Erdoğan, ABD'den Gülen'in İadesini İstedi
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin iadesine ABD Başkanı’nın “olumlu baktığı” yönündeki iddiası Beyaz Saray tarafından yalanlanınca zor durumda kalan Başbakan Tayyip Erdoğan, “iade” talebini yeniden dile getirdi.
Amerikan PBS kanalında ünlü televizyon yapımcısı Charlie Rose'un
programında röportajı yayınlanan Erdoğan, Hizmet Hareketi
hakkındaki temelsiz iddialarını tekrarladı. Türk-Amerikan
ilişkilerini de değerlendirdiği röportajda Erdoğan’ın sözde
soykırım iddialarıyla ilgili olarak “ispatlanırsa sonucuna
katlanırız” değerlendirmesi dikkat çekti.
Başbakan Erdoğan, daha önce 17 Aralık operasyonlarının arkasında
olmakla eleştirdiği Amerikan yönetimine bu kez, Hizmet Hareketi’ne
karşı işbirliği önerdi. 17 Aralık’tan sonra birçok kez ABD’yi sert
sözlerle eleştiren, Amerikan büyükelçisini azarlayan Erdoğan, bu
kez ABD’nin Türkiye’nin stratejik ortağı olduğunu hatırlatarak,
Gülen’in iadesini veya kovulmasını istedi. Erdoğan, “Bu kadar
basit. Biz eğer, birilerinin ABD’ye tehdit teşkil ettiğini
öğrenirsek ve onları yakalarsak onları teslim ederiz. Aynı şeyi
stratejik ortağımızın yapmasını da bekleriz.” dedi.
İADEYİ İSTERKEN KENDİ KENDİSİNİ DÜZELTTİ
Erdoğan, Charlie Rose’un “ABD’nin böyle bir şey yapacağını bekliyor
musunuz?” sorusuna, “Ümit ediyorum.” şeklinde cevap verdi. “En
azından kovabilirler. Çünkü bu kişinin pasaportunu biz iptal
ettik.” diyen Erdoğan, Gülen’in ABD’de yeşil kartla (Green Card)
bulunduğunu hatırladıktan sonra şu ifadelerle kendi kendisini
düzeltmiş oldu: “Ancak bu kişi şu an ABD’de ‘Green Card’la
bulunuyor.”
İddialarına devam eden Erdoğan şöyle konuştu: “Başbakan olduktan
sonra, kendisiyle (Gülen) hiç görüşmedim. Birkaç telefon konuşması,
o kadar. İstanbul belediye başkanı olduğum zaman görüşürdüm.
Başbakan olduktan sonraki iki dönemde bu grupla iyi ilişkilerimiz
vardı. Asıl sorun 2010 referandumundan sonra başladı. MİT
müsteşarına yönelik operasyon yaptılar. Benim için bu kabul
edilemezdi, zira Oslo görüşmeleri iyi niyetli görüşmelerdi.”
BİR SABAH UYANDINIZ Kİ DEVLETE SIZMIŞLAR?
Bunun üzerine deneyimli gazeteci Charlie Rose, Erdoğan’a, “Bir
sabah uyandınız ve onların devletinize sızdığını mı fark ettiniz?”
sorusunu yöneltti.
Erdoğan, bu soru üzerine, “Çeşitli kurumlara sızmaya çalıştıklarını
fark ediyorduk; ancak niyetlerinin kötü olabileceğini bilmiyorduk”
ifadesini kullandı. Erdoğan, 7 Şubat’la başlayan güç mücadelesinin,
17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları süreçleriyle sivil
bir darbe girişimine dönüştüğü iddiasını tekrarladı.
Başbakan, çalışma ofisine konulan böcekle ilgili de şunları
söyledi: “İki ofisime böcek yerleştirdiler. Bunu fark ettiğimizde
gerekli önlemleri aldık. Aynı şekilde birçok üst düzey hükümet
yetkilisinin telefonlarını dinlediler. Kriptolu telefonları bile
dinlediler. En sonunda Dışişleri’ndeki toplantıyı da
dinlediler.”
