Erdoğan: Ey IŞİD; 49 vatandaşımızı bırakmanız gerekir

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk vatandaşları rehin alan IŞİD terör örgütüne vatandaşları bırakması yönünde çağrıda bulundu. Erdoğan, "Buyurun Irak’ta maalesef IŞİD diye bir örgüt, 49 tane vatandaşımızı...

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan: Ey IŞİD; 49 vatandaşımızı bırakmanız gerekir

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk vatandaşları rehin alan IŞİD terör örgütüne vatandaşları bırakması yönünde çağrıda bulundu. Erdoğan, "Buyurun Irak’ta maalesef IŞİD diye bir örgüt, 49 tane vatandaşımızı kaçırdılar. Şu anda hala onlara rehin olarak duruyor. Diyorum ki; bakın bunun size sağlayacağı bir fayda yok ey IŞİD. Bizim bu 49 vatandaşımızı bırakmanız gerekir. Eğer Müslümansanız, ne Müslüman'a ne herhangi bir savunmasız insana bu şekilde zulmetmeniz doğru değildir." dedi.

Haliç Kongre Merkezi'nde Vizyon Belgesi'ni açıklayan Erdoğan, "Ülkemizde yaşayan her inançtan, her dinden, her düşünceden vatandaşımızın güvencesi demokratik bir toplum ve devlet düzenidir." diyerek, şöyle devam etti:

"Devleti, din-devlet ilişkisi alanına tahakküm eden değil, bu alana güven veren bir araç görülmelidir. Devlet, din ve inanç etrafından örgütlenen vatandaşlarının özgürlüğüne müdahale edemez. Bu özgürlükleri koruyan hukuk aynı zamanda bu özgürlüklerin suistimal edilmesine de engel olur. Nasıl devlet din üzerine tahakküm kuramazsa, dini topluluklar da devlet ve diğer dini gruplar üzerine tahakküm kuramaz. Dini istismar eden örgütlerin, devlet içinde yapılanmasına, paralel devlet yapı kurmalarına, devleti kendi çıkarları için kullanmasına elbette izin verilemez. Demokratik devlet bunun güvencesidir. Devletin görevi dinlerin ve inançların kurduğu ve yaşattığı kurumların yani sivil toplum örgütlerinin serbestiyetini güvence altına almaktır. Dolayısıyla devlet-din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir. Toplum kendi dini yaşamını, kendi yorumunu kendisi gerçekleştirmelidir. Milletimiz bize cumhurbaşkanlığı makamını tevcih ederse siyasi ve hukuki serbestleşme için olduğu kadar hoşgörü, birlikte yaşama ortak mirasımızın demokrasi ekseninde güçlendirmesi için de çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Böylece sadece ülkemiz için değil bölgemiz ve dünya için büyük bir örnek ortaya koymuş olacağız."

Erdoğan, "Yargı teşkilatı, hukuka ve adalet idealine uygun yargılamayı sağlayacak bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı devlet kurumlarının uyumlu çalışmalarını sağlamak yanında yargının güçlendirilmesinde rol sahibidir. Vatandaşımızın hak ve hukukunun gözetildiği, güven veren adalet sistemini birlikte gerçekleştireceğiz." dedi.

"FİLİSTİN'DE TARAFSIZ OLAMAYIZ"

Bölgedeki sorunlara değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Irak’taki hadiseler, Suriye’deki insanlık trajedisi daha kapsamlı bir strateji geliştirme imkanını ortaya çıkardı. Türkiye, Suriye’deki trajediye siyasi çözüm bulunması için çabalarını sürdürecektir. Tarihimizin ve ecdadımızın bize yüklediği kutsal emanet gereğince kapılarımız mazlumlara her zaman açık olacaktır." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Diyorlar ki Ortadoğu’da, Filistin'de tarafsız olmalıyız. Filistin davası bizim davamızdır. Çanakkale’de şehitleri bulunan Filistinlilere asla sırtımızı dönmeyecek, onlara zulme teslim etmeyeceğiz. Dengeler adına, strateji adına susan dünyaya rağmen biz Filistin’in hak ve onur davasını dünyaya duyurmaya devam edeceğiz."

"NORMALLEŞMEYE YOKUM DEMEKTİR"

Erdoğan, şöyle devam etti: "İsrail ile biliyorsunuz uluslararası sularda bizim üç tane gemimiz vuruldu. Bunun neticesinde 10 vatandaşımız şehit oldu. biz İsrail ile seviyemizi indirdik. Aracılar sokuldu, geldiler gittiler vesaire. En son Obama da devreye girdi. Ben Obama'ya üç tane şart ileri sürdüm. Bir; bizden özür dileyecekler, iki; tazminat ödeyecekler, üç; Filistin’e olan ambargoyu kaldıracaklar, dedim. Netenyahu, sayın Obama’nın yanından bizden özür diledi. Bizzat telefonda Obama ile konuştum, arkasından Netenyahu ile konuştum ve özür beyanını yaptı. Birinci madde tamam. İkinci madde tazminat. Onda da anlaşma noktasına geldik. Üçüncü nokta Filistin'e ambargonun kalkması. Son dönemlerde aldığım haber, bu da imzada önünde, biz bunu beklerken, şimdi baktık ki Batı Şeria’ya, Filistin'e, Gazze’ye bombalar yağıyor. Şimdi bu ne demektir? Aynen bundan önce Olmert döneminde de bu böyle oldu. Ben sizinle normalleşmeye yokum, demektir. Filistin’de, Gazze’de bizim kardeşlerimiz öldürülürken, onlara bomba yağdırılırken biz normalleşme sürecine olumlu bakamayız."

"HAYATLARI YALAN ÜZERİNE KURULU"

Erdoğan, "Bir defa süratle İsrail’in ateşkesi sağlaması, ateşi kesmesi lazım. Diyor ki; havan topu attılar, roket attılar. Peki, kaç tane İsrailli öldü, var mı ölen? Hayır. Nasıl oluyor bu iş, roket, havan topu atıyorlar bir kişi ölmüyor. Ama sizin şu anda öldürdüğünüz Filistinli sayısı 100’e yaklaştı. Hayatları yalan üzerine kurulu. Dürüst değiller. Biz şuna inanırız; zulme rıza zulümdür. Zalimlerin yanında yer alamayız. O adımları atarken dikkatli olmamız lazım. Şu anda dünya barışını arzuluyorsak Ortadoğu da bunu arzuluyor. Dünyanın her yeri buna hasret. Ama dikkat edin İslam dünyasını paramparça ediyorlar. Mısır, Libya, Suriye, Irak öyle..." diye konuştu.

"EY IŞİD"

Erdoğan, Musul'da IŞİD tarafından rehin alınan vatandaşlara da değinerek, "Buyurun Irak’ta maalesef IŞİD diye bir örgüt, 49 tane vatandaşımızı kaçırdılar. Şu anda hala onlara rehin olarak duruyor. Diyorum ki; bakın bunun size sağlayacağı bir fayda yok ey IŞİD. Bizim bu 49 vatandaşımızı bırakmanız gerekir. Eğer Müslümansanız, ne Müslüman'a ne herhangi bir savunmasız insana bu şekilde zulmetmeniz doğru değildir. Bu vatandaşlarımızı bırakın. Bunu tekraren söylüyorum. Bizim dış politikamız barış üzerinedir. Yeni şartlarla birlikte dünyada küresel meselelere katkıda bulunmayı bu barış üzerine inşa etmek istiyoruz." ifadelerini kullandı. CİHAN

Yorumlar