Demirtaş: Kişi, cemaat sempatizanı diye suçlanamaz

Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, bir cemaat sempatizanı olmanın suçlu olma anlamına gelmediğini söyledi. Demirtaş, “Dinler ve inançlar kendilerini cemaat aracılığıyla var ederler. Eğer ‘devlet din alanına müdahale etmesin’ diyorsak, cemaatlerin din alanındaki faaliyetlerine elbette ki özgürlüklerine saygı duyacağız. Cemaati tek başına bir suç olarak tanımlamak hukuk dışılık olur. Bu da hukuku siyasetin emrine sokmak olur.” dedi.

Selahattin Demirtaş, adaylık toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Demirtaş, “Paralel devlet yapılanmasına yönelik ne düşünüyorsunuz? Paralel devlet yapılanmasına ilişkin soruşturmalar sürüyor. Bir taraftan da KCK davalarında tutuklu olan sanıklar tahliye edildi. KCK davasında sizce paralel devlet yapılanmasının bir operasyonu olabilir mi?” şeklindeki soruya, “Türkiye’de bir derin devlet olgusu var ola geldi. Bir paralel yapı olarak da adlandırılabilir. Ama AKP’nin buna paralel demesi abesle iştigaldir. Evrenin herhangi bir yerinde kesişen iki çizgiye paralel denmez. Bıraksınlar biz ‘paralel’ diyelim her ikisine. Ama AKP paralel diyemez. Hukuk dışına çıkmış, iktidar içerisinde, devlet içerisinde, hükümet içerisinde odaklanmış, suç işlemiş kim olursa olsun. Bir cemaat veya bir parti mensubu olur ya da bürokrat olur. Kesinlikle hesap sorulması lazım. Burada şu hassasiyete, kritere dikkat etmek lazım. ‘Bir kişi sırf cemaat sempatizanı, gönüllüsüdür’ diye suçlanamaz. Suç işleyip işlemediğine bakılacak. Sadece bir cemaatin sempatizanı olmak bir kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez. Dinler ve inançlar kendilerini cemaat aracılığıyla var ederler. Eğer devlet din alanına müdahale etmesin diyorsak, cemaatlerin din alanındaki faaliyetlerine elbette ki özgürlüklerine saygı duyacağız. Cemaati tek başına bir suç olarak tanımlamak, herhangi bir cemaat olarak söylüyorum. Bu da hukuk dışılık olur. Bu da hukuku siyasetin emrine sokmak olur.” şeklinde cevap verdi.

‘CUMHURBAŞKANI OLURSAM, ALLAH TAYYİP ERDOĞAN’A YARDIM ETSİN!

“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması, parasız ve çok dilli temel eğitim gibi iddialı programlarınız var. Bunları sizinle aynı çizgide olmayan hükümetle nasıl gerçekleştirmeyi düşünürsünüz? Seçilemezseniz nasıl bir tutum belirleyeceksiniz, seçilirseniz Başbakan Tayyip Erdoğan’la çalışabilecek misiniz?” şeklindeki soruyu esprili bir cevap veren Demirtaş, şöyle devam etti: “Bu kadar çok şeyi isteyen aynı zamanda yetkilerinin de kısıtlanmasını isteyebilir mi? Evet. İşin sırrı da tam oradadır. Tek bir kişi çıkıp ‘bütün bunları yapacağım, size demokrasi getireceğim’ diyorsa asıl aldatmaca zaten oradadır. Asıl kandırmaca oradadır. Bugün başımıza gelmiş felaketin altında yatan anlayış da budur. Ben sizi kurtarmak üzere özel olarak yetkilendirilmiş, görevlendirilmiş kurtarıcı değilim. Ben sizlerin mesajını ve birbirinize ulaştırmak istediğiniz birlikte yaşam, birlikte mücadele kardeşlik mesajını taşımakla görevli hissediyorum kendimi. Ve seçilirsem bütün bu değişiklikleri hep birlikte yerelden başlayarak yapmayı vadediyoruz. Yoksa cumhurbaşkanı seçildiğimiz ertesi günü bunlar hayata geçecek demiyorum. Bu bir mücadele süreç işidir. Bütün bunları cumhurbaşkanı yapsın diye önermiyoruz. Yeni yaşamı birlikte inşa edeceğiz. Seçim bunun için en önemli fırsattır. Merkezin yetkilerini azaltarak, katılımcı demokratik sistemi ve yerinden yönetim modelini güçlendirerek zaten bunları yapabiliriz. Bir tek kişinin bunları yaptığı sisteme demokrasi denmiyor zaten. Şu anda olduğu gibi. Türkiye’de demokrasinin işlemediği gibi. İkinci turla alakalı sorunun diğer iki adaya da yöneltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sorunun muhatabı onlar olacak. Göreceksiniz ikinci tur için onlardan biri ya beni destekleyecek ya da boykot yapacaklar. Kediler trafoya girer de hileler yapılır seçilemez ikinci tura kalamazsak asla hiçbir aday lehine çekilmeyeceğiz. Biz koltuk sevdasıyla bu yarışa girmedik. İlla o koltuğa biz oturacağız demedik. Biz bu ilkeleri savunmak, ilkelerin tohumlarını Türkiye’nin dört bir tarafında toprağa ekmek demiyorum, toprağa bırakmak bizler açısından en büyük kazanç ve kazanımdır zaten. Kazanırsam, ben cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başbakan olursa Allah ona yardım etsin. Demokrasiye, çoğulculuğa alışacak. Farklı seslere alışacak. Öyle toplantılarda kalk gidiyoruz diyemeyecek.”

‘BAŞKA ENSTRÜMAN ÇALABİLİYORUM AMA HALKIN UMUTLARINI ÇALMIYORUM’

Bir gazetecinin, “Sloganlarda, ‘Bağlamadan başka bir şey çalmıyor’ yazıyor. Bu fikir size mi ait yoksa gerçekten başka bir enstrüman çalamıyor musunuz?” sorusuna gülerek cevap veren Demirtaş, “Gerçekten başka enstrümanlar da çalabiliyorum. Sadece bağlama değil ama halkın umutlarını çalmıyorum. Halkın parasını çalmıyorum. Halkın geleceğini çalmıyorum.“ ifadelerini kullandı.

CİHAN