DİSK: 30 Mart, hırsızlığın ve zulmün aklanması için bir fırsat

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, 30 Mart yerel seçimlerinin halkın kaderini etkileyeceğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol
DİSK: 30 Mart, hırsızlığın ve zulmün aklanması için bir fırsat

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, 30 Mart yerel seçimlerinin halkın kaderini etkileyeceğini söyledi. İktidar partisinin yerel seçimleri hırsızlığın, yolsuzluğun, baskının, sansürün ve zulmün aklanması için fırsat olarak gördüğüne dikkat çekti. ‘AKP’ye oy yok’ sloganıyla hareket ettiklerini ifade eden Beko, işçi sınıfının AK Parti’ye oy vermeyeceğini kaydetti.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, 30 Mart belediye seçimleriyle ilgili görüşlerini paylaşmak için basın toplantısı düzenledi. İktidar partisine tepki gösteren Beko, “Düzenin tüm çarklarından pis kokular yükseliyor. Hırsızlığın, yolsuzluğun, yalanın, yağmanın, talanın, işkencenin, şiddetin, ayrımcılığın, baskının, sansürün, ikiyüzlülüğün kirli iktidarı artık bu toplumu boğuyor. Türkiye halkı saray kavgalarında ve çete savaşlarında yönetilmek istemiyor. Her gün ortaya çıkan yeni deliller açıkça gösteriyor. Bir avuç azınlık Türkiye işçi sınıfı tarafından yaratılan değerler üzerinde tepiniyor. Ve bu azınlık bizi kirli savaşlarının seyircisi ve figüranı yapmak istiyor. Artık yeter. Bizim ekmeğimizin, bizim alın terimizin, bizim geleceğimizin, bizim haklarımızın üzerinde tepişmelerine seyirci kalamayız. 1 milyon liradan ‘3-5 kuruş’ diye bahsedenlerin, 30 milyon avroya ‘küçük bir miktar’ diyenlerin, asgari ücretliye yaptığı simit hesaplarını unutmuyoruz.” diye konuştu.

Ayakkabı kutusundan çıkan paraları hatırlatan Beko, şöyle devam etti: “Dün bakanların oğlunun bir ayakkabı kutusundan çıkan 10 bin asgari ücrete öfkelenmiştik. Oysa turpun büyüğü bakanların değil Başbakan’ın heybesindeymiş. 2 milyon 800 bin asgari ücretlinin bir aylık maaşını bir günde sıfırlamaya çalışan, bunun için devletin kriptolu telefonlarını kullanan bir Başbakan tarafından yönetilmek istemiyoruz. Onlar için bu paralar, daha fazla han hamam, daha fazla gemicik, daha fazla villa demek. Oysa işçi sınıfı için bu paraların anlamı başka. Bu paralar AKP döneminde iş cinayetlerinde öldürülen 12 bin işçi kardeşimizin ödenmemiş emeğinin karşılığıdır.”

30 Mart yerel seçimlerinin halkın kaderini etkileyeceğine dikkat çeken Beko, “İktidar partisi bu yerel seçimleri, hırsızlığın, yolsuzluğun, gençlerimizin katledilmesinin, tüm muhaliflerin hapsedilmesinin, baskının, sansürün, zulmün aklanması için bir fırsat olarak görüyor. 2009 yerel seçimleri, 2010 yılında yapılan Anayasa Referandumu ve 2011 yılındaki genel seçimlerden istediğini alan AKP iktidarı, toplumsal yaşamı muhafazakarlaştıran, muhalefet üzerinde baskı ve şiddet politikalarını artıran ve tek sesli bir yönetim anlayışını dayattı. Ve şimdi yerel seçim sürecinde olduğumuz bugünlerde biz biliyoruz ki ‘Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır’. AKP’nin yerel yönetim anlayışının merkezinde kentsel rantı ve kamu kaynaklarını sermayeye dağıtmak vardır. AKP’nin belediyecilikten anladığı kamu hizmetlerini piyasalaştırmak ve bu hizmetleri taşeron şirketler aracılığı ile sunmaktır.” ifadelerini kullandı.

Yerel yönetimlerinin ve rant akışının tek merkezden kontrol edildiğini ileri süren Beko, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kontrol altında tutan kişi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır ve bu sayede ailesinin serveti katlanarak büyümüştür. İşte tüm bu nedenlerle işçi sınıfının 30 Mart’ta AKP’ye verecek oyu yoktur! Yolsuzluğa batmış ve işçi düşmanı bir iktidara karşı sokakta sesini yükselten halkımız için bu yerel seçimler iktidardan hesap sormanın bir vesilesi olacaktır. Ancak AKP’den sadece sandıkta hesap sormanın yetersizliği ortadadır. Sermayenin yağma ve talan politikalarına, bu yolsuzluk düzenine karşı en sağlam sigortamız Türkiye halklarının sokaklardan yükselen itirazlarıdır.”

Bugün 28 Şubat olması nedeniyle bir gazetecinin sorusuna cevap veren Beko, “28 Şubat süreci sivil darbe olarak görülüyor. DİSK olarak biz sivil darbelere ve askeri darbelere karşıyız. İşçi sınıfını temsil eden bir konfederasyonuz. Amacımız ve nihai hedefimiz sosyalizimdir.” dedi.
CİHAN

Yorumlar