Davutoğlu: Esed sonsuza kadar lider olarak kalacağını düşünüyor

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de toplum içi gerginliklerin en aza indirilmesi için çalışma yapılması gerektiğini ancak Esed'in bunu tercih etmediğini belirtti. Davutoğlu, "Beşşar Esed bunun Suriye'de olmasına izin vermedi. Çünkü...

Google Haberlere Abone ol
Davutoğlu: Esed sonsuza kadar lider olarak kalacağını düşünüyor

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de toplum içi gerginliklerin en aza indirilmesi için çalışma yapılması gerektiğini ancak Esed'in bunu tercih etmediğini belirtti. Davutoğlu, "Beşşar Esed bunun Suriye'de olmasına izin vermedi. Çünkü karşıtları, muhatapları olsun istemedi. Esed, sonsuza kadar lider olarak kalacak düşüncesini taşıyor. Bu Baasçı mantalitedir." dedi.

Dışişleri Bakanlığı'nın organize ettiği ve farklı ülkelerden çok sayıda katılımcının yer aldığı İstanbul Arabuluculuk Konferansı başladı. Hilton Oteli'nde yapılan konferansa katılan Davutoğlu, bölge ülkeleri ve çatışma ortamı bulunan yerlere ilişkin değerlendirmelerini katılımcılar ile paylaştı. Türkiye'de göreve ilk kez başladığı dönemde Ukrayna'da muhataplarına ülke olarak benzer jeopolitik olarak benzer durumda olunduğunu ve bunu açıkladığını belirtti. Davutoğlu, bölgede gerginliğe neden olan Rusça'nın yasaklanması konusunun hata olduğunu belirterek, "Rusçayı yasaklamanın doğru olmadığını ifade ettim. Ukrayna'nın Suriye ile kıyaslandığında bir avantajı vardı. Parlamentosunun işler olmasıydı. Bir ülkede parlamento işlerliğini sürdürüyorsa krizler yönetilebilir, uzlaşma sağlanabilir. Irak'ta neye ihtiyacımız var, parlamentoyu yeniden işlevsel hale getirmeliyiz ve yeni parlamentonun toplanmasını sağlamalıyız. Ukrayna'nın avantajı buydu. Bu avantajdan dolayı bir geçiş dönemi gerçekleştirilebildi. Şimdi tüm diğer aktörler Ukrayna'nın Ukrayna'ya ait olduğunu söylemeli. Tartışın, kendi kararınızı kendiniz verin denmelidir. Reddedilemeyecek bir takım değerler var." dedi.

Ukrayna'nın toprak bütünlüğü yadsınamayacağının altını çizen Davutoğlu, "Eğer bundan herhangi bir taviz verecek olursak tüm diğer Balkan ülkelerinde, Abhazya'da, Karadağ'da benzer senaryolar çorap söküğü gibi gelir. Bunun dışında her şeyi tartışabilirsiniz denmelidir. Rusya'ın Ukrayna'da bir takım meşru çıkarları var. Hem komşu olmaları, hem de Rusça konuşan azınlıklar nedeniyle. Bu çıkarların da dikkate alınması gerekiyor. Ama toprak bütünlüğünü tehlikeye atacak bir şekilde bu çıkarlar gözetilemez. Ukrayna'nın toprak bütünlüğü korunmalı ama bir diğer taraftan da Rusça konuşan azınlıkların hakları da gözardı edilmemelidir. Onların haklarının pahasına toprak bütünlüğü korunamaz." değerlendirmesinde bulundu.

'CENEVRE TOPLANTILARI'

Ukrayna'da, Suriye'de ve Irak'ta benzer oluşumlar bulunduğunu, bu noktada etkin ve etkileşimli arabuluculuğun öneminin ortaya çıktığını anlatan Davutoğlu, "Suriye için Cenevre 2 toplantıları kaçmış bir fırsattır. Ben oradaydım, İbrahimi bu olaydan sonra BM Güvenlik Konseyi'ne bir rapor sundu. Başarısızlığın sebebini açıkladı. Başarısızlık Cenevre 1 bildirgesi ile ilgili değil, Cenevre 2'nin fedakarlıkta bulunma azminin eksikliği ile ilgili dedi. Cenevre 1 bir geçiş hükümeti kurulmasını öngörüyordu. Ama ikinci toplantıda geçiş dönemi lafını bile duymak istemedi paydaşlar. Bizler teröre karşı mücadele edeceğiz ve muhaliflerin hepsi teröristtir dedi rejimin temsilcileri Suriye'de. 3. aşamada da barışın ve uzlaşmanın mümkün olamayacağı bir hale büründü. Cenevre 1 bildirgesi beraber kaleme aldığımız bir bildirgeydi. Bu metin bir BM metni haline dönüşmedi. Cenevre 2'de Montrö toplantısında eğer bu metin masaya konmuş olsaydı, 7.faslı tarafından yürürlüğe sokulacak bağlayıcı bir tanım gerçekleştirilseydi bütün paydaşlar bu metne uymak zorunda kalırdı." şeklinde konuştu.

'ESED SONSUZA KADAR LİDER OLARAK KALACAĞINI DÜŞÜNÜYOR'

Türkiye'nin arabuluculuğu konusunda Filipinler örneğini veren Davutoğlu, "Oradaki uzlaşma toplantılarının destekçileriyiz. Her iki tarafa da Türkiye'de duydukları güvenden ötürü müteşekkiriz. Oradaki uzlaşma süreci başlangıç noktası olarak toplum içi müzakereleri olarak belirlenmişti. Toplum içi gerginliklerin en alt seviyeden en üstü seviyeye kadar bertaraf edilmesi amaçlanmıştı. Herkes yüz yüze konuştu, ama Suriye'de bu olmadı. Beşşar Esed bunun Suriye'de olmasına izin vermedi. Çünkü karşıtları, muhatapları olsun istemedi. Esed, sonsuza kadar lider olarak kalacak düşüncesini taşıyor. Bu Baasçı mantalitedir. Malezya'nın da süreçte katkıları yadsınamaz." dedi.

Konferans yaklaşık 70 kurum ve kuruluşun temsilcileri ile yapıldı. “Bölgesel Örgütlerin Arabuluculukta Artan Önemi” temalı bu yılki konferansın ilk gününde, bölgeselleşmenin hakim olduğu günümüzde anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözümü çabalarının ve bölgesel örgütlerin bu alandaki katkılarının ele alındığı iki panel gerçekleştirildi. Ayrıca, Filipinler’deki Mindanao Barış Süreci ihtilafa taraf olanların ve kolaylaştırıcılık rolünü üstlenen aktörlerin temsilcilerinin katılımıyla bir başarı hikayesi olarak ele ele alındı.

CİHAN

Yorumlar