YAKINDA ADALETİN NE OLDUĞUNU GÖRECEKLER; ŞİMDİDEN KAÇMAYA
BAŞLADILAR!
Erdoğan, Charlie Rose’un, “Sizin, Gülen hakkında konuşmaya
başlamanızın, arkadaşlarınıza karşı başlatılan yolsuzluk
soruşturmalarından sonra olduğunu söylüyorlar.” yorumuna karşılık
olarak, “Yakında adaletin ne olduğunu görecekler. Şimdiden kaçmaya
başladılar zaten. Çünkü başlarına neyin geleceğini biliyorlar.”
ifadesini kullandı.
Rose’un, seçim gecesi de benzer şeyleri söylediğini hatırlatması
üzerine Erdoğan, bu süreci takip edeceklerini ve ulusal güvenliği
tehlikeye atanlarla ilgili yasal sürecin başlayacağını söyledi.
ROSE YOLSUZLUĞU SORDU, ERDOĞAN YİNE İCRAATLARINI ANLATTI
Erdoğan, Charlie Rose’un yolsuzluk iddialarıyla ilgili sorusuna da,
Brüksel gezisinde yaptığı gibi, ‘icraatlarını anlatarak’ cevap
verdi. “Bu kadar şeyi yolsuzluk varken nasıl yapabilirsiniz?”
diyerek, iktidarda bulundukları süre içerisinde yaptıkları büyük
yatırımları, atılımları anlattı.
Erdoğan, ocak ayındaki Brüksel gezisinde de yolsuzluk sorusuna
icraatlarını anlatarak cevap vermiş; ancak Avrupalı
parlamenterlerin “Çin sizden daha hızlı büyüyor; ama orada da
yolsuzluk çok fazla” itirazına ise ses çıkarmamıştı.
SOYKIRIM İSPATLANIRSA SONUCUNA KATLANIRIZ
Erdoğan, 1915 Ermeni olaylarının yıldönümünde yaptığı açıklamanın
hatırlatılması üzerine, söz konusu olayların “soykırım” olarak
tanımlanamayacağını söyledi. Diğer taraftan Erdoğan’ın, “Eğer
atalarımız böyle bir hata yapmışsa ve de tarihçiler de bunu
gösterirse, özür dilemekten çekinmeyiz ve sonucuna katlanırız.”
sözleri dikkat çekti.
Erdoğan, İsrail’in Türkiye’den Başkan Barack Obama’nın
çabasıyla özür dilediğini, İsrail’le tazminat konusunda anlaşmaya varmak üzere
olduklarını, Filistin’e Türkiye üzerinden gidecek insani
yardım konusunda görüşmelerin devam ettiğini, bunun sağlanması
durumunda ilişkilerin normale dönebileceğini söyledi.
Erdoğan, özür konusunda Türkiye’nin talep ettiği şartlardan biri
olan Gazze’ye ambargonun kaldırılması konusuna değinmezken, Kürt
meselesiyle ilgili olarak da açıklamalarda bulundu. Başbakan,
süreci barış süreci olarak tanımladıklarını belirterek, ancak
“terör örgütü” olarak tanımladığı PKK’nın seçim sürecinde bölgede
bazı sorunlar çıkardığını söyledi. Erdoğan, “Biz süreci demokrasi
süreci olarak görüyoruz, silaha sarılırsanız bu demokratik olmaz.”
ifadelerini kullandı.
TSK mensuplarına yönelik soruşturmalarla ilgili olarak, “O
soruşturmaları destekliyordunuz, ama işin ucu size gelince bunun
iyi olmadığını düşünmeye başladınız. Fikriniz değişti mi bu
konuda?” sorusuna Erdoğan, “Genelkurmay Başkanı (İlker Başbuğ)
tutuklandığı zaman, tutuksuz yargılanması gerektiğini söylemiştim.”
şeklinde cevap verdi.
