Ertuğrul Günay: 27 Nisan muhtırası da mı kumpastı?
AK Parti’den istifa eden İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay, Yalçın Akdoğan’ın ‘milli orduya kumpas kurdular’ sözüne tepki gösterdi.
AK Parti’den istifa eden İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay,
Yalçın Akdoğan’ın ‘milli orduya kumpas kurdular’ sözüne tepki
gösterdi. Günay, “O zaman 27 Nisan muhtırası da mı kumpastı? Her
şey yargılandı ama açıkça verilen muhtıra yargılanmadı.” dedi.
STV Haber’de katıldığı programda son gelişmelere değinen Ertuğrul
Günay, Başbakan Erdoğan’ın siyası başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın
‘milli orduya kumpas kurdular’ sözünü değerlendirdi. Günay, “Biz
2007’de bu partiye katılırken bir muhtıra verildiğine inanmıştık.
Şimdi çıkıyor Sayın Başbakan’ın en yakınındaki birisi ‘milli orduya
kumpas kuruldu’ diyor. O zaman bu muhtıra gerçek miydi değil miydi?
Acaba bizim gibi demokrasiye inanan insanları çevreye toplama
konusunda bir oyun muydu? kaygısını kendime soruyorum. Şöyle de bir
haklı sebebim var; her şey işleme kondu da o muhtıra işleme
konmadı. O muhtırayı verenlerle ilgili hiçbir soruşturma açılmadı,
herhangi bir takibata konu olmadı. 2003’teki ve sonrasındaki
olanlar, konuşmalar, hatıralar yargılandı ama çok açıktan verilen
bu muhtıra yargılanmadı. Eğer bir kumpastan bahsediliyorsa bu
muhtıra kumpaslardan bir tanesi miydi? Bunları böyle konuşmaya
başlarsanız işin ucu nerelere varıyor. Bundan siyaset kurumu çok
yıpranır.” ifadelerini kullandı.
’17 ARALIK’TAN BUGÜNE CİDDİ BİR AKIL TUTULMASI YAŞANIYOR’
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının başladığı 17 Aralık’ta ilk
günlerde olanları anlamaya çalıştığını kaydeden Günay, “ ‘Mesele
anlaşılsın arkadaşlar gereğini yapar’ diye düşündüm ancak
soruşturmada saydamlığı sağlayacak olan adaletin ve emniyetin
çalışmasına kolaylık getirecek bir davranış tarzı, hatta iktidarı
kamuoyunda güçlendirecek olan bir yönetim tarzı tercih edilmek
yerine işi kapatmaya, örtbas etmeye dönük bir yöntem belirlendi.
Emniyette, yargıda ciddi müdahaleler yapıldı. Şimdi yasa
değişikliği konumuna geldik. O günden bu yana ciddi bir akıl
tutulması yaşanıyor. Bir hukukçu olarak bu yapılanları normal bir
hukuk eğitimiyle ve siyasi akılla bağdaştırmak çok mümkün değil.”
dedi.
Yolsuzlukların geçmişten günümüze her siyasi partiyi yıprattığını
ifade eden Günay, “Bir yolsuzluk söylentisi, üstelik bu yolsuzluğun
söylenti olmaktan çıkıp bir takım görünür buluntulara erişmiş
olması, bu konuda akla uygun açıklamalar yapılamıyor olması her
siyasi partiyi geçmişten bu yana yıpratmıştır. Yolsuzluklar
konusunda şeffaf olunup emniyete ve yargının önü açılsaydı birkaç
kişi sıkıntı görürdü ancak partinin ve tavanının yoluna esenlik
devam etmiş olurdu. Ama bu yapılamadı. Tavanda da bu sıkıntının
hissedildiğini biliyorum. Eğer bu akılla devam edilirse bedelleri
ağır olacak.” şeklinde konuştu.
