Emrullah İşler: Mesele dershane değil, Başbakan

Bülent Arınç’ın dershane değerlendirmesi üzerine bir açıklama da Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’den geldi.

Google Haberlere Abone ol
Emrullah İşler: Mesele dershane değil, Başbakan

Bülent Arınç’ın dershane değerlendirmesi üzerine bir açıklama da Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’den geldi. İşler, "Mesele dershane meselesi değildi. Biz zaten bunu biliyorduk. Mesele Sayın Başbakan'dı.” dedi.

    Ankara Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSTİM) bir takım ziyaretler gerçekleştiren Bakan Emrullah İşler, burada basının sorularını cevapladı. Basının “Bülent Arınç’ın dershaneler konusunda bir açıklaması oldu. Mesele dershaneler meseli değil, Başbakan’ı tehdit ettiler demişti. Siz neler söylemek istersiniz?” sorusu üzerine İşler şöyle konuştu: “Bülent Arınç’ın açıklamaları çok önemli. Biz meselenin dershane meselesi olmadığını zaten başta biliyorduk. Ama onu bazıları o zaman anlamadılar. Dershane olarak olaya baktılar. Aslında mesele bir iktidar meselesidir. Milletin getirdiği iktidarın bir şekilde bir takım ayak oyunlarıyla tezgahlarla hükümetten uzaklaştırması projesidir. Aslında 2011 yılında yüzde 50 oy alan Ak Parti hükümeti ve Sayın Başbakan hakim parti haline geldi Türkiye’de. Dolayısıyla bu göstergeler Ak Parti’nin daha uzun yıllar iktidarda kalacağını ortaya koymaktaydı. Bu Ak Parti 2011 seçimine giderken de 2023 hedeflerini açıklamış bir partiydi. Dolayısıyla 2023 hedeflerinin gerçekleşmesini istemeyen bir takım uluslararası güçler ve Türkiye’deki işbirlikçileri 2011’den sonra düğmeye bastılar ve işi dün Sayın Arınç’ın yapmış olduğu açıklamadan öğreniyoruz ki hakikaten dershane bahanesiyle sayın Başbakanımızı tehditle ve şantaja kadar olayı götürdüklerine inanıyoruz. Ben şuna eminim daha önce 2010 yılında CHP’ye aynı şantaj ve tehditle CHP’yi o zaman koltuğundan ettiğini görüyoruz. Ardından 2011 seçimlerinde de MHP’ye karşı bir mühendislik ve dizayn projesinin yapıldığını görüyoruz. Şimdi gelişen noktada baktığımız zaman bu ülkenin beka sorunu haline gelmiş o yüzden Sayın Başbakanımız da bu bir istiklal mücadelesidir diyor. Bunu herkesin çok iyi anlaması lazım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin bu mücadele de yer alması lazım, aksi halde bunlar yaptıkları bu operasyonlarla 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarıyla her gün ortaya koydukları saçma sapan iddialarla sonuç alırlarsa o zaman Türkiye kaybeder. Bunu hepimizin bilmesi lazım. Ama milletimiz olayın farkındadır. Dolayısıyla 30 Mart seçimleri esas oynanan oyunların son değerlendirmesi olacak ve milletimiz sandıkta rövanşı alacak.”

    Basın “Son MGK toplantısında ulusal güvenliği tehdit eden yapıya karşı bir mücadele kararı alındığı bilgileri yansıdı ve Başbakanlıkta da bir komisyon kurulduğu bilgisi kamuoyunda yer aldı. MGK’da alınan kararlar hakkında bilgi verir misiniz?” diye sorması üzerine Başbakan Yardımcısı İşler şöyle karşılık verdi: “MGK’da alınması gereken kararlar gizli kalması gereken hususlar. Dolayışla benim size söyleyeceğim o bildiride geçen cümledir. O yüzden daha fazla bilgi vermem söz konusu değil. Ama bir takım bugün bazı medyada MGK ‘da şunlar konuşuldu bunlar konuşuldu gibi bir takım yazılara güldüm geçtim.”

