Erdoğan: "Gezi Olayları ve 17 Aralık Bağlantılı"
Başbakan Erdoğan, "Gezi olaylarında bir girişimde bulundular, ancak başarılı olmadı. 17 Aralık'ta bir başka girişimde bulundular. Gezi olayları ile 17 Aralık'taki olayların ortak yanları var. Ortak yanları, AK Parti iktidarını çökertmek" dedi.
Sakarya'dan havayoluyla İstanbul'a gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk
Havalimanı'ndaki halka hitabının ardından geldiği evinin bulunduğu
Kısıklı'da, kendisini bekleyen kalabalığa seçim otobüsü üzerinden
seslendi. Kalabalıktan bazıları seçim otobüsünün önünü keserek
otobüsün ön camına çiçek attılar. Daha sonra seçim otobüsünün
üstüne çıkan Erdoğan burada da kendini bekleyenlere bir konuşma
yaptı. Sevgili Üsküdarlı hemşehrilerim. Değerli kardeşlerim diyerek
konuşmaya başlayan Erdoğan " Hiç endişeniz olmasın. Allah'ın
izniyle, bu can bu tende oldukça, biz, milletimize hizmet yolunda,
vatanımıza hizmet yolunda bu yola devam edeceğiz. Çünkü bizim bir
derdimiz var. Nedir? 79 senede Türkiyemizin geldiği yer belli. 26.
sıradan devraldığımız bir ekonomiyi
dünyada 17. sıraya çıkardık. Avrupa'da 6. sıraya çıkardık. 230
milyar dolardan 800 milyar dolara çıkardık. Hortumları kestik
hortumları. Hortumların kesildiği bir Türkiye'de, maalesef devletin
içine çöreklenmiş olan bazı çetelerin, bazı örgütlerin bu ülkede
masum insanları, iş adamlarını kalkıp farklı şekilde onları
lekelemeleri, içinden bir şey çıkmayacağını bildikleri halde
medyaya gizlilik kaydı olan evrakı servis etmeleri hiçbir hukuk
devletinde olmaz. Bu ister savcı olsun, ister hakim olsun.
Kardeşlerim, bugün de söyledim; egemenlik kayıtsız şartsız yargının
değildir.
Egemenlik kayıtsız şartsız yürütmenin değildir. Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir, milletin. Şimdi birileri çıkmış milletin
egemenlik hakkını almaya çalışıyor. Biz ne diyoruz? Diyoruz ki bu
hak millete aittir. Millete ait olan bu hakkı kimse alamaz."
"BİR SAVCI KALKIP DA BİLDİRİ DAĞITIR MI? BASIN BİLDİRİSİ
DAĞITIR MI? "
Dün Çağlayan'daki İstanbul Adet Sarayı'nda yaşanan gelişmelere
değinen Erdoğan, şöyle devam etti: "Şu anda ellerine geçirmiş
oldukları veya onlara verdiğimiz fırsatı, maalesef hukuk içinde
değil, hukuk dışı yollarla kullananlar da bunun hesabını
vermelidir. İşte Anayasa 138 ortada. Adli kolluklarla ilgili atılan
bir adım oldu. Anayasa'nın 138. maddesini Hakimler Savcılar Yüksek
Kurulu ihlal etmiştir. Ne yapmıştır? Danıştay'da yargı süreci devam
ederken açıklamalarda bulunmak suretiyle, orayı baskı altına
almıştır. Siyasetçi bir açıklama yaptığı zaman rahatsız olan
yargı, acaba bu açıklama nedeniyle nasıl bir tavır ortaya
koyacağını da göreceğiz. Aynı şekilde bir savcı kalkıyor, malum
medyayı yanına alarak, orada kendilerine servisler yapılıyor, o
servisi alıp, ondan sonra kendilerine tavır koyunca da bu defa
farklı bir havanın içine giriyor. Dün Başsavcı, 'Bana dosyaları
getirin' dediler. Başsavcı'yı aldatma yoluna gitti.
