Değirmenci: Urla’da 4 yeni villa 2012 yılından sonra yapıldı
İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la anılan Urla ilçesi Zeytineli köyündeki yıkım kararı bulunan kaçak villaların olduğu bölgeyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'la anılan Urla ilçesi Zeytineli köyündeki yıkım
kararı bulunan kaçak villaların olduğu bölgeyle ilgili önemli
açıklamalarda bulundu. Konuyu araştırdıkça usulsüzlüklerin ortaya
çıktığını belirten Değirmenci, “Biz bu işi takip edince bir baktık
ki orda sonradan yapılan 4 villaya hiç ceza kesilmemiş. İdaremiz ne
zaman kesmiş cezaları, 2010 yılında kesmiş, 2012 yılında da yıkım
kararı almış. Demek ki bu 4 tane villa 2012 yılından sonra oraya
kondurulmuş. Yani sayın Başbakanımızın oraya tatile geldikten ve o
yeri gördükten sonra buraya 4 tane yeni villa yapılmış. Bunların ne
tutanağı var, ne tespiti var, ne cezası var, ne de yıkım kararı
var. Neden çünkü devlet memurları korkuyor. Daha önce villalara
değenler hepsi yandı.” dedi. Değirmenci, bu kıyıların, bu
bölgelerin yağmasına, talanına izin vermeyeceklerini belirterek
dava açacaklarını söyledi.
5 Şubat'taki açılış konuşmalarında Urla’daki villalarla ilgili hem
meclisi hem kamuoyunu bilgilendirdiğini belirten Değirmenci, “Çünkü
bu direkt kendi yetki alanımıza giren bir konuydu, o yüzden bunu
paylaşmıştım.” diye konuştu. Yeni gelişmeleri de tekrardan
paylaşmak istediğini söyleyen Değirmenci İl Genel Meclisi mart ayı
toplantısında şunları ifade etti: “Bildiğiniz gibi bu ruhsatsız ve
kaçak durumda olan villalar önce il encümenimizce ceza kesildi,
sonra yıkım kararı alındı. Daha sonra da yıkım kararına karşı villa
sahipleri İzmir 4. İdare Mahkemesine il encümeninin kararının
durdurulması, yürütmenin durdurulması ve iptali için dava açtılar.
Mahkeme, villa sahiplerinin başvurusunu reddetti. Konu hala
Danıştay aşamasındaydı. Bu arada İzmir 1 Nolu Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu bir karar alarak, bu 1.
derecedeki sit alanında bulunan villaları 3. derece sit alanına
yayma alanına aldı. Sadece 20 hektarlık bir alanı. Bu kararı
alırken bilirkişi raporuna dayanarak bu kararı aldı. O günden bu
yana hem benim girişimlerim hem İzmir’deki çeşitli kurum ve
kuruluşların girişimleri bu bilirkişi heyetinin kimlerden
oluştuğunu bir türlü biz öğrenemedik. Bu bilirkişi heyeti kimlerden
oluşuyor. Bunlar bu raporu hazırlamak için ne kadar ödenek aldılar.
Bu bilirkişiler muhakkak ki konularında uzman kişiler. Bu işin
uzmanları, yani bir bilimsel raporun altına imza atan şahıslar
neden kimliklerini saklar. Eğer bu rapor bilimselse bu rapor
kamuoyundan niye gizlenir niye açıklanmaz. Bunu anlamak mümkün
değil. Yani şeffaf devlet diyoruz, her tarafta devlet şeffaf olacak
diyoruz, ama kapalı kapılar ardında karar alınıyor. Bu karar
herkesin istemesine rağmen kamuoyuna açıklanmıyor,
paylaşılmıyor.”
