Ensar Vakfı Başkanı: Kimsenin alnında yazmıyor
Karaman'daki cinsel istismar davasıyla ilgili konuşan Ensar Vakfı Başkanı Dilberoğlu, tecavüz olayına karışan şahsın Karaman'da bilinen tanınan bir isim olduğunu, kimsenin böyle bir şey beklemediğini belirterek, "Kimsenin alnında tecavüzcü yazmıyor" dedi.
Karaman'da gönüllü bir öğretmenin öğrenci evlerinde cinsel istismarda bulunduğu yönündeki davayla ilgili basında yer alan 'karalama kampanyaları'na maruz kalan Ensar Vakfı'nın başkanı Dilberoğlu, "Kimsenin alnında tecavüzcü yazmıyor" dedi. Dilberoğlu, söz konusu zanlının üç yıl önce bir dönem kendi vakıflarında çalıştığını, ondan sonra da kendileriyle hiçbir bağının bulunmadığını söyledi.
Hakkında cinsel istismar suçlaması bulunan öğretmenin Karaman'da bilinen, sevilen bir kişi olduğunu, kimsenin böyle bir şey beklemediğini belirten Dilberoğlu, "Kimsenin alnında “tecavüzcü” yazmıyor. Karaman özelinde yaptığımız araştırmada bu şahsın itibarının çok yüksek, sevilen ve sayılan bir kişi olduğu, Milli Eğitim’de ilkokul sınıf öğretmenliği yaptığı ve başarılı bir öğretmen olduğu için veliler tarafından tercih edildiği, insanların bunları yaptığına inanamadıkları gibi bilgilere ulaştık. Çevresine son derece güven vermekle birlikte aslında hastalıklı bir yapısının olduğunu bu olayla birlikte herkes öğrenmiş oldu. Hepimizi şoke etti. Yıkıldık. Bunun neden kaynaklandığını ve nasıl önlenebileceğini ele alan uzun toplantılar yaptık, yapıyoruz. Bu olaydan çıkarılacak çok dersler var." diye konuştu.
"BİZ DE TECAVÜZE UĞRADIK"
Dilberoğlu, "Karaman’daki olay nedeniyle biz de mağdur olduk. Hatta tabirim mazur görülsün biz de tecavüze uğradık. Bu sapık fiillerin sahibi, yalnızca küçük çocuklarımıza ve ailelerine değil, vakfımıza, değerlerimize, birbirimize duyduğumuz güvene onarılmaz zararlar verdi. Bu şahıs, suçu aynı zamanda Ensar Vakfı’na karşı da işlemiştir. Bu açıdan hem mağdur küçük çocukların ve ailelerin haklarını korumak, onlara destek olmak hem de bize verilen zararların hesabını sormak için bu davaya müdahil olacağız ve suç duyurusunda bulunacağız." dedi.
Hürriyet Gazetesi'nden Ahmet Hakan'a konuşan Ensar Vakfı Başkanı Cenk Dilberoğlu kendisine sorulan, “Örtbas mı ediyorsunuz”, “Göz mü yumdunuz”, “Bir tecavüzcünün vakfınızda ne işi var”, “Bu olayda sizin hiç mi kusurunuz yok”, “Bundan sonra aileler size nasıl güvenecek" sorularına cevap verdi. İşte Cenk Dilberoğlu’nun verdiği cevaplar:
Vakfınıza bağlı Karaman’daki yurtta bir eğitmenin 45
çocuğa yönelik cinsel istismar iddiasına ne
diyorsunuz?
CENK DİLBEROĞLU: Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı,
mağdur çocuk sayısını 10 olarak açıkladı. Suçlanan şahıs, 2013
yılında 5 ay süreyle vakfımızda gönüllü etüt öğretmenliği görevinde
bulunmuş, bu süreden sonra da vakfımızla hiçbir irtibatı
olmamıştır. Savcılığın açıklamasında bu şahsın, ilk suç fiilinin
2014 yılında ve farklı yerlerde işlendiği kanaati oluştuğu beyan
edilmiştir. Kanaatimizce vakfımızın bu olayla hiçbir ilgisi
bulunmamaktadır. Ancak dosyada gizlilik kararı bulunduğu için
dosyaya vakıf değiliz ve kesin delilleri gördükten sonra bu konuda
net bir açıklama yapabiliriz.
Siz bu olayın örtbas edilmesine mi
çalışıyorsunuz?
CENK DİLBEROĞLU: Örtbas iddiası nereden çıkıyor?