YÜZDE 45 OY ALAN BİRİ DİKTATÖR OLUR MU?
Erdoğan, Türkiye’nin son zamanlarda otoriterliğe kayma tehlikesiyle
karşı karşı olduğu kaygılarıyla ilgili olan soruya ise, “Sayın
Rose, siz bunlara inanıyor musunuz.” diye cevap verdi.
Bunun üzerine Rose, “Türkiye’den okuduklarımı, duyduklarımı
söylüyorum.” şeklinde cevap verince, Erdoğan “Yüzde 45,5 oy alan
birisinin diktatör olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa diğerleri yüzde 28
ya da daha azını alıyorlar. Diktatör olsam bana bu saldırıları
yapabilirler mi?” diye sordu.
TWITTER SORUSUNA ÖNCE FARKLI CEVAP VERDİ
Erdoğan, “Twitter ve Youtube’da size korkutan bir şeyler mi
oluyor?” sorusuna cevaben, Twitter’la ilgili sorunu Türkiye’de
ofisi olmaması ve vergi vermemesine bağladı. Charlie Rose’un “Bütün
sorun vergi meselesi mi?” sorusunun ardından Erdoğan, Twitter’da
paylaşılan bazı içeriklerin de sorun teşkil ettiğini, Başbakan’a
hakaret edildiğini, bu hakaretlerle ilgili dava açıldığını,
mahkemenin de ilgili hesapların kapatılması kararı verdiğini
belirterek, Twitter’ın yerel mahkemelerin kararlarına uyması
gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Rose’un “Anayasa Mahkemesi’nin sizden farklı
düşünmesine rağmen -Twitter’ın kapatılmasına ilişkin alınan kararla
ilgili olarak- pişmanlık duymuyor musunuz?” sorusuna ise “Karara
uyarız ama aynı zamanda eleştiririz.” şeklinde cevap
verdi.
GEZİ’NİN ARKASINDA AMERİKA YOK, AMA…
Erdoğan, Gezi protestoları ile ilgili dillendirdiği komplo
teorileriyle ilgili olarak sorulan soruya daha önce ABD’nin bu
protestoların ardında olduğuna ilişkin hiçbir zaman açıklamaları
olmadığını, ancak ABD içinde bazı grupların buna destek vermiş
olabileceğini söyledi. “Mısır’da, Ukrayna’da yaşanan olaylara
baktığınızda bazı benzerlikler var. Bir yerden aynı anda düğmeye
basılmış gibi.” ifadelerini kullandı.
PUTİN’LE ARAMIZ İYİ, OBAMA İLE ÇOK SIK KONUŞMUYORUZ
Erdoğan, “Rus lider Vladimir Putin’le aranız nasıl” sorusuna
karşılık “Birbirimize saygı duyar ve severiz.” ifadelerini
kullandı. “Obama ile aranız bozuldu mu?” sorusuna ise şu cevabı
verdi: “En son 1 buçuk ay kadar önce konuştuk. Belki çok sık
konuşmuyoruz. Dışişleri bakanlarımız görüşüyorlar.”
ERDOĞAN, BEYAZ SARAY TARİHİNE GEÇMİŞTİ
Öte yandan “Obama’nın Gülen’in iadesine olumlu baktığı” yönündeki
iddiası bizzat Beyaz Saray tarafından yalanlanınca zor durumda
kalan Erdoğan’ın “iade” talebini yeniden dile getirmesi dikkat
çekti. Başbakan Erdoğan, ATV’de katıldığı bir programda, 19
Şubat'ta Obama'yla yaptığı telefon görüşmesinde “Gülen'in
Türkiye'ye iadesi talebine ABD Başkanı'nın ‘olumlu’ baktığını” öne
sürmüştü. Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir
başbakan, Beyaz Saray tarafından ABD başkanıyla yaptığı görüşmenin
içeriğini saptırarak yalan söylemekle itham edilmişti. Erdoğan,
Beyaz Saray’ın bu yalanlaması karşısında ise sessiz kalmıştı.
Yorumlar