3. derece sit alanına çevrilmesi kararı alındıktan sonra itiraz
için 15 gün süre askıya çıktığını kaydeden Değirmenci, sözlerine
şöyle devam etti: "Kanun gereği bu kararlara sadece Valilik ve
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Kurumu itiraz edebilir. Bunun
dışında başka kurumun itiraz etme hakkı yoktu. Bu süreç dolduktan
sonra ancak bu kararın iptali için dava açılma hakkı var kanunda.
Şimdi 3. derece sit alanına çevrildikten sonra tabi olay
tamamlanmış olmuyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 20
hektarlık arazinin kurul kararına göre planını hazırlayıp Bakanlığa
göndermesi ve onaylaması gerekiyor. Ondan sonra o 20 hektarlık alan
yasal hale gelecek. Benim bildiğim kadarıyla İzmir’de binin
üzerinde aynı şekilde alınmış yıkım kararı var. Ama sadece ‘Urla
villaları’nın bulunduğu 20 hektarlık alana uygulama var.”
"4 YENİ VİLLA YAPILMIŞ HİÇ CEZA KESİLMEMİŞ"
Değirmenci, bu olay meydana çıktıktan sonra oraya giderek basın
açıklaması yaptıklarını ve görüşlerini açıkladıklarını dile
getirdi. Şimdiye kadar gözden kaçan önemli bir olayı dün
öğrendiğini söyleyen Değirmenci şunları söyledi: “Yani bu villalar
konusunu deştikçe altında başka yolsuzluklar çıkıyor. Bu villaları
yapanlardan bir tanesi yeni bir şey yapılmadı demişti. Bakıldığında
yeni villalar yapıldığı görüldü. Böylece o kişinin doğru
söylemediği ortaya çıktı. Biz bu işi takip edince bir baktık ki
orda sonradan yapılan 4 villaya hiç ceza kesilmemiş. Tespitli
tutanağı yapılmamış, yıkım kararı alınmamış. Bu daha önce ceza
kesilen, yıkım kararı alınan villalar bundan önce yapılan
villalarmış. İdaremiz ne zaman kesmiş cezaları, 2010 yılında
kesmiş, 2012 yılında da yıkım kararı almış. Demek ki bu 4 tane
villa 2012 yılından sonra oraya kondurulmuş. Yani Sayın
Başbakanımızın oraya tatile geldikten ve o yeri gördükten sonra
buraya 4 tane yeni villa yapılmış. Bunların ne tutanağı var, ne
tespiti var, ne cezası var ne de yıkım kararı var. Neden çünkü
devlet memurları korkuyor. Daha önce villalara değenlerin hepsi
yandı. Şimdi gidip o tutanağı tutmaktan devlet görevlileri
korkuyor. Neden korkuyor, Başbakan oraya geldi, orda tatil yaptı
veya telefon tapelerinde olduğu gibi o villalar onlara yapılıyor.
Böyle devlet anlayışı olur mu? Böyle bir uygulamayı kabul etmek
mümkün mü? Bu tam bir skandal. Ben buradan görevini yapmayan devlet
görevlilerini de göreve davet ediyorum. Diğer sade vatandaşa ne
uygulandıysa, bundan öncekilere ne uygulandıysa yeni ortaya çıkan 4
kaçak villaya da aynı uygulama yapılmalıdır. Tabi bundan sonra bu
uygulamayı yapabilirler. Giderler tutanakları tutarlar, tespitini
yaparlar, cezayı keserler, yıkım kararını da alabilirler. Ama bu
arada da bakanlık orası için yeni bir plan yapıp bakanlığa
onaylatıp bu yeni yapılanlarla birlikte bunlar yasal hale
gelebilir. Ama burada iz bıraktılar, biz varız. Bunu yasal
yollardan bu 3. dereceye çevirme kararına İzmir’deki bir kısım
çevreci kuruluşlarla ve avukatlarla dava açıp bu kıyılarımızın, bu
bölgelerimizin yağmasına, talanına izin vermeyeceğiz. Mahkemelerde
bu işin iptali için ne gerekiyorsa onu yapacağız.” CİHAN
Yorumlar