Savcılığın gizlilik ve yayın yasağı kararı vermesinden. Bu gizlilik
kararı, küçük yaşta 10 çocuğun isimlerinin çeşitli mecralarda
fütursuzca kullanılmasının önüne geçmek için alınmıştır. Çocukların
ruhsal gelişimleri, devam eden okul ve sosyal hayatları göz önünde
bulundurulmuştur. Herkes müsterih olsun: Ortada bu kadar vahim ve
ciddi bir suç ve iddialar varken hiç kimse bu dosyanın üstünü
örtemez, örtbas edemez. Buna en başta biz en şiddetli şekilde karşı
çıkarız.
Zamana yayılmış ve sistematik bir cinsel istismardan söz
ediliyor. İşin bu kısmı çok vahim değil mi?
CENK DİLBEROĞLU: Vahimden de öte... Savcılık
açıklamasından anladığımız kadarıyla bu şahıs, ilk suç fiilini 2014
yılında işliyor ve günümüze kadar farklı tarih ve yerlerde bu suçu
işlemeye devam ediyor.
Sizin olaydan ilk ne zaman bilginiz oldu?
CENK DİLBEROĞLU: Bu şahsın gözaltına alındığı
tarihten birkaç gün sonra... Karaman’da tanıdığımız birkaç kişi
bizi arayarak durumdan haberdar ettiler. Ancak olayın tüm
detaylarını söyleyemediler, çünkü onlar da vakıf değillerdi.
Ailelerden size başvuran olmadı mı?
CENK DİLBEROĞLU: Hiçbir başvuru olmadı bize.
Hiçbir sorun yansıtılmadı aileler tarafından. Aileler de muhtemelen
bizim gibi şahıs gözaltına alındığında bu olayı öğrendiler. O gün
bugündür onların da büyük bir yıkım içinde olduklarını tahmin
edebiliyorum. Ailelere ve mağdur çocuklara destek olmak, bizim şu
anda en büyük sorumluluğumuz.
- Böyle sapık bir öğretmen, sizin gibi inanç eksenli bir
vakıfta nasıl oluyor da yer bulabiliyor?
CENK DİLBEROĞLU: Kimsenin alnında “tecavüzcü”
yazmıyor. Karaman özelinde yaptığımız araştırmada bu şahsın
itibarının çok yüksek, sevilen ve sayılan bir kişi olduğu, Milli
Eğitim’de ilkokul sınıf öğretmenliği yaptığı ve başarılı bir
öğretmen olduğu için veliler tarafından tercih edildiği, insanların
bunları yaptığına inanamadıkları gibi bilgilere ulaştık. Çevresine
son derece güven vermekle birlikte aslında hastalıklı bir yapısının
olduğunu bu olayla birlikte herkes öğrenmiş oldu.
Vakfınıza bağlı bir yurtta bir süreliğine de olsa çalışmış
olan gönüllü bir öğretmenin sapık çıkması, sizi ve vakıf
çalışanlarınızı özeleştiriye itti mi?
CENK DİLBEROĞLU: Hepimizi şoke etti. Yıkıldık.
Bunun neden kaynaklandığını ve nasıl önlenebileceğini ele alan uzun
toplantılar yaptık, yapıyoruz. Bu olaydan çıkarılacak çok dersler
var.
Vakfınıza öğrenci gönderen aileler, bu olayın ardından size
nasıl güvenecek?
CENK DİLBEROĞLU: Bu durumdan tabii ki pek çok aile
tedirgin olmuştur. Hepimiz aile ve çocuk sahibiyiz. Bunu çok iyi
anlıyoruz. Bir sivil toplum kuruluşunun en büyük sermayesi hizmeti
ve güvenilirliğidir. Biz 37 yıldır tüm Türkiye’de vakıf hizmeti
yapıyoruz. Bugüne kadar on binlerce öğrenci yurtlarımızda
kalmıştır. Toplumun her kademesinde Ensar gönüllüsü var. Bu bağın
verdiği güvenle bu vahim durumu aşabileceğimize inanıyorum.
Mahkeme safhasında sizin tutumunuz ne olacak?
CENK DİLBEROĞLU: Karaman’daki olay nedeniyle biz
de mağdur olduk. Hatta tabirim mazur görülsün biz de tecavüze
uğradık. Bu sapık fiillerin sahibi, yalnızca küçük çocuklarımıza ve
ailelerine değil, vakfımıza, değerlerimize, birbirimize duyduğumuz
güvene onarılmaz zararlar verdi. Bu şahıs, suçu aynı zamanda Ensar
Vakfı’na karşı da işlemiştir. Bu açıdan hem mağdur küçük çocukların
ve ailelerin haklarını korumak, onlara destek olmak hem de bize
verilen zararların hesabını sormak için bu davaya müdahil olacağız
ve suç duyurusunda bulunacağız. Sonuna kadar da bu davanın
takipçisi olarak sanığın hak ettiği cezanın infaz edilmesine kadar
olan sürecin bizzat müşahidi olacağız.
Yorumlar