsata ve palavrayı bize kabul ettirdiler. Ama Rönesans ama başka bir şey diyerek, bu külliyen bir palavra. Uygarlığın 4 bin 500 yılı doğudaydı, etik değer oluşturulan her şey demokrasiden kente, teknolojiden fene, felsefeden şiire, aşktan aileye kadar değerlerin hepsinin ortaya çıktığı yer doğudur. Ve batı tamamen bu değerlerin taklitçisi ve gasp ederek sahibi olmuştur.” şeklinde konuştu.

    Türkiye'deki patron fazlalığından yakınan Sancak, Türkiye'de her 3 kişiye 1 otomobil, ABD’de ise ortalama her 2 kişiye 3 otomobil düştüğü bilgisini verdi. ABD’de otomobil tamiri yaparak para kazanan patron sayısının 20 olduğunu anlatan Sancak, şöyle konuştu: “Şimdi diyoruz ki 500 milyar lira ihracat, ihracatçı meclisimiz var açıklıyor, bu sene de 150’yi geçeceğiz. Önümüzde 10 yılda kaldı, bunu 500’e çıkaracağız. Şimdi önümüze gelen her şeyi toplayıp, ambalajlayıp satıyoruz. Çünkü maalesef bizim ihracatımızın kilo fiyatı 1 dolar, Almanya’nın 3,5 dolar, Kore’nin 4 dolar çünkü katma değerli ürün satıyorlar. Bizim ise bu konuda ciddi sıkıntılarımız var. Dünyada sahip olduğumuz sabit sermayenin üzerinden bu kadar çok patronun olduğu başka bir ülke yok. Sabit sermayemiz kıt, patron sayısı fazla. Dolayısıyla bu muazzam bir israf ve vergisizlik meydana getiriyor. Size şöyle bir örnek vereyim, Türkiye’de neredeyse 3 kişiye 1 otomobil düşüyor, Amerika’da 2 kişiye 3 otomobil düşüyor. Amerika’da otomobil tamiratı yaparak para kazanan patron sayısı 20, bunlar ülke çapında örgütlenmiş muazzam bir organizasyona sahipler. İstanbul’un Çağlayan’ında araba tamirinden geçimi sağlayan tam 5 bin patron var. Bunların hepsi borç içerisinde, sigortasız 2-3 tane işçi çalıştıran araba tamircisi patronlar. Maalesef eski sistem düzenimizle yaşasın KOBİ aslan KOBİ diye yah çekip bu küçüklüğü teşvik ediyoruz.”
    
    ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur’ söyleminin koca bir palavra olduğunu söyleyen Sancak, “1700 yıllarında Karlofça’da yenildikten sonra batı bazı değerleri bize pompaladı. 2 tane değeri bize kabul ettirdi ve bunlar çok tehlikeli değerler, bunlardan hızla sıyrılmalıyız. Eğitim sistemimiz, her sistemimiz bunları değiştirmek zorunda, yeni dönem için. Bunlardan bir tanesi Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur söylemi, koca bir palavradır. Türk bin yıllık tarihinde en az 72 milletle dost, arkadaş olmuştur, merhamet ve adaletle yönetmiştir. Türk’ün çok dostu var, bütün Asya ve Avrupa Türk’ün dostudur ve bunlarla birleşmek zorundayız. 600 yıl Osmanlı bu coğrafyalarda hüküm sürdü, çok dilli, çok kültürlü bir imparatorluktu ama bir Türk imparatorluğuydu.” diye konuştu.

    Konferansın son bölümünde Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Yıldırım Ramazanoğlu’nun çözüm süreciyle ilgili sorusunu yanıtlayan Sancak, Başbakan'ın 6 yıl önce Diyarbakır mitingini anımsatarak şunları kaydetti: “Başbakan’ın 6 yıl önce Diyarbakır’daki bir mitingde asimilasyon ve inkar politikalarının bıraktığını açıkladığını söyleyerek bu konu oya gibi işlendi, işlendi en son 2 ay önce Diyarbakır’daki büyük buluşmada Kürtler yeniden kendi liderlerinin kucağına döndüler. Kürtler artık lider olarak Tayyip Erdoğan’ı görmeye başladılar. Apo’ya da geçmiş olsun, BDP’ye de. Kürtler kardeş edildiklerinin hissine vardılar. artık biz kardeşiz, onun için BDP’ye ve bu politikaya geçmiş olsun. Önümüzdeki süreçte göreceğiz, Kürtler birer birer onları terk edecekler ve o örgütler tıpkı halktan kopmuş bir terör aparatçığı olan Dev-Sol, Tikko gibi, giderek onlara dönüşecek. Süreci baltalamaya çalışan eroinci bir takım var çünkü 100 milyar dolarlık eroin ekonomisi vardı onlar gidiyor ellerinden. Onun temsilleri bu süreci baltalamaya çalışıyorlar. Tayyip Erdoğan uyguladığı politikalarla Kürtlerin gönlünü kazanmıştır. Barzani’nin deyimiyle bin yıl boyunca Kürtlerin Kabe’si İstanbul’du, biz hep İstanbul’a baktık, bundan sonra da İstanbul’a bakacağız, kimse bize Kahire, Tahran veya Bağdat’a baktıramaz. Yeter ki İstanbul’dakiler bize kardeş muamelesi yapsınlar.”

    Konferansa, Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe, KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Yıldırım Ramazanoğlu, MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, AK Parti Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye başkanı adayı Fatih Mehmet Erkoç, Baro Başkanı Metin Doğan, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve diğer ilgililer katıldı. CİHAN

Yorumlar