Diyanet, kardeşlik üzerine hutbe okutacak
Diyanet İşleri Başkanlığı, yarın bütün camilerde kardeşlik üzerine hutbe okutacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı, yarın bütün camilerde kardeşlik
üzerine hutbe okutacak. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından
hazırlanan ve 'Nasıl Bir Kardeşlik' başlıklı hutbede kardeşlik
vurgusu yapılırken, ‘Ensar’ ve ‘Muhacir’ örnekleri verilerek,
“Müslümanlar olarak, Allah Resulü’nden (sas) sonra bu ulvi mirasa
yeterince sahip çıkamadık. Ensar ve Muhacir’in destansı kardeşliği
bizlere örnek olması gerekirken hafızalarımızda bir tarih, bir
hatırat oldu.” ifadeleri kullanılıyor.
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yalnızlığa
terk etmez. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da
onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını
giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir…”
ve “Birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin. Birbirinize haset
etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin.
Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun. Müslümanın, kardeşine üç günden
fazla dargın durması helâl değildir.” Hadis-i Şeriflerine vurgu
yapılan hutbede, “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse
kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının
ki size merhamet edilsin.” Ayetine yer veriliyor. Hutbe “Ya Rabbi!
Müminler olarak gönüllerimizi birbirine kaynaştır. Bizleri
birbirlerine karşı sıcak, birbirlerini gördüğünde yürekleri
kaynayan, gözlerinin içi parlayan samimi kardeşler eyle!” duasıyla
sonlandırılıyor. Tüm camilerde okutulacak hutbede şu ifadeler yer
alıyor:
NASIL BİR KARDEŞLİK?
"Kıymetli Kardeşlerim! Rahmet yüklü evrensel mesajlarıyla gönülleri
fetheden Peygamberimiz'in (sas), asırlar önce dillendirdiği
kardeşliğe dair sözlerine gelin hep birlikte kulak verelim:
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yalnızlığa
terk etmez. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da
onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını
giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini
giderir…”
Kardeşlerim! Yüce dinimizde kardeşlik, aynı anne-babadan dünyaya
gelenlere hasredilemeyecek kadar kapsamlıdır. Kardeşlik, mümine
muhabbet beslemektir. Yağmurun toprağa getirdiği bereket misali
birbirimize rahmet ve şefkatli olmaktır. Peygamberimiz'den (sas)
gelen bir vefadır kardeşlik. Fırtınalı denizlerde birbirimize
sığınılacak bir liman olabilmektir. Kardeşlik, zor zamanlarda gönül
alıcı bir söz, mütebessim bir çehre sunabilmektir. Kardeşlik, huzur
ve mutluluğu paylaşmak, hüzün ve kedere, acı ve ızdıraba ortak
olmaktır. Kardeşlik, mesafeleri, sınırları, engelleri ortadan
kaldıran gönüller arası ülfet köprüsüdür. Renkleri, dilleri,
kökenleri farklı da olsa yürekleri bir kardeşler, birbirlerinin
hüznüne, uğradıkları zulüm ve şiddete, akan kan ve gözyaşlarına
asla duyarsız kalamaz. Kardeşlik duygusu, ayrı bedenlerin aynı
kalbi paylaşabilmesidir.
"BİRBİRİNİZİ SEVMEDİKÇE GERÇEK MÜ'MİN OLAMAZSINIZ”
Kardeşlik, Efendimiz'in (sas), “Sizden biriniz kendisi için
istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek manada iman
etmiş olamaz.” mesajı gereği, diğerkâmlıktır. Duyarlı olabilmektir,
kardeşlik. Efendimiz'in (sas) ifadesiyle birbirimize muhabbet,
merhamet ve şefkat gösterme hususunda bir vücut gibi hareket
edebilmektir. Türlü sıkıntılara müptela olduğumuz şu imtihan
dünyasında beraberce Allah rızasını aramaktır kardeşlik.
Kardeşlik; “Birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin. Birbirinize
haset etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt
çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun. Müslümanın kardeşine
üç günden fazla dargın durması helâl değildir.” Nebevi ifadesiyle,
hangi şartta olursa olsun kardeşini yalnızlığa terk etmemektir.
