Diyarbakır Baro Başkanı Elçi: Hukukun üstünlüğü onarılması güç bir darbe aldı

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ‘yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturmasından sonra yapılan müdahalelerle hukukun üstünlüğünün onarılması güç bir darbe aldığını, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin de açı.

Google Haberlere Abone ol
Diyarbakır Baro Başkanı Elçi: Hukukun üstünlüğü onarılması güç bir darbe aldı

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ‘yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturmasından sonra yapılan müdahalelerle hukukun üstünlüğünün onarılması güç bir darbe aldığını, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin de açıkça ihlal edildiğini söyledi.
Baro Başkanı Elçi, "Anayasal ve yasal hükümlere açıkça aykırı, hukuk devleti ilkelerini ortadan kaldıran ve idarenin hesap verebilirliğinin sonunu getiren yönetmelik hükümlerinin iptali amacıyla Diyarbakır Barosu olarak Danıştay’da iptal davası açacağımızı da kamuoyuna duyurmak isteriz." dedi.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, yaptığı açıklamada, son günlerde rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Elçi, “İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ‘yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturmasından sonra Başbakan tarafından yapılan açıklamalar, Adalet ve İçişleri bakanlıkları tarafından yapılan idari işlem ve düzenlemeler, yasal ve anayasal hükümler ile hukuk devleti ilkelerini açıkça ihlal etmiştir. Son bir kaç gündür yaşananlar, zaten hayli zayıf olan ‘yargının bağımsızlığı’ ve ‘idarenin hesap verebilirliğinin’ sonunu getirmiş, ‘hukukun üstünlüğü’ çabalarına da onarılması güç bir darbe vurmuştur.” dedi.

"HİÇBİR DEMOKRATİK ÜLKE BUGÜNE KADAR BAŞBAKAN VE YÜRÜTMENİN TUTUMUNA TANIK OLMAMIŞTIR"

“Soruşturma kapsamında bazı bakanların yakınları, yakın çalışanları, üst düzey kamu kurumu yöneticisi bürokratların gözaltına alınmasıyla Başbakan’ın kamuoyuna yansıyan açıklamaları, bir hukuk devletinde tanık olunmayacak şekilde soruşturmayı yönlendirme, etkileme ve engelleme niteliğinde ve yasaların açık hükümlerini ihlal edici olmuştur.” diyen Elçi, ardından emniyete yapılan müdahalelerin dünyanın hiçbir demokratik ülkesinden rastlanılamayacak nitelikte olduğunu kaydetti.

Elçi, “Bu gelişmelerin ardından, başta İstanbul Emniyet Müdürlüğü olmak üzere, doğrudan veya dolaylı şekilde başlatılan soruşturmayla bağlantılı olarak onlarca kolluk görevlisi, emniyet müdür, amir veya memurunun görev yerleri değiştirilmiş, yürüttükleri işlerden el çektirilmiştir. Üst düzey kamu görevlilerine, hatta bazı bakanlara kadar sirayet ettiği belirtilen bir ‘rüşvet ve yolsuzluk’ soruşturmasından sonra başta Başbakan olmak üzere, yürütme erkinin tutumu ve uygulamasına dünyanın hiç bir demokratik ülkesinde bugüne kadar tanık olunmamıştır.” diye konuştu.

"AB KAPSAMINDAKİ DÜZENLENME RAFA KALDIRILDI, SORUŞTURMALARDA SİYASİ DEĞERLENDİRMENİN YOLU AÇILDI"

Adalet ve İçişleri bakanlıkları tarafından 21 Aralık 2013 tarihinde 28858 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Adli Kolluk Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’le, 2005 yılında yürürlüğe giren ‘Adli Kolluk Yönetmeliğinde’ bir dizi değişiklik öngören bir düzenleme yoluna gidildiğini hatırlatan Diyarbakır Baro Başkanı Elçi, “Yapılan değişiklikle Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecinde savcılık kurumunun güçlendirilmesi, suçla etkin mücadelenin sağlanması bakımından getirilen bazı düzenlemelerin ortadan kaldırılmaya yol açılmıştır. Buna göre, soruşturmayı yürütmekle görevli adli kolluğun amiri durumundaki cumhuriyet savcısının yetki ve otoritesi bertaraf edilmiş, kolluk amiri tanımı değiştirilerek, soruşturmalarda adli görevi olan savcının yanı sıra idari görevleri bulunan başsavcı, emniyet müdürü ve vali veya kaymakama da yetki ve görevler verilerek, soruşturmalarda kriminal/adli değerlendirmenin yanı sıra bir nevi idari/siyasi bir değerlendirme yapmanın yolu açılmıştır.“ ifadelerini kullandı.

Elçi, bu düzenlemeyle yaşanacak tehlikeyi de şöyle dile getirdi: “Adalet ve İçişleri Bakanlığı'na, diğer bir ifadeyle yürütmeye bağlı başsavcı, emniyet müdürü ve valilerin, hükümeti rahatsız edecek veya kimi üst düzey bürokrat ve hükümet üyelerinin sorumluluğuna yol açabilecek soruşturmaların engellenmesinin sağlanabilecektir.”

"SORUŞTURMALARA HER TÜRLÜ MÜDAHALENİN YOLU AÇILMIŞTIR"

Diyarbakır Baro Başkanı Elçi, bir suç işlenmesi durumunda, soruşturma usulü ve cumhuriyet savcılarının yetkileri, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini belirterek, “Buna göre, soruşturma yetki ve sorumluluğu cumhuriyet savcısına ait olup, cumhuriyet savcısı kolluğun amiridir. Yeni düzenleme soruşturmanın gizliliğini ortadan kaldırmış, idari/siyasi yetkililerin soruşturmalara her türlü müdahalesinin yolunu açmıştır. Bu düzenleme ile hayli zayıf olan yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkeleri onarılmaz bir yara almıştır.” dedi.

"BARO OLARAK DÜZENLEMENİN İPTALİ İÇİN DANIŞTAY’A BAŞVURACAĞIZ"

Yargı ve polis teşkilatı içinde oluştuğu belirtilen bir gruplaşma/klikleşme veya cemaatleşmeyi ortadan kaldırmanın yolu, adli soruşturmalara daha fazla idari siyasi müdahalenin yolunu açma, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkelerini tümüyle ortadan kaldırma olmaması gerektiğinin altını çizen Elçi, şöyle devam etti:

“Diyarbakır Barosu, her koşulda demokrasinin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğü ilkelerine aykırı uygulamaların karşısında yer alacaktır. Anayasal ve yasal hükümlere açıkça aykırı, hukuk devleti ilkelerini ortadan kaldıran ve idarenin hesap verebilirliğinin sonunu getiren, Adalet ve İçişleri bakanlıkları tarafından 21 Aralık 2013 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelik hükümlerinin iptali amacıyla Diyarbakır Barosu olarak Danıştay’da iptal davası açacağımızı da kamuoyuna duyurmak isteriz.”


CİHAN

Yorumlar