Başsavcı vekilini aldatma yoluna gitti. Onlara dosyayı vermiyor ve
kalkıyor -ardından da yaptığı işe bakın- aynı adam, bu defa da
'Benim elimden yetkilerim alındı, dosyalarım alındı' diyor. Bir
başsavcı verdiği yetkiyi almasını da bilir. Sen görevini dürüst
yapmazsan senin elinden bu yetkiyi de alır. Ardından ne yapıyor?
Bir savcı, İstanbul Adalet Sarayı'nın kapısına çıkıp, orada medya
mensuplarına, bizim üniversite yıllarında marjinal örgütlerin
yaptığı gibi -oralarda bildiri dağıtırlardı biliyorsunuz- bildiri
dağıtıyor. Hale bak, hale.
Ne hallere geldik? Bir savcı kalkıp da bildiri dağıtır mı? Basın
bildirisi dağıtır mı? Kardeşlerim; burası Türkiye. İleri
demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere her geçen gün daha iyi
derecede kavuşmanın mücadelesini veren Türkiye. Burası kusura
bakmasınlar bir muz cumhuriyeti değil. Dolayısıyla ben burada, bir
şeyi daha merak ediyorum? Acaba Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, bu
savcı hakkında ne yapacak? Şimdi ben bununla suç duyurusu
yapıyorum. Hem bu ülkenin bir vatandaşı olarak, milletin vekili
olarak, başbakan olarak suç duyurusu yapıyorum." Erdoğan, "Dik dur
eğilme bu millet seninle" sloganlarının tekrarlanması üzerine, "Hiç
endişeniz olmasın. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Hiç endişeniz
olmasın. Çünkü biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık"
diyerek karşılık verdi.
BEDDUA KAVRAMINI LANETLİYORUZ
Beddua kavramını lanetlediklerini vurgulayan Erdoğan, "duaya da
davet" dediklerini dile getirdi. Yerel seçimlere 90 gün kaldığını
ifade eden Erdoğan, 90 gün kapı kapı dolaşacaklarını söyledi.
Erdoğan'ın "Buna var mıyız?" sözlerine vatandaşlar, "Evet" şeklinde
karşılık verdi. Asla ürkütücü ve korkutucu olmayacaklarını, tam
aksine kucaklayıcı olacaklarını, zorlaştırmacaklarını,
kolaylaştıracaklarını belirten Erdoğan, yaptıklarını
anlatacaklarını söyledi. Erdoğan, "Hep beraber 30 Mart'ı yeni
Türkiye için bir milat olarak ilan etmeye var mıyız?" sözlerine de
vatandaşlar, "Varız" dedi. Vatandaşların herşeyin farkında
olduğunu, Türkiye'de eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette,
ulaşımda, enerjide, gıdada, tarımda ve uluslararası diplomaside
neler yapıldığını bu harekete gönül verenlerin bildiğini dile
getiren Erdoğan, bunların anlatılmasını istedi. Başbakan Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
BU CAN BU TENDE OLDUĞU SÜRECE, 'ŞU KAPIYI ÇALMADIM'
DEMEYECEĞİZ
"Gezi olaylarında bir girişimde bulundular, ancak başarılı olmadı.
17 Aralık'ta bir başka girişimde bulundular. Gezi olayları ile 17
Aralık'taki olayların ortak yanları var. Ortak yanları, AK Parti
iktidarını çökertmek. Ama başaramayacaklar. Çünkü, iki seçenek var.
Ya millet, ya zillet. İnşallah millet kazanacak, millet. Zilleti
isteyenler yine kaybolacak. Ben bize güveniyorum, inanıyorum. 90
gün gece gündüz demeden mesai yapacağız. Bu can bu tende olduğu
sürece, 'Şu kapıyı çalmadım' demeyeceğiz. Yarın 'Şu kapıyı niye
çalmadım' demememiz lazım. Her kapıya gideceğiz. İnşallah Üsküdar,
aynı şekilde AK Parti iktidarıyla yoluna devam edecek. İstanbul AK
Parti iktidarıyla yoluna devam edecek."
"İLLA PARLAMENTONUN İÇİNDEN OLACAK DİYE DE BİR KAYIT
YOK"
Başbakan Erdoğan, kimin bakan yapılabileceğinin yasalarda belli
olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bunun için orada ana
muhalefetin genel başkanından müsaade almak gibi bir kayıt yok.