Kardeşlikte terk yoktur, sorumsuzluk, duyarsızlık yoktur.
Kardeşlik, her şeyden önce bir söylem ve edebî bir kurgu değil, bir
hukuk, bir hak, bir görev, bir iman ve ahlâktır.
“ENSAR VE MUHACİR’İN ÖRNEK KARDEŞLİĞİ ÖRNEK OLMALI”
Değerli Müminler! İşte Ensar ve Muhacir, böyle bir kardeşliği
hücrelerine kadar yaşayarak ortaya koydular. Efendimiz (sas),
asabiyet ve cehaletin çelik ağını kırarak; dilleri, renkleri,
gelenek ve görenekleri farklı olmasına rağmen ‘iyilik ve takvada
yardımlaşan’ kardeşlerden örnek bir toplum meydana getirdi.
Fakat ne hazindir ki Müslümanlar olarak, Allah Resulü’nden (sas)
sonra bu ulvi mirasa yeterince sahip çıkamadık. Ensar ve Muhacir’in
destansı kardeşliği bizlere örnek olması gerekirken,
hafızalarımızda bir tarih, bir hatırat oldu. Dünyevi çıkarlar, güç
mücadeleleri, Kutlu Nebi’nin (sas) ardında bıraktığı bu örnek
toplumu zedeledi. Kardeşlik duyguları ve gönüller onulmaz yaralar
aldı. Asr-ı saadette gönülleri bir, zihinleri bir, gayeleri bir
kardeşlerin arasına ayrılık-gayrılık girdi. Birbirine ülfet,
muhabbet, samimiyet, ünsiyet beslemesi gereken gönüller, hırs,
menfaat, bencillik, kin ve intikam ateşiyle kavruldu. Bu ateş,
geçmişte yaşanan pek çok müessif hâdisenin fitilini tutuşturdu.
Asırlarca yürekleri dağlayan fitne ve fesat alevini körükledi.
Günümüzde de pek çok İslam ülkesinden ateşler yükseliyor. Rahmet
Elçisi’nin kaynaştırdığı kalpler kin, nefret gibi kötü duyguların
mekânı oldu. Bütün bunlar, Resulullah’ın (sas) asırlar önce
haykırarak ilan ettiği kardeşliğe uzak kalışın acı neticeleri değil
midir?
KARDEŞLİĞİ ENGELLEYEN SEBEPLER
Değerli Kardeşlerim! Kardeşliğin zihinlerimizde ve gönüllerimizde
tam anlamıyla zemin bulamayışının elbette birçok sebebi vardır.
Bunların başında herkesin kendini, kendi düşüncesini, mezhebini,
meşrebini, benliğini hakikatin yerine koyması geliyor. Oysa Yüce
Rabbimiz, biz Müslümanlara hakikatin yolunda olmayı, hakkın
peşinden koşmayı emretti. Kendimizi hakikatin yerine koymayı, hakkı
yalnız kendimize has kılmayı emretmedi. Hepimiz hakikatin yolunda
hizmet etmekle emrolunduk. Hiç kimse ‘hakikat avucumda’ dememeli,
‘hakikat benim’ diye iddia etmemelidir. Müslümanlar olarak,
“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını
düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet
edilsin.” İlahi emri gereği yıkıcı değil yapıcı; ayrıştırıcı değil,
birleştirici olmalıyız. Fitneyi değil, ıslahı esas almalıyız. Bizi
biz yapan değerlere sımsıkı sarılarak birliğimizi ve dirliğimizi
korumalıyız. Bu yolda; 'Sakın incitme bir canı, Yıkarsın arş-ı
Rahmân’ı' sözü genelgeçer anlayışımız olsun.
Hutbemizi, yürekten “amin” diyeceğimiz şu dualarla bitirelim: Ya
Rabbi! Müminler olarak gönüllerimizi birbirine kaynaştır. Bizleri
birbirlerine karşı sıcak, birbirlerini gördüğünde yürekleri
kaynayan, gözlerinin içi parlayan samimi kardeşler eyle!"
CİHAN
Yorumlar