"Erdoğan, kendini iktidara getiren vesayetçi geleneği devam ettiriyor"

Taraf gazetesinin eski köşe yazarlarından Perihan Mağden, Türkiye'yi sarsan siyasi gündemlerle ilgili ilgi çekici tespitlerde bulundu.

Google Haberlere Abone ol
"Erdoğan, kendini iktidara getiren vesayetçi geleneği devam ettiriyor"

Taraf gazetesinin eski köşe yazarlarından Perihan Mağden, Türkiye'yi sarsan siyasi gündemlerle ilgili ilgi çekici tespitlerde bulundu. Türkiye'de yıllarca mücadele edilecek canavarlar üretildiğini dile getiren Mağden, bunlara örnek olarak; 'komünizm', 'Kürt' ve 'dindar' gibi örnekler verdi. Son yaşananların Başbakan Erdoğan'ın da bu geleneğin tam bir devamını sağladığını gösterdiğini öne sürdü. Bu yüzden kendisini 'kandırılmış' hissettiğini vurgulayan Mağden, "Yani askeriye ile olan ilişkisinde de bir canavar yaratıp suçları üzerine atmasında, bizim 10 yıllardır müşteki olduğumuz modelin yeniden üretimini sağlıyor. Oysa biz, bütün bu modeli kıracak diye ona az da olsa bel bağlamıştık." dedi.

Farklı uslübü ve sert yazıları ile dikket çeken medyanın farklı isimlerinden Perihan Mağden, Ergenekon davası tutuklularının hükümetin getirdiği 5 yıl formülü ile salıverilmesine de tepkili. "Ergenekon soruşturması bir kere bizim yüz akımız." diyen Mağden, bu davanın tutuklu sanıkları Kemal Kerinçsiz, Oktay Yıldırım, Sevgi Erenerol gibi isimlerin, vicdani red yüzünden yargılandığı mahkemeyi bastıklarını ve terörize ettiklerini ifade etti. Mağden, "Orada hedef gösterildim. Pankart açtılar; 'Sen ana değil, denizanasısın' diye. Ben vicdani reddi savunuyorum ve böyle pankartlar açıldı. Onların cezalandırıldığını görmek benim için bu dünyada adalet olduğunu görmekti, ülkemde adalet olduğunu görmekti." ifadelerini kullandı.

Mağden, AK Parti'ye, Türkiye’nin askeri vesayetten kurtulabilme ihtimalini diri tuttuğu sürece sempati ile yaklaştığını belirterek, "Ama baktım ki; bu böyle değil. Majestelerinin ordusunu yaratmakmış arzuları. Bunu yarattıkları anda da birden bire pişmanlık içindeler. Balyoz ve Ergenekon operasyonunda mümkün olsa geri sarmaya çalışıyorlar. Ben bunu esefle izliyorum." şeklinde konuştu.

Kuruluşunda, içinde biraz milli görüş, biraz ANAP, biraz milliyetçi damar, biraz eski sağ partiler hatta CHP'lilerin bile bulunduğunu ve bu haliyle AK Parti'nin 'gönüllerdeki koalisyon' görüntüsü verdiğini dile getiren Mağden, ancak zaman içinde bu durumun değiştiğini ve 'tek bir kişinin hükümranlığı altında bir partiye' dönüştüğünü söyledi. Mağden'in bu konudaki tespiti şöyle: "Bu farkı da şuradan görüyorum; eskinden Başbakan çok daha ciddi ve önemli konuşmalar yapabiliyordu. Sonra giderek çok hırçın bir üslup, çok itham edici ve bölücü bir dil kullanır oldu. Neredeyse halkı kin ve nefrete teşvik eden cümleler kuruyor. Bu bir suçtur."

AK Parti'nin barış sürecini de bir oyalama taktiğine çevirdiğini ileri süren Perihan Mağden, bu konudaki tepkisini de "Biz en son seçimde sandığa giderken yeni bir anayasa için evet demedik mi? Yeni anayasa için bir şey yapılmadı ama 20-30 defa İhale Kanunu değiştirildi. Çünkü İhale Kanunu onu çok ilgilendiriyor ama ifade özgürlüğü ilgilendirmiyor, bu kadar açık." şeklinde dile getirdi. 17 Aralık'ta yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonununda itham edilenlerin masumiyetlerini ispat etmek için hiç bir şey yapmadığının altını çizen Mağden, şöyle devam etti:

"Bize masumiyetlerini ispat borçları yok mu? Sonuç olarak sen bu ülkeyi yönetiyorsun. Böyle ciddi ithamlar karşısındasın. Birden fiktif bir canavar çıkartıp bu işin içinden sıyrılamazsın. Kati süratle masumiyetlerini ispat etmeliler. Bir bakan çıkıp, 'Ses kaydı kesinlikle montaj, araştırma yapmaya gerek bile görmüyoruz.' dedi. Ya da Başbakan çıkıp kriptolu telefonu dinlemişler diyor. Konuşmaların gerçek olduğunun itirafı olarak okudum ben bunu. Kesinlikle bir canavar yarattılar ve bütün suçu o canavarın üzerine attılar. Bu zaten her zaman yapılan bir şey. Türkiye yıllarca mesela komünizm canavarını yarattı, Kürt canavarını yarattı, dindar canavarını yarattı, Hizbullah çıktı, El Kaide’nin uzantıları çıktı ya da şeriat, takiyye gibi durumları çok yakın zamanda yaşadık. Başbakan Erdoğan bu geleneğin tam bir devamını sağlıyor. Yani askeriye ile olan ilişkisinde de bir canavar yaratıp suçları üzerine atmasında, bizim 10 yıllardır müşteki olduğumuz modelin yeniden üretimini sağlıyor. Oysa biz, bütün bu modeli kıracak diye ona az da olsa bel bağlamıştık. Ona hiçbir zaman oy vermedim ama zaman zaman köşemde takdis ve tasdikimi verdim. Bu benim için çok önemli. Görüyorum ki; kandırılmışım. Ben öyle hissediyorum kendimi."

Perihan Mağden'in yazarlık hayatı 1997'de Radikal gazetesinde başladı. Kısa bir Yeni Aktüel arasından sonra 2009'a kadar da devam etti. Son olarak 2011'in Kasım ayından 2012'nin Şubat başına kadar Taraf gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Mağden'in gazetecilik hayatı ve güncel konulardaki değerlendirmeleri yakında yayınlanacak Cihan Dergi'de daha geniş bir haliyle yer alıyor.
CİHAN

Yorumlar