İki, illa parlamentonun içinden olacak diye de bir kayıt yok.
Yürütmede, iktidar partisinin genel başkanı kalkar istediği gibi
içeriden, dışarıdan bakanı belirler, bakan adayını Cumhurbaşkanı'na
teklif eder, Cumhurbaşkanı'nın onayıyla da kabine oluşur. Olay
budur. Ben tabii halkıma söz verdim. Dedim ki bir daha ana
muhalefetin ve yavru muhalefetin genel başkanlarının adını ağzıma
almayacağım. Onun için dikkat ederseniz, bunların isimlerini ağzıma
almıyorum. Anlıyorsunuz... Dolayısıyla da inandığım, güvendiğim
arkadaşlarımla o arkadaşımızı yeni kabinede görevlendirdik. Bugüne
kadar hizmeti geçen diğer arkadaşlarıma da huzurlarınızda teşekkür
ediyorum. Allah razı olsun, onlar da ellerinden geleni yaptılar.
Şimdi yeni bir sürece girdik, bu süreç içerisinde inşallah
arkadaşlarımızla yola devam edeceğiz." Erdoğan, "Beraber yürüdük
biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim
tüm şarkılarda, bize her şey sizi hatırlatıyor, bize her şey
Üsküdar'ı hatırlatıyor, bize her şey İstanbul'u hatırlatıyor, bize
her şey Türkiye'yi hatırlatıyor" dizelerini vatandaşlarla beraber
söyledi. Başbakan Erdoğan, konuşmasını "Gününüz kutlu olsun,
geleceğiniz aydınlık olsun inşallah" diyerek tamamladı.
ERDOĞAN, EVİNİN ÖNÜNDE DE COŞKUYLA KARŞILANDI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan havalimanından
ayrıldıktan sonra evine parti otobüsü ile hareket etti. Başbakan
Erdoğan'ın Kısıklı'daki konutuna giden cadde trafiğe kapatıldı.
Erdoğan buradan geçerken kendisini bekleyen grupların desteği ile
karşılaştı. Gruptakiler Başbakan Erdoğan'a sevgi gösterisinde
bulunarak çiçek attı. Başbakan ve eşi Emine Erdoğan bu gösterilere
otobüsten el sallayarak karşılık verdi.
Vatandaşlar, Recep Tayyip Erdoğan'ı Üsküdar
Kısıklı'daki evinin önünde de coşkuyla karşıladı. Başbakan
Erdoğan'ın konutunun yakınındaki cadde, vatandaşların toplanması
üzerine çift yönlü trafiğe kapatıldı. Partililer, güvenlik
noktalarında arandıktan sonra alana alındı. Başbakan Erdoğan'ı
taşıyan seçim otobüsü alana gelirken, yola karanfiller atıldı.
Ellerinde Türk bayrağı, Erdoğan'ın posteri ve AK Parti flamaları ve
dövizler taşıyan partililer, Başbakan'ı
destekleyen sloganlar attı.
Başbakan Erdoğan'ın 25 dakika süren konuşması sık sık "Türkiye
seninle gurur duyuyor", "Ya Allah bismillah Alluhu ekber" ve
"Mücahit Erdoğan" sloganlarıyla kesildi. Erdoğan'ın yanında eşi
Emine Erdoğan'ın yanı sıra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri
Bakanı Efkan Ala, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti Grup
Başkanvekili Belma Satır, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski
bakanı ve AK
Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, bazı
AK Parti milletvekilleri, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz
Babuşcu, AK Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Giyaseddin
Gergin de yer aldı.
- Ömer Hayyam'dan dizeler
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının sonunda, sunucu Orhan Karakurt
tarafından Ömer Hayyam'ın, "Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan
kaçar/Güneş yalnız da olsa etrafa ışık saçar/Üzülme doğruların
kaderidir yalnızlık/Kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar"
dizeleri okundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, otobüs üzerinden
eşi Emine Erdoğan ile birlikte vatandaşlara kırmızı karanfil
attıktan sonra AK Parti'nin önceki seçimlerde kullandığı seçim
şarkısı eşliğinde alandan ayrılarak, evine geçti.
Yorumlar