Diyanet: Hiç kimse kimsesiz kalmasın, bu Ramazan ve her Ramazan

Diyanet İşleri Başkanlığı, on bir ayın sultanı olan Ramazan ayını 'hiç kimse kimsesiz kalmasın, bu Ramazan ve her Ramazan' sloganı ile karşılamaya hazırlanıyor. Kampanyayı düzenlenen bir basın toplantısıyla basın mensuplarına tanıtan...

Google Haberlere Abone ol
Diyanet: Hiç kimse kimsesiz kalmasın, bu Ramazan ve her Ramazan

Diyanet İşleri Başkanlığı, on bir ayın sultanı olan Ramazan ayını 'hiç kimse kimsesiz kalmasın, bu Ramazan ve her Ramazan' sloganı ile karşılamaya hazırlanıyor. Kampanyayı düzenlenen bir basın toplantısıyla basın mensuplarına tanıtan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez manevi hassasiyet ve Ramazan ruhunu uygun davranmaktan iftar sofralarına kadar pek çok uyarıda bulundu. Ramazan ayının şekli konulara kurban edilmeden manevi ruha dikkat edilerek geçirilmesi uyarısını yapan Görmez, bu yıl yapılan çalışmalarda yalnızlık, mülteciler, sokak çocukları, yetimler ve huzur evlerindeki yaşlılar konularının öne çıkarılacağını ifade etti.

Sepetçiler Kasrı'nda düzenlenen toplantıya Görmez ile birlikte Diyanet yetkilileri ile gazeteciler katıldı. Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman ve Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nden Prof.Dr. Sacit Özdemir'in eşlik ettiği Görmez, toplantıda Ramazan ayı ve Diyanet'in düzenleyeceği kampanya hakkında bilgi verdi. Görmez, Ramazan aynının manevi anlamda bir değişim için fırsat olduğunu, bunun yanında bazı konulara da dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle Ramazan'ın başlı başına bir manevi ziyafet anlamına geldiğini ancak iftar sofralarının bu anlamda bir israf sofralarına dönüştürülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Görmez, "Zira son yıllarda özellikle büyükşehirlerdeki 5 yıldızlı otellerde yapılan iftarlara geçen senelerde dikkat çektikten sonra azalmaya başladığını görmekten mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum." dedi.

Ramazan'ın manevi atmosferine uymayan bazı görüntüler oluşturulduğu uyarısında bulunan Görmez, "Ramazan'ı değiştirmek gibi bir tehlike ile karşı karşıya kalabiliyoruz." ifadesini kullandı. Ramazan'ın paylaşım ayı olduğunu, her türlü bireyselliği ve egoizmi ortadan kaldıran empati yapmayı öğreten, aç insanların halinden anlamayı öğreten büyük bir ibadet olduğunu belirten Görmez, sadece oruç tutanlara değil, tutmayanlara karşı da bu anlayışın gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Görmez bu sayede onların gönüllerinde de başka güzel duyguların taşınmasına vesile olabileceğini anlattı.

İFTAR ÇADIRLARINA DİKKAT

Görmez, iftar çadırı uygulamaları konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Uygulamanın Ramazan'ın ruhu ve anlamına uygun olduğunu ve yaygınlaştığını belirterek bazı uyarılarda da bulundu. Görmez, "Başlangıcı güzel bir düşüncenin ürünü olarak yolda kalan ve yoldan geçenlerin bir çorba ile oruç açmasıyla ilgili iftar çadırlarının son zamanlarda bu gayenin dışına çıkarak bir gösteri aracına dönüştürülmemesini özellikle kamu hizmeti yapanların dikkat etmesi gerekiyor. Dini hükümlerin ortaya konmasında aslolan arkasındaki hikmetlerdir. Hikmeti kaybolan bir hükmün tabii ki İslamın istediği erdemi gerçekleştirmesi mümkün değildir." ifadesini kullandı.

İftar sofralarında birlikteliğin sağlanması konusunda kamu ve ticari kuruluşlarında birlikte iftar yapma konusunu dile getiren Görmez, "Geliniz bu Ramazan'da kamu ve özel kuruluşlar gerekse ticari kuruluşlar olarak toplu iftarlarımızı birlikte yapalım. Çalışanlarla, işçilerle, emekçilerle, patronların, amirlerin ayrı dünyaların insanları olmadıklarını gösterelim. Bu iftarlarda oluşan manevi atmosferi bütün bir yıla yayarak bu kardeşliğin kalıcı olmasını sağlayalım." dedi.

ASIL KONU YALNIZLIK, İNTİHAR KONUSU ÖNEMLİ

Bu yılki Ramazan kampanyasında 'yalnızlık' konusunun öne çıktığını ve bu konuda gelinen ortamda insanın yalnızlaştığını belirten Görmez, insanoğlunun bu konuda en büyük kayıpla karşı karşıya olduğunu, en büyük kaybın anlam kaybı olduğunu ifade etti. Görmez, Türkiye'deki mülteciler, sokak çocukları, huzurevindeki yaşlılar ve yetimlerin de bu kampanya döneminde öne çıkan konular olacağını ifade etti. Türkiye'deki intiharlar konusuna özellikle değinmek istediğini ve geçen hafta açıklanan TÜİK verilerine göre 2013 yılında intihar eden kişi sayısının 3 bin 189 kişi olduğunu kaydeden Görmez, "Biz Diyanet olarak bunu çok ciddiye aldık ve çalışmalar yaptık. Doğrusu bu intiharlar başka diyarlarda meydana gelenlere benzemese de bu rakam ülkemiz için çok ciddi bir rakam. Hiç bir insan canına kıymamalı ve bu noktaya gelmemeli. İnsanlar hayatın gayesini kaybettikleri için böyle bir durumla karşı karşıya kalabiliyorlar." dedi.

Özellikle Ramazan ayının ne zaman başlayıp ne zaman bittiği, ve sahur vakitleri konusunda ortaya atılan farklı görüşlere de değinin Görmez, tartışmaları anlamsız bulduğunu söyledi. Gelişen teknoloji ve teknik imkanların bu konuda belirleyici olduğunu anlatan Görmez, "İslam dünyası ile işbirliğimiz de devam ediyor. Ramazan'ın manevi iklimiyle uğraşacağımıza bu ayda değerlerimizi nasıl yücelteceğimizle uğraşacağımıza son yıllarda sahur vaktinin hangi dakikada başladığı tartışmasıyla ilgileniyoruz. Bu tartışmanın da doğru olmadığını düşünüyoruz. Biz Diyanet olarak tarih boyunca İslam alimlerinin üzerinde durduğu fıkıh ilmiyle astronomi biliminin kesiştiği noktaları dikkate alarak ve İslam dünyasının sevinç ve ibadet birliğini de dikkate alarak temel ilke ve prensipler üzerinden milletimize bilgi vermeye çalışıyoruz. Bu konuda benim bile açıklama yapma yetkim yok. Din İşleri Yüksek Kurulu var. Bu çalışmaları her sene hassasiyetle yapmaktadır." dedi.

CİHAN

Yorumlar