    "TAHLİYELER KONUSUNDA YARGIYA SAYGI DUYALIM"

    Yolsuzluk operasyonu konusunda, gözaltına alınan Reza Zerrab ve bakan oğullarının geçtiğimiz gün serbest bırakılması üzerine basına değerlendirmede bulunan Emrullah İşler, söz konusu kararın yargıya ait olduğunu vurguladı. Adı yolsuzluk soruşturmasına karışan bakan oğullarının ve Reza Zerrab’ın hala davalarının devam ettiğini belirten İşler, “Dolayısıyla oraya bizim müdahil olmamız söz konusu değil. Tamamen yargı kararı saygı duyuyorum.” diye konuştu.

    "CHP’NİN SÖYLEMLERİ KOMİK"

    Basın mensuplarının, “CHP’ye bunlara oy verirseniz 2 elim yakanızda açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz. Bir de Sarıgül dün bir vatandaşa tokat attı? Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Bakan İşler, “CHP Genel Başkanı'nın bunlara oy verirseniz 2 elimde yakanızda olacak söylemi komik bir ifade, aynı zamanda tehditvari bir ifade. Milleti tehdit etmenin bir ifadesi son derece yanlış buluyorum. Siz millete projenizi anlatırsınız o da size oyunu verir. Bugüne kadar CHP’nin bir projesini duydunuz mu? CHP hedefleri konusunda bir açıklama duydunuz mu? Bugüne kadar yaptıkları yalan, karalama, iftira ve kriz çıkarma. Yani bir fincan su da fırtına koparacak acaba hükümeti devirebilir miyiz? Ve bunun içinde CHP’nin tarihine baktığımızda darbecilerle kol kola olduğunu görüyoruz şimdi de bu devleti tehdit eden paralel yapıyla ele ele iktidara gelmeyi hesaplıyor. Dolayısıyla bunun tek ümidi bu çeteyle hareket etmek olduğu için milletimiz bu tür tehditlere pabuç bırakmaz. Diğer yandan Sarıgül’ün kendisini eleştiren bir vatandaşa yumruk atması da çok önemli. Aslında eleştiriye ne kadar tahammülsüz olduklarını gösteriyor. Daha önce de biliyorsunuz Sarıgül, Baykal’la girdiği mücadelede de koltukların üzerinden kendisini eleştirenlerin üzerine atlayarak o günden bugüne hiçbir şeyin değişmediğini gördük.” şeklinde cevap verdi.

    "CHP ANAYASAYA BİLE BAŞVURAMAYAN BİR PARTİ"

    Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, basının sorularına cevap vererek CHP’yi eleştiri yağmuruna tuttu. CHP’nun 3. Kez Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasını komik bir dille eleştiren İşler, “CHP son günlerde enteresan bir tavır sergiledi. Bildiğiniz gibi biz HSYK kanunu Meclis’ten geçirdik. Geçen yasanın Cumhurbaşkanı onayından sonra kanun haline geliyor. Ondan sonra Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaları gerekiyordu. Fakat CHP Cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atarak, daha Cumhurbaşkanı onaylamadan, Anayasa Mahkemesine gitti. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi reddetti. Bir daha başvurdular bu sefer Anayasa Mahkemesi usulden dolayı reddetti. Çünkü evrak eksikliği var. Bugün yeniden başvurdular. CHP’nin ne kadar beceriksiz ve vizyonsuz olduğunu göstermesi bakımından ben manidar buluyorum. Bir Anayasa Mahkemesi’ne bile başvurmayı beceremeyen bir ana muhalefetle karşı karşıyayız. Ancak 3. denemesinde başarılı oldu.” dedi.

    Ayrıca Kırım’la ilgili bir değerlendirme yapan Emrullah İşler, “Tabi yaşanan olayları tasvip etmemiz mümkün değil. Sayın Başbakanımız Kiev’e gittiğinde görüşlerini aktardı. Biz Türkiye olarak huzuru istikrarı hedeflemekteyiz ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. NATO’nun bu konudaki desteğini ben önemsiyorum. Bu Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması tüm bölge için önemli. Bizim çevremize baktığımızda çeşitli bölgelerde toprak sıkıntısı var. Oralarında bölünmesi parçalanması senaryoları konuşuluyor. Bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak mevcut sınırların korunması yönünde. Dolayısıyla yeni sıkıntıların yaşanmaması yönünde. Bizin orada soydaşlarımız var onlar için Türkiye olarak diplomatik kanalları kullanıyoruz. Gerekli çalışmaları sürdürüyoruz.” diye konuştu. CİHAN

Yorumlar