Denizli'nin Nasrettin Hocası'nın cenaze namazı kılındı

Denizli'nin Nasrettin Hocası olarak bilinen Hamdi Cemil Yılmaz için Ulu Cami'de, cuma namazını müteakip cenaze namazı kılındı.

Google Haberlere Abone ol
Denizli'nin Nasrettin Hocası'nın cenaze namazı kılındı

Denizli'nin Nasrettin Hocası olarak bilinen Hamdi Cemil Yılmaz için Ulu Cami'de, cuma namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Beyin kanaması sebebiyle 51 yaşında hayatını kaybeden Yılmaz'ın cenaze namazına, başta Denizli Valisi Abdülkadir Demir olmak üzere çok sayıda seveni katıldı. Ardından Yılmaz, defnedilmek üzere Aydın'ın Çine ilçesine götürüldü.

Denizli'de uzun yıllar simitçilik, tiyatroculuk, kitap yazarlığı yapan Hamdi Cemil Yılmaz, son olarak İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda Nasrettin Hoca kostümüyle turistlerin ilgi odağı oluyor, beraber fotoğraf çektiriyorlardı. Aynı zamanda kliplerde, reklamlarda ve filmlerde oynayan Yılmaz, bugün ailesini de İstanbul'a götürmek için geldiği Denizli’de hayatını kaybetti. Bir röportajında, simitçilik yapmasına rağmen kitap yazmasının amacının, dünyada bir eser bırakmak olduğunu söylemişti.

HAYAT HİKÂYESİ BAŞARMA MÜCADELESİYLE DOLU

Aydın'ın Koçarlı ilçesine bağlı Boğaziçi köyünde doğan Yılmaz'ın çocukluğu, simit satarak ve ayakkabı boyacılığı yaparak geçti. Maddi zorluklar içinde ticaret lisesini bitirdi. Bir dönem Zonguldak'ın Ereğli ilçesine bağlı Çaycuma beldesinde vekil öğretmenlik yaptı. Adeta bir "başarısızlık hikâyesi" olan çalışma hayatı, ağabeyinin yanında ev aletleri tamiratıyla devam etti. İki yıl bakkallık da yapan Hamdi Cemil Yılmaz, veresiye satışlar yüzünden iflas edince Denizli'ye dönüp çocukluğunun işleri simitçilik ve ayakkabılığa yeniden başladı. Ramazanda ayakkabı boyacılığı, diğer 11 ay ise seyyar simitçilik yapıyordu. Ayrıca Denizli Halk Eğitim Merkezi'ndeki amatör tiyatro topluluğunda çeşitli rollerde oynuyordu. Engelli olmamasına rağmen Denizli Sakatlar Derneği ve Denizli Sanatseverler Derneği'ne üyelikleri bulunan Yılmaz, belediye sponsorluğunda çekilen "Bir Yaz Gecesi Rüyası" isimli çocuk filminde Nasrettin Hoca'yı canlandırmıştı. Ondan sonra da uzattığı sakalıyla birlikte hocanın kostümünü giyerek, festival ve çeşitli etkinliklerde şeker ve boncuk dağıtmaya, Denizli, Konya ve İstanbul'da isteyenlerle ücreti karşılığında fotoğraf çektirmeye başlamıştı. Bunu yaparken en çok duyduğu söz, "Seni şöhret yapacağım. Fotoğrafını Facebook'a koyacağım." oluyordu.

Simitçilik yaparken bir yandan da hatıralarını yazan Yılmaz, fikrini almak istediği bir yazarın, "Kim ne yapsın senin anılarını simitçiii?" diye alay etmesi üzerine ilk kitabına bu ismi verdi. İkinci kitabında engellilerin başarı öykülerini anlatırken kendisini, "ayakkabı boyacısı, simitçi ve yazar adayı" olarak tarif etti. "Denizli'nin Nasrettin Hocası" kitabını yazmadan önce onun hakkında 30'dan fazla kitap okuduğunu aktaran Yılmaz, bunlardan bazılarında Nasrettin Hoca'nın küçük düşürüldüğünü söylemişti. Onun bilge, hafız, tasavvuf ehli, imam ve öğretmen olduğunu, ömrünün kendisi gibi fakirlikle geçtiğini belirten Hamdi Cemil Yılmaz, kitabında fıkraların yanısıra insanların kendisiyle fotoğraf çektirme hatıralarını da anlatmıştı.

KİTAPTAKİ HATIRALARDAN BAZILARI

"Bir Ben Eksiktim"
Cevahir İş Merkezi önünde çalışan işçilere selam verdim.
- Hah, bir sen eksiktin Hoca, dediler.
- Evet kardeşim, bir ben eksiktim. Bu şehir, benim de atalarımın fethettiği şehir. Bu şehir, benim de Peygamberim'in müjdelediği şehir. Tamam mı cicim! dedim.

'Bizim Nasrettin Hoca, Kadir Çöpdemir'
Akşehir'de düzenlenen Nasrettin Hoca Şenlikleri'ne katıldım... Şenliğin başlayacağı mezarlığa kadar yürürken caddenin sağına soluna dizilmiş binlerce insan fotoğraf çektirme yarışına girdi. Kameralar da beni çekmeye başladı. O an kendimi dünyaca ünlü bir aktör sandım. Rüyada gibiydim… Bu sahne 15-20 dakika sürdü. Sivil polisler ve zabıtlar beni yaka paça mezarlığın yazıhanesine soktu. Kavuğumu, aksesuarımı çıkarıp poşete koydular. Sorguya çektiler. Heybemi arayıp kimliğimi istediler. Telsizle sicilimi araştırdılar.
- Arkadaş seni kim gönderdi? Nereden geldin? Programımızı alt üst edeceksin. İki Nasrettin Hoca olur mu? Bizim hocamız Kadir Çöpdemir, dediler.
- Bu kostümle şenliğe katılamazsın. Kostümsüz bir hafta misafirimiz olabilirsin. Kostümleri giymen yasak, dediler.
Halk dışarıdan bağırıyor:
- Kadir Çöpdemir'in sakalları takma. Bu adam hocaya daha çok benziyor. Biz bu adamı Nasrettin Hoca olarak görmek istiyoruz.
Yetkiler umursamadı, ben kırıldım;
- Kostümlü veya kostümsüz şenliğe katılmak istemiyorum, dedim. CİHAN

Yorumlar