Elçi: Yeniden yargılama kararı, devletin derinliklerinde alınmış gibi
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından 17 Aralık 2013 tarihinde başlatılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra gündeme gelen ‘yeniden yargılama’ konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, İstanbul Cumhuriyet
Savcılığı tarafından 17 Aralık 2013 tarihinde başlatılan rüşvet ve
yolsuzluk operasyonundan sonra gündeme gelen ‘yeniden yargılama’
konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Elçi, sadece belli
tarihlere belli dava ve belli kişilere odaklanmış bir çalışma ve
formül arayışının yanlış olduğunu söyledi.
Yeniden yargılamanın toplumda yansımasının yanlış, meşrululuğunun
da olmayacağının altını çizdi. Baro başkanı Elçi, "Hukuka da uygun
olmayacaktır. Hem Başbakan'ın ve Adalet Bakanlığı'nın
girişimlerinden şunu anlıyoruz; sanki devletin derinliklerinde
belli bazı kişiler için kararlar alınmış bazı belli şahsiyetlerin
kurtarılması belli bazı davaların çözülmesi için bir takım
formüller aranmaktadır. Sanki böyle bir karar var şuan formülü
aranmaktadır, biz böyle anlıyoruz. Bu toplumda yanlış
anlaşılacaktır. Bunun hukuksal bir meşruiyeti de olmayacaktır."
dedi.
"ASKERİ SAVCILIK SUÇLU BULMAK İÇİN SORUŞTURMA YAPMAMIŞTIR"
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, yönetim kurulu üyeleriyle
birlikte basın toplantısı düzenleyerek Şırnak’ın Uludere ilçesinde
iki yıl öldürülen 34 vatandaş ile askeri savcılığının verdiği ‘
takipsizlik’ kararı ile toplumda tartışılan ‘yeniden yargılama’yla
ilgili açıklamalarda bulundu. Roboski’de 34 sivil insanın ölümüne,
diğer bir ifadeyle; yaşam hakkının, insan haklarının en ağır
ihlalini oluşturan suça ilişkin bir ceza soruşturmasının
yapılmadığının ortaya çıktığını anlatan Elcçi, "Askeri savcılığın
takipsizlik kararı üzerine Roboskili aileler çok basit bir soru
sordular: ‘Bize suç yok, fail de yok’ diyorlar, peki ama 34 ölüm,
34 ceset var ortada, bunun bir anlamı ve bir sonucu olmayacak mı?”
diye konuştu. Askeri savcının kovuşturmaya yer olmadığına dair
kararının daha ilk cümlesinde gerçek niyetini ortaya koyduğunu ve
suçtan daha çok ihmal iddiasını araştırmaya çalıştığını anlatan
Elçi, "34 sivil-masum insanın vahşice katledilmesi suç değildir de,
lütfen acaba bir ihmal var mı, yok mu? Ve askeri savcı hükmünü
veriyor: Kaçınılmaz hata. Meclisin ve Kanunun emrini yerine
getirmişler, bu emri yerine getirirken de bir hata olmuş, çoğu
çocuk,34 insan ölmüş, bu kadar. Bu kararın hiçbir hukuki değeri
yoktur, bizim için bir hükmü de yoktur. Savcıya iade ediyoruz."
ifadelerini kullandı.
Baro Başkanı, insanlığa karşı işlenen bu ağır suçun failleri adalet
önünde hesap verene kadar olayın takipçisi olacaklarını bu amaçla
karara karşı itiraz, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine başvuru yollarının etkili şekilde kullanacaklarını ve
BM keyfi ve kısa yoldan İnfazlar Özel Raportörü ve diğer BM
mekanizmalarının harekete geçmesi için girişimde bulunacaklarının
altını çizdi.
YENİDEN YARGILAMA TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLAMAYACAK TARTIŞMALARDIR
Ergenekon terör örgütü davasından yargılanan kişilerin yeniden
yargılanması için kamuoyundaki tartışmalara değinen Elçi, sadece
belli tarihlere belli dava ve belli kişilere odaklanmış bir çalışma
ve formül arayışının yanlış olduğunu kaydetti. Elçi, "Bunun
toplumda da yansıması yanlış olacaktır. Meşruluğu da olmayacaktır.
Hukuka da uygun olmayacaktır. Hem Başbakanın ve Adalet Bakanlığının
girişimlerinden şunu anlıyoruz: Sanki devletin derinliklerinde
belli bazı kişiler için kararlar alınmış bazı belli şahsiyetlerin
kurtarılması belli bazı davaların çözülmesi için bir takım
formüller aranmaktadır. Sanki böyle bir karar var şuan formülü
aranmaktadır, biz böyle anlıyoruz. Bu toplumda yanlış
anlaşılacaktır. Bunun hukuksal bir meşruiyeti de olmayacaktır.
Geçici yapay sınırlı formül arayışlarıyla bu sorunun köklü
çözülemeyeceğini inanıyoruz." dedi.
"BİRKAÇ ŞAHSI KURTARARAK HUKUKSAL DÜZEN VE GELECEK KURMAK MÜMKÜN
DEĞİL"
Belli bazı dava ve kişileri kapsayacak şekilde yeniden yargılama
tartışması gerçekçi olmayan, yararsız bir tartışma olduğunu anlatan
Elçi, "Toplumun gündemi; gereksiz, yapay, kalıcı olmayan ve
toplumsal barışı da sağlamayacak tartışmalarla meşgul
edilmemelidir. Türkiye tarihi haksızlık ve adaletsizliklerin
yaşandığı, olağan üstü dönemlerden geçmiş ve halen bir geçiş dönemi
içindedir. Demokrasiye geçiş de diyebileceğimiz böyle bir dönemde,
devlet yapısı ve toplumsal ilişkilerin yeniden düzenlemeyi, yeni
bir toplumsal mutabakat üzerinden ve yeni bir hukukla yolumuza
devam etmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır. Birkaç davada yeniden
yargılama yaparak veya birkaç şahsiyeti kurtararak yeni ve güvenli
bir hukuksal düzen ve gelecek kurmamız mümkün değildir. Yapılması
gereken, ‘yeni bir toplumsal mutabakat ve barış yasası’ adıyla
kapsamlı ve birçok soruna köklü çözümler getirecek bir çalışma
başlatılmalıdır." ifadelerini kullandı.
"TUTUKLU MİLLVEKİLLERİ İÇİN BİR ARAYA GELEN SİYASİ PARTİLER YENİ
BİR ANAYASA YAPMALI"
Tutuklu milletvekili sorunu için bir araya gelen siyasi partilerin
hemen yeni bir anayasadan başlaması gerektiğini belirten Elçi
şunları söyledi: "Özel yetkili mahkemelerin ve olağanüstü
yargılamaların yol açtığı adaletsizliklere son verecek çözümlere,
Kürt sorununun çözümünde müzakere ve silahsızlanmadan, savaşın yol
aştığı toplumsal yaraların sarılmasına kadar kapsamlı düzenlemeler
yapılmalıdır."
CİHAN
Yorumlar