Değerler Eğitimi'ndeki Ölümü Teşvik Eden İfadeler Tepki Çekti

İlköğretim öğrencilerine verilecek 'Değerler Eğitimi' seminerlerindeki 'Ölüm nimettir. Ağır hayat yükünden kurtulmaktır' ifadeleri tepki çekti ve itirazlar geldi.

Google Haberlere Abone ol
Değerler Eğitimi'ndeki Ölümü Teşvik Eden İfadeler Tepki Çekti

İlköğretim öğrencilerine verilecek 'Değerler Eğitimi' seminerleri çocukların psikolojisini bozacak nitelikte bulunduğu gerekçesiyle Ankara Barosu'ndan itiraz geldi.

Baro 'Her diri ölümü tadacaktır. Gelen gider giden gelmez, ölüm de bir nimettir. Ağırlaşmış yaşam yükünden kurtulmaktır' ifadelerini çocukları ölüme teşvik edici şekilde buldu.

Zira Seminer içeriklerinin hukuka marjinal olduğunu savunan baro, ilköğretim çağındaki küçük yaştaki çocuklara kış mevsiminin dahi 'kefen/ölüm' bunun şeklinde ifadelerle anlatılmasının psikolojilerine ziyan vereceğinin altını çizdi.

'HUKUKA AYKIRI'

Ankara Barosu, Milli Eğitim Bakanlığı ile Hizmet Vakfı içinde imzalanan protokol kapsamında, seminer ismi altında öğrencilere verilecek 'değerler eğitimi'ni yargıya taşıdı. Baro, söz konusu protokolün yürütmesinin durdurulması ve iptalini istek etti. Dava dilekçesinde, Kuran ve hadislerden alıntılar yapılarak hazırlanmakta bulunan seminer kitapçığının da hukuka marjinal bulunduğu savunuldu.

AHİRETE YÖNELİK MESAJLAR

Dilekçede çocuklara verilmesi düşünülen seminerlerde kış mevsimi dahi 'kefen', 'ölüm' bunun şeklinde çocuk için soğuk ve anlaşılmaz bulunan sözcüklerle anlatılmaktadır' değerlendirilmesi yapıldı.

HASTALIK: ÖLÜME HAZIRLAR

Kitapçıkta 'Hastalık' konusunun, 'Ölümü, kabri ve ahreti bilip ona nazaran hazırlanması gerektiğini hatırlatır' cümleleriyle anlatıldığına da dikkat çekilerek 'Çocuk zihninde 'şok etkisi' yaratacak vurgulamalarla doludur' denildi.

'ÖLÜM NİMETTİR'

Dilekçede 'Ölüm' konusu da eleştirildi: 'Kitapçıkta yer saha 'Eğer ölüm gerçekten güzel olmasaydı, Allah sevdiği kullarını çok uzun yaşatırdı. Her diri ölümü tadacaktır. Gelen gider giden gelmez, ölüm de bir nimettir. Ağırlaşmış yaşam yükünden kurtulmaktır' bunun şeklinde sözler psikolojik şekilde içli bir dönemdeki küçükler için ölümü seçmeyi teşvik edici anlamlar içermektedir.'

MEB-HİZET VAKFI İŞBİRLİĞİ

'Değerler eğitimi' ilk kere 2010'da zamanın Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş sebebi ile yayımlanan bir genelge ile uygulanmaya başlanmıştı. 15 Temmuz'da Milli Eğitim Bakanlığı, mektep öncesi dahil tüm öğrencilere 'değerler eğitimi' ismi altında seminerler verilmesi amacıyla Hizmet Vakfı ile protokol imzaladı. Hizmet Vakfı'nın kurucuları içinde Said-i Nursi'nin öğrencileri de yer alıyor.

UZMANLAR MESAFELİ

'Aşırı itaat eden kişiler yetişir'

Prof. Dr. Ayla Oktay (Eğitim Bilimci): 'Çocuğun öncelikle hoşgörülü olmayı, hakkını ararken başkasına saldırmamayı öğrenmesi gerekiyor. Çocuk, Tanrı'nın varlığını anlamakta zorluk çekerken ölüm, kefen bunun şeklinde kavramlarla tanıştırmanın manası yok. Her şeyi Allah'a bağlarsanız bireyin iradesiyle yapabileceği çok şey bulunmamaktadır anlamına gelir. Bu da çok çok itaat eden kişiler yetişmesine yol açar. Okul öncesi ve ilkokul 1, 2, 3 bunun için çok erken. Birçok şeyin nedenini tam anlamadığı, zihinsel kapasitesinin gelişmediği devirde bunu eda etmek çocuğun soru sormasını engeller.'

'Korkutarak anlatılmamalı'

Prof. Dr. Yasemen Işık Taner (Gazi Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı): 'Hazırlanan içerik asla müsait değil, küçücük küçükler bunları anlamaz. Çocuklar soyut kavramları somutlaştırmak ister. Ahlak öğretilmeli, lakin soyut bilgilerle, korkutarak aktarmak doğru değil. Bu biçimde verilecek bir eğitim çocuğun inanç sistemini öcü bunun şeklinde algılamasına da sebep olur. Ölen bir tanesi ile alakalı 'O uyudu' dediğinizde uyumaktan korkabilir.'

'11 yaştan öncelikle sakıncalı'

Anıl Saraç (Uzman Pedagog): 'Çocuğun idrak ve saptama yaşı 11-12. Dini ve manevi eğitim 11 yaşından öncelikle verilmemeli. Bu ıslak öncesinde soyut kavramlar, aşk, cennet, cehennem bunun şeklinde kavramları anlamıyor ve anlamlandıramıyor. Annesi vefat eden bir çocuğa, 'Annen cennete gitti' derseniz, 'O süre ben de annemin yanına gideyim' demesi mümkündür.'

FATİH'İN KARNESİ VASAT

3 yıldır pilot uygulamada bulunan FATİH Projesi'ni muallim ve öğrenciler değerlendirdi. Çoğunluk, 'eğitimde devrim' söylemiyle yola çıkan projeyi muvaffakiyetsiz buldu.

Başkent Üniversitesi'nin Ankara'da lise düzeyinde eğitim verici 5 pilot okulda 520 talebe ve 65 öğretmenle yaptığı 'FATİH Projesi ile İlgili talebe ve Öğretmen Görüşleri' anketinden çarpıcı neticeler çıktı. Öğrenciler, projenin eğitime yardımı olmadığını, etkileşimli tahta ve tablet bilgisayarlarda internet kısıtlamalar ve aygıt içeriklerinin yetersiz olduğunu, tahta ve tabletin dersin işleyişini bozduğunu, kalitesiz bulunan tabletlerin sık arızalandığını, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) web sitesinin yaşlarına müsait olmadığını, öğretmenlerinin teknoloji kullanması hakkında eğitim almaları gerektiğini ve teknik desteğin güçsüz olduğunu dile getirdi.

TABLET İÇERİĞİ YETERSİZ

İçerik yetersizliği ve ders işleyişi hakkında öğrencilerle tıpkı görüşte bulunan öğretmenler de tabletin eğitim amaçlı kullanılmadığı için lüzumsuz olduğunu, etkileşimli tahta ve tabletlerdeki içerikleri yetersiz bulduklarını EBA web sitesinin tesirli bir biçimde kullanılmadığını ve teknoloji kullanması hakkında hizmet içi eğitime gereksinim duyduklarını belirtti.

Kaynak: HABERLER.COM

Yorumlar