Erdoğan: Kıblesi bir olanlar kardeştir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kıblesi bir olanların kardeş olduğunu söyledi. Ayrımcılığa, horlamaya, ötekileştirmeye tenezzül edenlerin sevgi medeniyetine gölge düşüreceğine dikkat çeken Erdoğan, “Geride müminin mümine vefası kalır. Geride, suya yazılan değil, gazete sayfalarına basılan değil, hafızalara hatıralara nakşedilen, gönüllere kazınan kalır.” dedi.

İstanbul, bu yıl ikinci defa Celaleddin-i Rumi’nin ölüm yıldönümü olan Şeb-i Arus törenlerine ev sahipliği yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliğe Başbakan Erdoğan eşi Emine Erdoğan’la birlikte katıldı.

Konuşmasında, Yunus Emre’nin beyitleriyle seslenen Başbakan Erdoğan, “Diyor ki Yunus, ‘Bu dünyaya kanma, fanidir aldanma, Gel dosta gidelim gönül.’ Allah’a hamd olsun bize Mevlana gibi bir gönül dostunu nasip etti.” diye konuştu. Mevlana’nın Afganistan’daki doğduğu evi bulduklarını ifade eden Erdoğan, orayı inşa etiklerini kaydetti.

Mevlana ve Yunus’un birer Fatih olduğunu belirten Erdoğan, “Fetih tek taraflı olmaz, fetih topraklar almak değildir. Fetih, kılıçla boyunları yere eğdirmek hiç değildir. Fetih gönüllere su serpmektir. Bir gönle girmektir. Kırmadan dökmeden, parçalamadan gönüllerde yer edinmektir. Fetih, kılıçla değil, silahla değil, İmanın aydınlığını tane tane anlatıp, nurun aydınlığını etrafa saçıp, boyunların aşkla rükua secdeye eğilmesini temin etmektir. İşte onun için Mevlana bir Fatih’tir. İşte onun için Yunus Emre bir Fatih’tir.” diye konuştu.

Bu topraklarda fitne yeşeremeyeceğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu topraklarda Allah’ın izniyle fitne yeşermez. Bu topraklarda fitne tohumu filizlenmez. Toprağında Mevlana olan, Yunus olan, Ahmed-i Hani, Hacı Bayram-ı Veli olan, bu milletin arasına asla nifak girmez, giremez.”

Mevlana’nın sözleriyle seslenen Erdoğan, “Allah’a hamd olsun. Bu milletin kıblesi birdir. Ezanı bir, duası bir, sinesi ve o sine içinde atan yüreği birdir. Bu topraklar ilmi ve alimi kendisine çeken topraklardır. Bu topraklar ve bu medeniyet, edeple, sabırla, çileyle, çabayla, adeta yıllarca ilim ateşinde aşk ateşinde pişe pişe olgunlaşmıştır. Bu medeniyette bu aziz millette kibir, kin, nefret, benlik davası bulunamaz. Zümre, kabile, inanç, etnik köken asabiyesi bulunmaz.” dedi.

Kıblesi aynı olanların kardeş olduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, şunlaur söyledi: “Derisinin rengi aynı olanlar değil, dili aynı olanlar değil, asabiyesi, mensubiyeti, cemiyeti aynı olanlar değil. Annesi, babası, ağabeyi aynı olanlar değil, kıblesi bir olanlar yani inananlar kardeştir. Kim ki kardeşler arasında ayrım yaparsa, o fitnenin tuzağına düşmüştür. Kim ki kendisine yakın olanı üstün tutup, kendisine uzak olanı horlarsa o ateş çukurunun içine düşmüştür. Kim ki kendisinden başkasına insan nazarıyla bakmayıp, ayrımcılığa, horlamaya, ötekileştirmeye tenezzül etmişse o, Mevlana’nın Yunus’un, işte bu toprakların, bu sevgi medeniyetinin mirasına gölge düşürür. Geride müminin mümine vefası kalır. Geride, dik bir duruş kalır. Geride, suya yazılan değil, gazete sayfalarına basılan değil, hafızalara hatıralara nakşedilen gönüllere kazınan kalır.”

Gece, mevlevi ayin-i şerifi ve sema gösterisi ile son buldu.


CİHAN