‘YENİ DEĞİŞİKLİK, YARGIYI YÜRÜTMEYE BAĞLIYOR’
HSYK kanununun değiştirilmesine yönelik çalışmaları da
değerlendiren Günay, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye toplumunu hiç
kimse unutkan saymamalı. Çünkü 2010 referandumu Türkiye siyasi
tarihinde büyük yansımaları olan bir referandum oldu. Bu
referandumun demokrasiye katkısını Anadolu’nun birçok yerinde halka
anlattık. En önemli maddesi de HSYK’nın düzenlendiği madde idi.
Venedik kriterlerine uygun olarak hakimler ve savcıların doğrudan
katılacağı bir mekanizma ile çoğulculaştırdık. Adalet Bakanı’na
sadece bir temsil yetkisi verildi. Bunu Başbakan savundu, şimdi
Adalet Bakanı olan arkadaşım savundu. Referandumda yüzde 60’a yakın
‘evet’ dendi. Bizim partinin dışında yüzde 10 küsur ‘yetmez ama
evet’ diyerek destek verdi. Şimdi Anayasa’nın bu maddesinin ruhuna
tamamen aykırı, şekli temsil yetkisi olan Adalet Bakanı ve
müsteşarını kurulun üyesi değil, kurulun tüm çalışmalarını
yönlendirecek kişi haline getiriyor. Bir anlamda yargıyı yürütmeye
bağlıyor. Bu evrensel hukuktan kopmaktır. 2010’daki demokratik
kazanımlarından geriye doğru adım atmaktır. Bu çıkmaz bir yoldur.
Bu değişikliği Sayın Cumhurbaşkanı kazara geri çevirmezse Anayasa
Mahkemesi’nin normal hukuk aklına göre geri çevirmesi gerekir.”
’17 ARALIK ŞOKU, ŞEFFAFLIK VE HUKUKA BAĞLILIKLA ATLATILABİLİR’
“Arkadaşlar 17 Aralık’ın şokunu hala atlatabilmiş değiller.” diyen
Günay, “Bu şoku saydamlıkla ve hukuka bağlılıkla
atlatabileceklerini hala görmüyorlar. İşi örtbas ediyor gibi
görüntü sergiliyorlar. Siz sabahtan operasyon yapan polisleri
öğleden sonra görevden alıyor, emniyet müdürünü görevden alıyor ve
bunu tüm Türkiye genelinde yapıyorsanız bizim bilmediğimiz kadar
derin, örtülmesi gereken sıkıntı var kanaati normal insanların
aklına geliyor. ‘Geçen yıl iktidar olduk. Bizden önce tümüyle bize
karşı bir örgütlenme vardı. Geldik, bunlar bize bir komplo
kurdular. Ne yapalım biz bu eski örgütlenmeyi tasfiye etmek
zorundayız’ konusu değil. 11 yıldan beri iktidarda biz varız. Daha
Temmuz ayında Gezi olaylarında bütün Türkiye orantısız güç
kullandığı konusunda itirazlar ederken Başbakan ‘destan yazdılar’
diye övdü bu emniyeti. Yargıyla ilgili itirazlar geldiği zaman
‘yargının işine karışmayın’ denildi. Ne zaman soruşturmanın ucu
bize dokundu, hem emniyet hem yargı düşman konumuna getirildi.
Yargı itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor ancak asıl yargıya bu kadar
müdahale eden siyaset itibarsızlaştırılıyor.” değerlendirmesinde
bulundu.
‘Uluslararası komplo’ suçlamasına da değinen Günay, “Sizin
açığınızı bekleyen bir takım dış ve içi mihraklar olabilir.
Bunların bulabileceği açığı siz vermişseniz bu bir gün ortaya
çıkacaktır. Yani devlet erkini kullanırken bir kişisel kazanca, bir
haksız kazanca, bir haram kazanca kapıyı araladınız mı aralamadınız
mı? Ayakkabı kutusundaki paraların bir izahı yok.” dedi.
CİHAN
Yorumlar