Diyanet: Ön saf boşken arka safta namaza durmayın

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, namaza ait olmayan bir hareketi, bir özre mebni (özürden ötürü) olmaksızın çokça yapmanın namazı bozacağını söyledi. Yüksek Kurul, camide ön safların boş olmasına rağmen arka safta namaza durmanın uygun olmadığına hükmetti.

Vatandaşlardan gelen sorulara sanal alemden cevap veren Din İşleri Yüksek Kurulu, "Ön saf boş iken arkada saf tutmak caiz midir?" sorusunu cevaplandırdı. Cemaat ile kılınan namazlarda safların tertip ve düzenine riayet edilmesinin namazın adabından olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "İmamın bu konuda gerekli hassasiyeti göstermesi ve gerektiğinde, safların usulüne uygun şekilde tanzim edilmesi için cemaati uyarması gerekir. Hz. Peygamber (sas) namaza başlamadan önce safların düzgün ve sık olmasına dikkat etmiş, saflar arasında boşluk bırakılmaması hususunda muhtelif vesilelerle ashabını uyarmıştır. Buna göre cemaat ile kılınan namazlarda, ön safta boşluk varken caminin gerisinde imama uyulması uygun değildir. Bununla birlikte mazeretleri sebebiyle saf haricinde imama uyan kimselerin namazları sahihtir." denildi.

'NAMAZDA VÜCUTTAKİ BİR YERİ ÜÇ DEFADAN FAZLA KAŞIMAK NAMAZI BOZAR MI?'

Namaza ait olmayan bir hareketi, bir özürden ötürü çokça yapmanın namazı bozacağına işaret eden Yüksek Kurul, şu değerlendirmede bulundu: "Amel-i kesir için net bir sınır çizmek zordur. Kimi alimlere göre namazdan olmayan bir hareketi iki elle birden yapmak, kimilerine göre bir hareketi üç defa peş peşe yapmak, tercih edilen diğer görüşe göre ise dışarıdan gözlemleyen kişide, namazda olunmadığı izlenimini verecek bir davranışta bulunmaktır. Bu bakımdan, namazdaki eylemlere benzemeyen ve namazla bağdaşmayan bir davranış, namazda olunmadığı izlenimini veriyorsa amel-i kesir çerçevesine girer ve namazı bozar. Namaz kılan kişi, bir uzvunu nasıl kaşıdığını ve bunun namazını bozup bozmadığını bu açıklamalara göre değerlendirmelidir."

Namazda örtülmesi gereken bir organı açılan kişinin namazının bozulup bozulmayacağı yönündeki bir soruyu da değerlendiren Yüksek Kurul açıklamasında, "Gerek tek başına gerekse cemaatle kılınan namaz esnasında örtülmesi gereken bir organ, kişinin iradesi dışında açılır ve hemen örtülürse namaz bozulmaz. Eğer açılan yer bir organın dörtte biri oranına ulaşmış ve bir rüknü eda edilecek (sübhanellahi’l-azim diyecek) kadar açık kalmış ise namaz bozulur. Kendi iradesi ile bilerek açacak olursa, fasit olur." ifadelerine yer verildi.

'NAMAZDA PANTOLONU ÇEKMEK NAMAZI BOZAR MI?'

Kişinin namaz kılarken, namaza halel getirecek hareketlerden kaçınmasına işaret edilen din İşleri Yüksek Kurulu açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Namaz kişi azalarını kontrol ettiği gibi, kalbini de Allah’a yöneltmelidir. Namaza aykırı olup ‘amel-i kesir’ olarak nitelenen hareketlerin namazda yapılması namazı bozar. ‘Amel-i kalil’ denilen, basit hareketler ise namazı bozmaz. Amel-i kesir için net bir tanım yapma imkanı olmamakla birlikte, dışarıdan gözlemleyen kişide, namazda olunmadığı izlenimini verecek kadar hareket etmek şeklinde tasvir edilmiştir. Amel’i kalil ise bunun zıttıdır. Diğer bir tarife göre de iki el ile yapılması adet olan işler amel-i kesir, bir el ile yapılan işler ise ameli kalildir. Zorunlu olmadıkça pantolonu veya elbiseyi rükua veya secdeye giderken çekmek, namaz dışı bir işle meşguliyet olduğu ve namazda olması gereken huşua aykırı düştüğü için mekruh olmakla birlikte namazı bozmaz. Pantolonu amel-i kesir sayılacak bir tarzda çekmek ise namaz bozar."

'Secdede ayakların yerden kesilmesi namaza zarar verir mi?' sorusunu cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu, secde ederken, rüknü yerine getirecek kadar bir süre ayak parmaklarından birinin yere dokunmasının yeterli olacağını, ayakların en az birisinin bu kadar süre ile yere dokunmadığı durumda ise namazın sahih olmayacağına hükmetti. CİHAN