Demirtaş: Soma’da 301 zengin ölseydi Başbakan 'fıtratında var' der miydi?

Muş’ta seçim çalışmaları kapsamında sivil toplum kuruluşu üyeleri ile bir araya gelen HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, "Soma’da 301 tane dünyanın en zengin patronu ölseydi, 301 tane milyarder, tanınmış zengin Soma’da...

Google Haberlere Abone ol
Demirtaş: Soma’da 301 zengin ölseydi Başbakan 'fıtratında var' der miydi?

Muş’ta seçim çalışmaları kapsamında sivil toplum kuruluşu üyeleri ile bir araya gelen HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, "Soma’da 301 tane dünyanın en zengin patronu ölseydi, 301 tane milyarder, tanınmış zengin Soma’da ölseydi, ne olurdu? Yer yerinden oynardı, hükümetler istifa ederdi, dünya çalkalanırdı. Herkes cebindeki paraya göre mi kıymetlidir? 301 zengin ölseydi başbakan ‘fıtratında var’ der miydi?" dedi.

Muş’ta sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, bütün kimliklere ve inançlara saygı duyulması gerektiğini belirterek devlet halktan uzak, halk altta devlet her zaman üste konumda olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı’nın halk demek olduğunu ifade eden Demirtaş, şunları söyledi: "Bazıları sadece Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmasın kim olursa olsun diye aday çıkarmış olabilir. Bizim derdimiz bu kadar basit değil. Bir cumhurbaşkanı seçiyoruz ama halktan yana olması, adil olması, eşitlikçi olması lazım. Bütün kimliklere, inançlara saygı duyması lazım. Yoksulun, fakirin derdinden anlaması lazım. Cumhur halk demek, halk kendi başkanı seçecekse kendisi gibi olanı seçmeli. Başbakan halktan uzak, genelkurmay başkanı halktan uzak, hükümet halktan uzak, bürokrasi halktan uzak, devlet halktan uzak, halk altta devlet her zaman üste konumlandırılmış. Bugüne kadar devletten korkmadan yaşadığınız bir gün, bir saat olmuş mudur? İnsan kendi devletinden korkar mı, ama 90 yıldır devlet bizi korkutmuş. Devletin en küçük memuru bile, korkutmak üzere inşa edilmiş bir sistem üzerinde duruyor. Bu devlet adil, insan onurunu büyütmek için kurgulanmış bir devlet değil, her dakikamız bu devletten azar işitmek, fırça yemek, ceza yemekle geçiyor. Devlet bunun için kurulmuş bir mekanizma değil ki. Devlet insanın kuludur, kölesidir, hizmetkarıdır. Devlet vatandaşından korkmalı. Vatandaşından, halkından korkmayan devlet otoriter, totaliter, diktatör devlettir asla demokratik devlet olamaz. Bunu değiştirmediğiniz müddetçe devletin halkın üzerindeki yönetme baskısı devam eder. İşte mücadele ediyoruz. Sokaklarda, alanlarda, sivil toplum kuruluşlarında, vakıflarda mücadele ediyoruz. Şimdi bu devletin bir numaralı kişisini seçeceğiz, cumhurbaşkanını seçeceğiz. Yıllardır bizi korkutan, her gece televizyondan bizi azarlayan devletin başına bir numaralı kişiyi seçeceğiz. Bu parti seçimi değil, kişi meselesi değil, bu devlet bize saygı duysun istiyorsak, başörtülü hakarete uğradığında cumhurbaşkanı onun yanında olsun istiyorsa, işçi, köylü, emekçi, zulüm gördüğünde, başkanı yanında olsun diyorsak halkın içinden birini seçmemiz lazım."

Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasında 301 işçinin katledildiğini kaydeden Demirtaş, "301 az bir rakam değil, bir mahallenin, bir sokağın nüfusudur. Devletin sahipleri, bu işin fıtratında var dediler, abartmaya büyütmeye gerek yok dediler. Orada 301 tane dünyanın en zengin patronu ölseydi, 301 milyarder tane, tanınmış zengin Soma’da ölseydi, ne olurdu? Yer yerinden oynardı, hükümetler istifa ederdi, dünya çalkalanırdı. Herkes cebindeki paraya göre mi kıymetlidir. 301 zengin ölseydi başbakan ‘fıtratında var’ der miydi? Roboski’de 34 tane Kürt, gariban öldürüldü. Orada 34 tane Kürt değil de milyarderler, savaş uçağıyla öldürülseydi başbakan ertesi gün Genelkurmay Başkanı’nı tebrik eder miydi? Halk eza gördüğünde halkın başına felaket geldiğinde akıllarına ilk gelen şey devleti kurtarmaktır. Cumhurbaşkanından başbakana, valiye, savcıya kadar herkes aman devletimiz zarar görmesin derler. Halk umurlarında değil, halkın canı cehenneme diyorlar. Bu devlet kimin babasının malı. Vergisini biz ödüyoruz, kuran bu halk, kurtuluş savaşında canını veren de bu halk oy verip yönetici seçen de bu halk. Halkın başına bir iş geldiğinde neden devlet seçiliyor. Demek ki seçtiklerimiz yani kişiler. Hak gerçekten hakiki kendi içinden çıkmış birini oraya gönderebilir. Mührü doğru yere bastığınızda bir anda yeni bir sistem kurulabilir. Size parka devlette onlara parmak sallayan bir cumhurbaşkanı çıkar. Bunu yakalamak yaratmak için zor değil. Her yerde büyük bir heyecan var. Türkün kalbide, Alevinin Ermenin Süryanisi yezidini kadınların gençlerin herkesin kalbi heyecan içinde atıyor. Yoksulluğun rengi kimliği yoktur. Gittiği devlet dairesine hakaret görüyor. Herkes giydiği kürke göre değer görüyor. Devletler kurulduğu günden beri bu böyledir. Dönem dönem halk duruma el koyar kendi yöneticisini kendisi seçer. Doğru yönetici seçilmişse halk rahat eder. Yoksa devlet her zaman ye kürküm ye misali kürkü iyi olandan yanadır. Bizler uzun yıllar birlikte halkaların kardeşliği Türkiye’nin birliği içinde Kürt halkının özgürlüğü için mücadele ettiysek cumhurbaşkanı seçiminde de bu fırsatı iyi kullanmalıyız." dedi.

"BAŞBAKAN ÇOCUKLARININ MAL VARLIĞINI AÇIKLASIN"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği mal varlığının yalan olduğunu iddia eden Demirtaş, "İnsanlar kulak kabartıp bizi dinliyor. Bu kadar fedakar halkın içinden çıkmış hakiki bir halk adayı acaba ne yapacak diye herkes bizi izliyor. Diğerlerinde umut yok gözlerinde fer yok. Yalandan başka hiçbir şeyleri yok. Malvarlığını açıklamış o da yalan. Yoksa verdiği beyan yalan. Yoktan karar alması lazım. Sadece çocuklarımızın ve eşinizin değil 7 sülalemizin mal varlığı açıklansın dedik. Bütün mal varlığı başkasının adına. Malvarlığı açıklanası kimse ona oy vermez. Komşusu aç iken tok yatan bizden değil diyor dinimiz. Senin halkın sokaktan çöpten ekmek toplayacak hale gelecek açlık sınır asgari ücret açlık sınırının altında olacak, karnını doyup doymayacağız belli değil, gelip sana oy verecek. Sen Müslümansın diye o verecek sen de Karun kadar zengin olacaksın alın teriyle ticaret yapsan yine saygı duyarım. Fakat sen başbakansın, 12 yıldır başbakansın, senin ticaret yapmaman lazım. Senin halkın parası üzerine herkesten daha titiz olman lazım. Çocuklarını malı mülkü açıklansın. Kızının damadını oğlunun üstüne ne var. Her şeyi açıklasın. Müslümanlık böyle midir? Hz peygamber rahmet ettiğinde miras olarak torunlarına ne bıraktı. Bütün Arabistanı alabilirdi, istese, kendi malı yapabilirdi fakat geriye mal mülk bırakmadan gitti. Din budur dedi, ben Allahın bana sizlere tebliğ etmem için gönderdiği budur dedi. Hangi din hırsızlığı cevaz vermiş müslümandır diye insanlar oy veriyor. İmanını sorgulamıyoruz ama dürüstlüğünü sorgulama hakkımız vardır. Halın başkanı olacaksın, başbakandın, yine önemli bir mevkidi ama 76 milyonun başkanı olacaksın biz seni malvarlığını daha bilmiyoruz. Valiler tek tek işadamlarını çağırıyorlar, her ilde yapıyorlar, Tayyip Erdoğan’ın hesabına para yatırın diyorlar. Bir kol saatini satsanız 10 tane seçim yürütürsünüz. Tek bir kol saati, bütünü seçim kampanyasını yürütebilirler." ifadelerini kullandı.

