DİSK Genel Sekreteri: Ülkeyi yönetenler, yandaşları haricindekileri hep düşman gördü

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, son günlerde birçok işletmenin fişlenmesi, torba yasa ile çalışanların iş güvencelerinin ellerinden alınmak istenmesine tepki gösterdi. Uygulamaların ‘paralel yapı’ iddialarıyla ilişkilendirildiğine...

Google Haberlere Abone ol
DİSK Genel Sekreteri: Ülkeyi yönetenler, yandaşları haricindekileri hep düşman gördü

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, son günlerde birçok işletmenin fişlenmesi, torba yasa ile çalışanların iş güvencelerinin ellerinden alınmak istenmesine tepki gösterdi. Uygulamaların ‘paralel yapı’ iddialarıyla ilişkilendirildiğine dair izlerin bulunduğunu belirten Çerkezoğlu, “Maalesef ülkeyi yönetenler, yandaşları dışındakileri hep kendisine düşman olarak gördü.” dedi.

Arzu Çerkezoğlu, kamu çalışanlarını yakından ilgilendiren, taşeron işçilerin çalışma koşullarının iyileştirileceği iddiasıyla ortaya çıkan torba yasa ile ilgili Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) açıklamalar yaptı. Yasaya karşı tepkileri olduğunu ve bunu çeşitli platformlarda dile getirdiklerini anlatan Çerkezoğlu, "Torba yasa aslında hükümetin uzun zamandır gündeminde olan ve kanayan yara haline gelen taşeron işçilerle ilgili düzenlemeleri içeren, Soma faciası ve madenlere ilişkin bir takım düzenlemeleri ve yine kamu çalışanlarının çalışma koşullarına ilişkin düzenlemeleri kapsayan bir yasa. Yasa içinde hükümetin aylardır taşeron işçiye müjde diye sunduğu, işçilere hak hukuk getireceğiz diye sunduğu maddeler vardı. Yasanın ilk halinde bırakın taşerona son vermeyi Türkiye'yi taşeron cumhuriyetine dönüştürecek maddeler de içermekteydi. Görüşmelerle bunların bir kısmı değişti ama şu anda hükümetin yapması gereken özellikle Soma'dan sonra artık taşeron çalıştırmanın bütünüyle yasaklanması gerekirken tam tersine taşeronu koruyan maddeler içeriyor." şeklinde konuştu.

Özellikle maden işçilerine yönelik iyileştirmeler getirdiği iddiasıyla sunulan yasa taslağında bu iyileştirmelerin yer almadığını belirten Çerkezoğlu, "Örneğin madenlerde çalışma süresini günde 6 saate indiriyoruz dediler ama son dakikada komisyonda bir kelime oyunuyla 'yer altında' 6 saat denilerek aslında şu an fiilen 8-10 saatlik çalışma süreleri... Çünkü bir madene inmek çıkmak bile saatler alabiliyor. Dolayısıyla mevcut durumu sürdüren, hiç bir iyileştirme içermeyen maddeler var." uyarısında bulundu.

‘DEVLET, KENDİ ELİYLE YARGI KARARLARINI UYGULAMIYOR’

Torba yasada kamu çalışanlarına yönelik çok dikkat çekici bölümler bulunduğunu anlatan Çerkezoğlu, yasa ile alınmış yargı kararlarının uygulanmadığını, biat kültürü dışında kalan herkesin önünün kapatılacağını söyledi. Çerkezoğlu, "Örneğin yargı kararları herkes için uygulanması gerekir. Ama bu ülkede yargı kararları doğrudan devlet eliyle, kamu eliyle uygulanmamaktadır. Taşeron işçilerde olduğu gibi. Bu işçilerin kazanılmış onlarca yargı kararı var hükümetin kendisi bunları uygulamamakta direniyor. Aynı şekilde kamu çalışanlarında da var olan yargı kararlarının yetkiler tarafından uygulanmamasına yönelik, doğrudan hükümete biat etmeyen ya da hükümeti eleştirenlerin kamuda yükselmesi ve kamuda çalışmasının bile önü kapatılıyor. Keyfi sürgünlerin ve cezalandırmaların önü çok açık bir biçimde daha da açılmış oluyor." ifadelerini kullandı.

‘ÇALIŞANLARDA LİYAKAT VE YETERLİLİĞİN YERİNİ HÜKÜMETE YAKIN OLMAK ALDI’

Arzu Çerkezoğlu, yapılmak istenen düzenlemelerin özellikle yolsuzluk soruşturmalarından sonra ortaya atılan ‘paralel yapı’ iddialarıyla ilişkilendirilmesi konusunda da değerlendirme yaptı. Yasa tasarısında kamu çalışanlarına yönelik maddelerde bunun izlerinin görmenin mümkün olduğunu belirten Çerkezoğlu, "Zaten Başbakan her fırsatta, Cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra da yaptığı konuşmalarda sürekli bu konunun altını çiziyor. Kamu çalışanlarına yönelik düzenlemelerde de cezai yaptırımların uygulanmaması, yargı kararlarının uygulanmama keyfiyetinin tanınması özellikle yöneticilere gibi... Kamu çalışanlarında terfi, yükselme, liyakat konularında yeterlilik ve yetenekten ziyade aslında doğrudan hükümete yakın olmak ve hükümetin istediği şekilde davranmanın esas kriter olacağının izlerini torba yasadaki çeşitli maddelerde görmek mümkün." diye konuştu.

Çerkezoğlu, son dönemde ortaya çıkan ve her kesimden büyük tepki çeken iş yerleri ve kişilerin fişlenmesi için yapılan çalışmalar konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Bunu kabullenmenin mümkün olmadığının altını çizen Çerkezoğlu, "Maalesef Türkiye'de her dönem bu ülkeyi yönetenler, Türkiye'yi yönetenlerin iradesi ve yandaşı dışında olanları hep kendisine düşman olarak görmüştür. Bu dönemde de çok açık bir şeklide yaşıyoruz ki son 1-1,5 yıldır Türkiye tarihinin en büyük kırılmalarından birini yaşadık aslında. Halk sokaklarda bir irade ortaya koydu. Başbakan'ın kişiliğinden bu ülkenin yönetilme biçimine karşı, AKP'nin iktidarını sürdürme biçimlerine, bu baskıcı otoriter rejime karşı bir irade ortaya koyuyor canı pahasına ve bu devam ediyor. Hükümet de başta Tayyip Erdoğan olmak üzere hem partisinin hem de kendi iktidarını sürdürmek için kendisine biat etmeyen herkesi ama herkesi karşısına alarak toplumu kutuplaştırarak, gererek iktidarını var ediyor." şeklinde konuştu.

CİHAN

Yorumlar