"BAŞBAKAN SEÇİM PARASINI NEREYE HARCIYOR?"

Başbakan’a yapılan bağışları açıklamasını isteyen Demirtaş, "Seçim kampanyası parasını nereye harcıyor. Mitingleri valiler yapıyor, uçak helikopter devletin, milletin yatırdığı para nereye gidiyor. Bunları konuşmadan bunları anlatmadan ilkesizce halkasız bir seçim kampanyası yürütmeyeceğiz. Seçimi kaybetsek de insanlığımızı kaybetmeyelim. Biz bu ilkelerimizin arkasında duralım. İlkeleri azmin arkasında dimdik duralım adalet eşitlik barış kardeşlik, emekten yoksuldan yana bütün inançları kucaklayan dürüst şeffaf bütün bunlar ilkelerimizdir. Bunlar bize seçim kaybettirecekse biz yine de vazgeçemeyeceğiz. İnsanlar seçecekleri başkanlarına bakarken gurur duymalıdır utanç değil. Birinin başkanı kimse, halk da odur. Ahlaksızlığı meşrulaştırmamamız lazım. Destek vererek oy vererek güç vererek ödüllendirmemeliyiz. Yozlaşan çürüyen toplum haline gelmememiz lazım. Bunu yapamazsak toplum olarak çürümeye doğru gideriz. O yüzden mesele Cumhurbaşkanı, bir kişi mevzusu değil. Biz bunların hepsiniz sorgulayacağız.

Türk Kürt kardeştir diyorlardı, yalan söylüyorlardı. Kürt köleydi devlet egemendi. Şimdi kardeş olsun istiyoruz, sadece Kürt Türk değil Ermeni, Süryani kardeş olsun istiyoruz. Eşitliğin olmadığı yerde kardeşlik olmaz, asıl ezileni kandırmak için kullanılıyor. Biz onun için oldurmak istiyoruz. Yeni yaşam teklifimizle gerçek kardeşliği önermek istiyoruz. Bütün kardeşlerim herkes Kürt halkının her biri dönem kendi irademizin etrafında tek vücut olma dönemidir. Bu anlamıyla bu partiler ne kadar bizi kandıracaklar. Birik olamayanı kuşyemi gibi tek tek yerler. Birlik olmamız lazım. Çıkarlarımız neredeyse orada birlik olmamız lazım her şey kredi atama ihale değil. Cumhurbaşkanı seçiyoruz, gururlar senin yanında olacak senin hakkını savunacak biri olmalıdır. Bu fırsatı kaçırırsak zor günler yaşarız. Birlik içinde hareket edersek koltuğu olmazsa bil geleceği kazanırız. Bütün Türkiye ezilenleri bizden bunu bekliyor. Yıllarca biz mücadele ettik belli noktaya geldi. Gücümüzü yoksulla emekçilerle birleştiriyoruz. Bir sonraki seçimde büyük bir güçle parlamentoya gideceğiz ve iktidara yürüyeceğiz. Korkulacak tedirgin olacak anlayış tekçidir. Sadece suniyi düşünen bir anlayış tekçidir, korkmamız lazım. Herkesi düşünen anlayışlar ancak bu topraklarda kalıcı olabilir. Öbür türlüsü birbirine hakarettir. Birlikte yaşamak demokrasiye yürekten inanmak gerektirir. Benim halkın ezilen bir halk olarak büyük zorluklarla bugünlere geldi. Şimdi her şeye bu mesajı gönderiyoruz. Özgür bir ülke demokratik bir cumhuriyet yaratacaksak saygı duyarak kimliklerimize ve inançlarımıza saygılı olarak yeni bir devlet yaratabiliriz devlette her halkın kimliğin yöneticisi olmalı. Devleti bölmekten değil devletin gücü herkese dağıtmaktan söz ediyoruz. Bizim mesajımız budur, sizden aldığımız güç budur. Biz zaten her yerde destek görerek kazanmış durumdayız. Haram paylar kazanılan koltuk bize haram olsun. Bizim için yatan para değil, para yatıran kişi sayısı önemlidir. Bize büyük para yatırmayın, ne kadar çok insan oraya gidersek bizim için daha önemlidir.” şeklinde konuştu.

Sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile görüşen Demirtaş, daha sonra karayolu ile Bitlis’e hareket etti.

CİHAN

Yorumlar